Fernando Pessoa 1935'te öldüğü zaman, sandığındaki eserlerinin sayısı tahmin bile edilemezdi. Onun elinden çıkmış şiirlerin, yazıların altında genellikle başka imzalar vardı. Üstelik bu isimler yalnızca birer takma ad değil, öyküsü, geçmişi, yazgısı, dünya görüşü farklı olan kişiliklerdi.
Pessoa'nın ölümünden sonra elyazmaları derlenmeye başladığı zaman bitmemiş eserler de bulundu içlerinde. Bernardo Soares imzalı Huzursuzluğun Kitabı da bunlardan biriydi. Tarihten, mitolojiden, edebiyattan, ruhbilimden haberdar bir XX. yüzyıl insanının gerçekliği yadsıyışının, kendini hayallere hapsedişinin güncesiydi bu. Gündüzleri bir kumaş mağazasında çalışan, geceleri yalnızlığını yağmurun sesinde, ayak seslerinde duyumsayan bir Lizbonluydu Bernardo Soares ya da Fernando Pessoa.
Bugün Portekiz edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Huzursuzluğun Kitabı'ndaki her metin, kırık bir aynanın, gerçekliğin bir yanını yansıtan ve sonsuzca çoğaltan bir parçası...
Fernando Pessoa 1935'te öldüğü zaman, sandığındaki eserlerinin sayısı tahmin bile edilemezdi. Onun elinden çıkmış şiirlerin, yazıların altında genellikle başka imzalar vardı. Üstelik bu isimler yalnızca birer takma ad değil, öyküsü, geçmişi, yaz... tümünü göster
Nerede tükettin ömrünü? Bir hareketin hatırası, bir tutkunun işareti, bir maceranın parıltısı, güzel ve firari bir cinnet geçmişinde bunların hiçbiri yok; hiçbir sayıklama senin ismini taşımıyor, seni hiçbir zaaf onurlandırmıyor. İz bırakmadan kayıp gittin; senin rüyan neydi peki?Kökeninde aldatıcı ve yıkıma mahkûm olmayan hiçbir yeni hayat görmedim şimdiye kadar. Her insanın zaman içinde ilerleyip bunaltılı bir geviş getirmeyle kendini tecrit ettiğini, yenilenme niyetine de ümitlerinin beklenmedik yüz buruşturmasıyla karşılaşıp kendi içine düştüğünü gördüm. E. M. Ciora
Nerede tükettin ömrünü? Bir hareketin hatırası, bir tutkunun işareti, bir maceranın parıltısı, güzel ve firari bir cinnet geçmişinde bunların hiçbiri yok; hiçbir sayıklama senin ismini taşımıyor, seni hiçbir zaaf onurlandırmıyor. İz bırakmadan kayı... tümünü göster
Çok uzak zamanlarda değil, günümüzün otuz, bilemediniz elli yıl öncesinde, üstelik hep ülkemizde geçiyor Efrâsiyâbın Hikâyeleri. Ancak... Sanki o zamanlardan ve o mekânlardan değil de, başka zaman ve mekânlardan, hatta başka dillerden aşina olduğumuz hikâyeler... Yani, Puslu Kıtalar Atlasını ve Kitab-ül Hiyeli okumuş olanların tahmin edebilecekleri gibi, üzerine söz söylemesi zor, içine dalması keyif verici kitaplardan: Estetikle oyunun, mizahla felsefenin bir edebî buluşması...
Çok uzak zamanlarda değil, günümüzün otuz, bilemediniz elli yıl öncesinde, üstelik hep ülkemizde geçiyor Efrâsiyâbın Hikâyeleri. Ancak... Sanki o zamanlardan ve o mekânlardan değil de, başka zaman ve mekânlardan, hatta başka dillerden aşina olduğumuz... tümünü göster
Uzun yıllar boyunca kaybedenler kütüphanesinde yaşamanın ardından, dünyanın en güzel kadınıyla tanışıp onunla birlikte olursanız eğer, zaman içinde başınız derde girebilir. Ama, kadın yanınızdaysa, bir gün onun dediği gibi ''kahraman'' olabilirsiniz. Bu kesin.
Kitaplar, kahve yapım kültürü, soylu bir kapı zili, genç bir erkeği elde tutmanın yolları, inanılmaz bir rekabet, geri geri uçan uçaklar, kürtaj
..
daha başka şeyler ve aşk üzerine yazılmış en iyi kitaplardan biri.
(Arka Kapak)
Uzun yıllar boyunca kaybedenler kütüphanesinde yaşamanın ardından, dünyanın en güzel kadınıyla tanışıp onunla birlikte olursanız eğer, zaman içinde başınız derde girebilir. Ama, kadın yanınızdaysa, bir gün onun dediği gibi ''kahraman'&... tümünü göster