Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmasının öyküsü anlatılıyordu. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri olan domuzlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlardı. Bir siyasal yergi başyapıtı sayılan “Hayvan Çiftliği”ni 1949'da “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı roman izledi. Orwell'in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkiledi.
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanla... tümünü göster
Dibi bilirim, diyor. En büyük kökümden bilirim onu: Seni korkutur. Ben korkmam oradan: ben oraya gittim. Deniz mi içimde işittiğin, Onun doyumsuzlukları mı? Yoksa hiçbir şeyin sesi mi, şu senin deliliğin hani. Bir gölgedir aşk. Nasıl da yalan söyler ağlarsın ardından, Dinle: bu onun toynakları: alıp başını gitti, at gibi.
Yetişkin yaşamının büyük kısmını depresyon halinde geçiren Sylvia Plath 1963'te 32 yaşındayken kendi eliyle hayatına son verdiğinde arkasında özgün şiirlerini bırakmıştı. Depresif ruh hali hemen hemen bütün şiirlerine yansıyan Plath'ın ölümünden sonra 1965 yılında yayımlanan Ariel'deki şiirleri onun şair olarak ününü sağlayan çalışmaları oldu. Bu kitapta Ariel'le birlikte yine ölümünden sonra eşi şair Ted Hughes'un seçerek yayımladığı şiirler de yer almaktadır. Şairin ölümünden önce yazdığı son şiiri olan "Uç" da bu kitaptaki son şiirdir.
(Tanıtım Bülteninden)
Dibi bilirim, diyor. En büyük kökümden bilirim onu: Seni korkutur. Ben korkmam oradan: ben oraya gittim. Deniz mi içimde işittiğin, Onun doyumsuzlukları mı? Yoksa hiçbir şeyin sesi mi, şu senin deliliğin hani. Bir gölgedir aşk. Nasıl da yalan söyler ... tümünü göster
Seni kendimden bile daha çok seviyorum. Eğer bunu söyleyebilirsem kendimle barış içinde yaşamayı sürdürebilirim, çünkü bu aşk beni rehin aldı.Ünlü, başarılı, zengin bir yazarın savaş muhabirliği yapan karısı Esther bir gün ansızın ortadan kaybolur. Esther kaçırılmış mıdır, öldürülmüş müdür, yoksa kocasını mı terk etmiştir? Çok sevdiği karısını bulmak için yanıp tutuşan yazar, Estherin en son birlikte görüldüğü Kazak genci Mikhaille birlikte Fransadan İspanyaya, Hırvatistandan Orta Asya steplerine uzanan bir yolculukta bulur kendini. Bu büyülü yolculuk giderek bir iç yolculuğa dönüşecek, yazar yazgının gücü ve aşkın doğasını yeniden keşfedecek, yaşamına yeni değerler biçecektir... Günümüzün en çok okunan yazarlarından Paulo Coelho, daha önce yayınladığımız Simyacı, On Bir Dakika, Veronika Ölmek İstiyor gibi romanlarından sonra Zâhirde de, okurlarını bir ruh yolculuğuna çıkarıyor. Zâhiri okuduğunuzda, kendinizi daha derinden tanıyacaksınız.
Seni kendimden bile daha çok seviyorum. Eğer bunu söyleyebilirsem kendimle barış içinde yaşamayı sürdürebilirim, çünkü bu aşk beni rehin aldı.Ünlü, başarılı, zengin bir yazarın savaş muhabirliği yapan karısı Esther bir gün ansızın ortadan kaybolur. ... tümünü göster
Dokuz parmaklı bir kadın, kostümünü hiç terk etmeyen bir süper kahraman, kimlik buhranında aklını yitiren bir adam ve Nijeryalı bir göçmen; Küçük Arı.
Yaşamları acımasız bir şaka gibi kesişen karakterlerin size sunduğu sadece bir gülümseyiş; ama buruk bir gülümseyiş... Derken coşkulu bir kahkaha ve hemen ardından kalıcı bir sızı... Ve sonra daha büyük bir kahkaha.
Kitap, içinden hızla geçip gidilen bir duygu tüneli.
Dokuz parmaklı bir kadın, kostümünü hiç terk etmeyen bir süper kahraman, kimlik buhranında aklını yitiren bir adam ve Nijeryalı bir göçmen; Küçük Arı.
Yaşamları acımasız bir şaka gibi kesişen karakterlerin size sunduğu sadece bir gülümseyiş; ama buru... tümünü göster
HER ŞEY SENİNLE BAŞLARIN YENİ BASKISI YAPILDI, KİTAP BU SON BASKIYLA, 2 YILDA 500.000 ADETE ULAŞMIŞ OLDU.Her şey seninle bir başlarsa, bir daha dur durak bilmezmiş!Son iki yılın en çok satan kitaplarından olan her şey seninle başların yeni baskısı (7. baskı) 100.000 adet yapıldı. Kitap bu rakamla 2 yılda 500.000 baskı adetine ulaşmış oldu. Hülya Avşardan Seda Sayana, Tamer Karadağlıdan Birol Güvene sanat dünyasının çok sayıda ünlü ismi bu kitabı önerdi. Milliyet gazetesinin Kitap ekinin yayınevlerinden aldığı rakamlara göre yaptığı Milenyumun çok satanları sıralamasında, 2000 yılından sonra çıkan kitaplar içerisinde Çılgın Türklerden sonra en çok satan kitap oldu. Bu arada kitabın özeti CDye okunuyor ve bu CDyi Tamer Karadağlı seslendiriyor. Kitabın CDsi de yakında kitapçılarda olacak. Kitabın yeni baskısıyla beraber fiyatında da küçük bir değişiklik yapıldı. Yeni fiyatı 4 TL. KİTABIN YARIM MİLYON OKURA ULAŞMASI NEDENİYLE, YENİ BASKININ PİYASAYA VERİLMESİNİ TAKİBEN, ÖZEL BİR REKLAM ÇALIŞMASI DA BAŞLATIRLACAKTIR
HER ŞEY SENİNLE BAŞLARIN YENİ BASKISI YAPILDI, KİTAP BU SON BASKIYLA, 2 YILDA 500.000 ADETE ULAŞMIŞ OLDU.Her şey seninle bir başlarsa, bir daha dur durak bilmezmiş!Son iki yılın en çok satan kitaplarından olan her şey seninle başların yeni baskısı (7... tümünü göster
Bütün diğer romanlardan sonra yazmak istediğim bir itiraf roman vardı...Bu romana bütün yüreğimi vereceğim, kanımı akıtacağım. Sürgün yıllarımda, yatağıma yatmış, iç çözümlemeler yaparken, hüznün altında ezildiğim anlarda bu kararı verdim...Bu roman benim için öyle değerli ki, benimle öyle bir bütünleşmiş ki... Onu başyapıtım yapmak istiyorum...(Fyodor Dostoyevskinin kardeşine yazdığı mektuplardan.)
******
Yeraltından Notlar, Dostoyevskinin yaratıcılığında bir dönüm noktasıdır. Dostoyevski bu yapıtında yepyeni bir anlatım denediğini, Müzikteki geçişleri bilirsin. Bu da tıpkı öyle olacak. Birinci bölümdeki gevezelikler, ikinci bölümde yerlerini ani bir katastrofa bırakacak, şeklinde ifade eder yazdığı bir mektupta.Yapıtın ideolog baş kişisi, Dostoyevskinin sonraki yapıtlarındaki Raskolnikov, Terentyev, Karamazovlar gibi tüm anti-kahramanlarmı önceleyen bir arketip niteliğindedir. Bu anti-kahraman dönemin edebiyatındaki genel eğilimin aksine ne soylu, ne de küçük burjuvadır. Sosyal çevresi tarafından aşağılanmaktan acı çeken, içinde bulunduğu toplumsal şartlara bireysel bir isyan geliştiren küçük bir memurdur. Dostoyevski bu isyanın özüne dönemin aydınlatınca pek hoş karşılanmayan paradoksal düşünceler yerleştirerek 1870lerin Rus aydınlarına da kıyasıya bir eleştiri getirir. Kimi çevrelere göre yapıt, varoluşçuluğun edebiyattaki ilk yansımasıdır.
************
Yeraltından Notlar, insanın özündeki bencil duyguların ve çaresizliğin, kendisini gerçkleştirmesinin sınırlarını ironik ve abartılı ögelerle pekiştirilerek anlatıldığı bu romanda, usta Rus yazarı Dostoyevskinin kaleminden, günlük yaşamın sorunları içinde bunalan tüm çağların çelişkili insanını bulacaksınız.
Yeraltından Notları okurken düşünecek, eğlenecek, yorulacak ve sarsılacaksınız.
************
Yerin altında akıl-eylem-crdem ilişkisini sorgulayan bir insan için yerin üstünde, yani modern dünyada gezinen adımlar ne ifade eder? Modern dünyanın dayatmalarına karşı kişinin yalnızlığı bilinçli bir tercih mi yoksa bir yenilgi midir? Ya da gerçekten yerin altında olan kimdir?
Gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalannı ve hezeyanlarını konu alan Yer altından Notlarda Dostoyevski, bu soruları cevaplayarak varoluşun temellerine iner ve bireye yönelik psikososyal tahlillerde bulunur.
Dostoyevski okumalarının olmazsa olmazlarından kabul edilen bu çok önemli romanda yazann dalıa sonra yazdığı tüm büyük romanların ipuçlarını bulacaksınız.
************
(...) Eğer Dostoyevski, tıpkı Shakespeare gibi, insanoğlunun kendini, hakkındaki görüşünü değiştirerek zenginleştirecek kadar büyük bir yazarsa, Yeraltından Notlarda yeni bir insan görüşünün ilk belirtilerini okuyor ve bu büyük keşfin nasıl yapıldığını neredeyse görüyoruz. Başarısızlık ve mutsuzluk Dostoyevskiyi kazananların, haklı olanların ve mağrurların ruhsal dünyasından iyice uzaklaştırmış, Rus halkına -ve kendisi gibi olanlara- yukarıdan bakan Batıcı aydınlara bir öfke duymaya başlamış, Batıcılıkla savaşma isteğiyle, Batı eğitimi alarak yetişip bir Batı sanatını (roman sanatını) kullanıyor olmanın arasına sıkışmıştır. Yeraltından Notlar bütün bu ruhsal durumlardan geçen bir hikâye yazma isteğinin ya da bütün çelişkileri inandırıcı bir şekilde kucaklayabilen bir kahraman ve dünya yaratma gayretinin sonucudur.
************
Bu notlar ve yazarı tümüyle bir hayal ürünüdür. Bununla birlikte, etrafımıza şöyle bir baktığımızda, bu notların yazarı gibi olanların aramızda yaşamasının yalnızca mümkün değil, aynı zamanda gerekli olduğunu kabul ederiz. Ben, yalnızca yakın bir geçmişin sıkça rastlanılan tiplerinden birini okuyucularıma tanıtmak istedim. Bu tip, hâlâ yaşamakta olan bir kuşağın temsilcisidir. Yeraltı adını taşıyan bu bölümde, bu kişi kendisini ve düşüncelerini anlatırken, toplumumuzda neden bulunduğunu, bulunmasının niçin kaçınılmaz olduğunu sanki açıklamak ister gibidir. İkinci bölüm ise bu kişinin yaşamındaki bazı olayları anlatan gerçek anılarıdır.
************
Suç ve Cezadan kısa süre önce yazılmış olan Yer Altından Notlar (1864), Dostoyevskynin edebi çıraklığının bitişini gösterir. Sonraki eserlerinde ahlaki sorularının birçoğunu, çekirdek halinde bu kitapta ele alır. Dostoyevsky, insanlığın bütün hastalıklarının düzensizlik ve mantıksızlıktan kaynaklandığına ve mantık yürütmek yoluyla düzeltilebileceğine inanan çağdaşları arasında yaygın olan pozitivizme, gözü peklik ve psikolojik kavrayışın eşi örülmemiş bir şekilde saldırır. Geniş zekasının, isyankar ve geçici iradesi tarafından kösteklendiği isimsiz kahramanın durumunu anlatırken, Dostoyevsky, karşı konulmaz kaprisleri ve meydan okuyan ıstırabının, modern insanların olduğu kadar Nietzsche, Freud, Sartre gibi düşünürlerin ne eğilimlerinin habercisi olduğu, yeni bir edebi kahraman oluşturmuştur. ...
************
Hayatını yabaniliğe varan bir yalnızlık içersinde geçiren bir adamın öyküsü Yeraltından Notlar. Mantık denen şeye bir tekme atıp, tüm matematikçileri cehennemin dibine yollamak isteyen çelişkilerle dolu garip bir adamın Yeraltı diye isimlendirdiği kendi münzeviliği, ya da kendi karanlık bilincine çekilerek olayları ve insanları değerlendiren zeki, ama ne yazık ki zavallı birinin...Belki de Dostoyevskinin yazarlık yöntemini kavramada bir anahtar görevi gören Yeraltından Notlar, insanı, hem kişisel hem de ruhsal değişimi ve çelişkileriyle ele alan güçlü bir Dostoyevski klasiği.
******
Bütün diğer romanlardan sonra yazmak istediğim bir itiraf roman vardı...Bu romana bütün yüreğimi vereceğim, kanımı akıtacağım. Sürgün yıllarımda, yatağıma yatmış, iç çözümlemeler yaparken, hüznün altında ezildiğim anlarda bu kararı verdim...Bu roman ... tümünü göster