Rıfat Ilgaz, Halime Kaptanda Cideli Temel Reisin gelini Halimenin bir kaptan olarak ortaya çıkışının öyküsünü anlatır. Eli silah tutan bütün erkeklerin cepheye gönderildiği Kurtuluş Savaşı yıllarıdır. Köyde yalnızca yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kalmıştır. Herkesin tuza, şekere, ekmeğe hasret kaldığı o günlerde, evinin ihtiyaçlarını karşılamak için sefere çıkan Temel Reis, yolda hastalanarak hayatını kaybeder. Oğluyla bir başına kalan Halimenin, geçimini sağlamak için babasından kalan sandalla Karadenize açılmasının zamanı gelmiştir. Erkek kılığına girerek, oğlu ve iki tayfasıyla çıktığı ilk seferinde hırçın dalgalarla, korsanlarla mücadele etmek zorunda kalır. Bu zorlukların hiçbiri onu yıldırmaz, aksine Karadenize tutkuyla bağlanır. O artık İneboluya cephane taşıyan, Kurtuluş Savaşının fedakâr kadınlarından biridir, Halime Kaptandır
Rıfat Ilgaz, Halime Kaptanda Cideli Temel Reisin gelini Halimenin bir kaptan olarak ortaya çıkışının öyküsünü anlatır. Eli silah tutan bütün erkeklerin cepheye gönderildiği Kurtuluş Savaşı yıllarıdır. Köyde yalnızca yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kal... tümünü göster
Rıfat Ilgaz, Halime Kaptanda Cideli Temel Reisin gelini Halimenin bir kaptan olarak ortaya çıkışının öyküsünü anlatır. Eli silah tutan bütün erkeklerin cepheye gönderildiği Kurtuluş Savaşı yıllarıdır. Köyde yalnızca yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kalmıştır. Herkesin tuza, şekere, ekmeğe hasret kaldığı o günlerde, evinin ihtiyaçlarını karşılamak için sefere çıkan Temel Reis, yolda hastalanarak hayatını kaybeder. Oğluyla bir başına kalan Halimenin, geçimini sağlamak için babasından kalan sandalla Karadenize açılmasının zamanı gelmiştir. Erkek kılığına girerek, oğlu ve iki tayfasıyla çıktığı ilk seferinde hırçın dalgalarla, korsanlarla mücadele etmek zorunda kalır. Bu zorlukların hiçbiri onu yıldırmaz, aksine Karadenize tutkuyla bağlanır. O artık İneboluya cephane taşıyan, Kurtuluş Savaşının fedakâr kadınlarından biridir, Halime Kaptandır
Rıfat Ilgaz, Halime Kaptanda Cideli Temel Reisin gelini Halimenin bir kaptan olarak ortaya çıkışının öyküsünü anlatır. Eli silah tutan bütün erkeklerin cepheye gönderildiği Kurtuluş Savaşı yıllarıdır. Köyde yalnızca yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kal... tümünü göster
Oğuz Atayın edebiyatla ilgili herkes için sürekli merak konusu olmuş günlüğünün bütünü. Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda bana bunu da yaptınız sözleriyle başlayan Günlük boyunca okur, yazarın son yıllarındaki yalnızlığını paylaşmakla kalmıyor, Oyunlarla Yaşayanların oluşum sürecini adım adım izliyor, bir edebiyat laboratuvarındaymış gibi.
Oğuz Atayın edebiyatla ilgili herkes için sürekli merak konusu olmuş günlüğünün bütünü. Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda bana bunu da yaptınız sözleriyle başlaya... tümünü göster
Oğuz Atay'ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okurunu alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmıyor. Kitaba adını veren hikayenin "Korkuyu Beklerken" kendini evine hapseden kahramanı, Atay'ın edebiyat güzergahındaki farklılığının en büyük kanıtlarından. Yazarın bu kitaptaki ilk hikayeyle var ettiği "beyaz mantolu adam" da öyle. Tavanaralarına saklanan eşyadan, gazetelerin dert köşelerine gönderilen mektuplara kadar "Türkiye'nin ruhu"nu hep aynı maharetle kavrıyor Oğuz Atay.
Oğuz Atay'ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği, anlatım zenginliği ve okurunu alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmıyor. Kitaba adını veren hikayenin "Korkuyu Beklerken" kendini evine hapseden kahr... tümünü göster
Tanzimattan bu yana sürekli değişen politik ve toplumsal değerler karşısında tutunmaya çalışan Türk okur-yazarının kara güldürüsü. Eylemsizlikle geçmiş bir yaşamın getirdiği beceriksizlik ve gülünç olma korkusundan Atay sürükleyici bir oyun çıkarmış.
Tanzimattan bu yana sürekli değişen politik ve toplumsal değerler karşısında tutunmaya çalışan Türk okur-yazarının kara güldürüsü. Eylemsizlikle geçmiş bir yaşamın getirdiği beceriksizlik ve gülünç olma korkusundan Atay sürükleyici bir oyun çıkarmış.
Hikmet Benol, toplumdaki yoğun kargaşanın temelinde yatan gerçekliği araştırırken, gerçeklerle içtenlikle ilgilenmenin toplumu yönetenlerce tehlikeli görüldüğünü seziyor ve oyun oynuyormuş gibi ilgilenme yolunu seçiyor. Kişinin kendiyle savaşmasını ve yenmesini, kendini dönüştürmesini önemli bir sorun olarak algılamaya çağıran, çarpıcı ve sarsıcı bir roman.
Hikmet Benol, toplumdaki yoğun kargaşanın temelinde yatan gerçekliği araştırırken, gerçeklerle içtenlikle ilgilenmenin toplumu yönetenlerce tehlikeli görüldüğünü seziyor ve oyun oynuyormuş gibi ilgilenme yolunu seçiyor. Kişinin kendiyle savaşmasını v... tümünü göster