zergun

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 7 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
zergun okumuş.
Düş Kırgınları

Homerosun doğduğu kente komşu; güneşin, Tanrının yarasından düşen bir kan damlası gibi denize battığı; Şeyh Bedrettinin müritlerinin en son neferine kadar kesilip katledildiği; onlarca yıl insansız kalmış bir yarımadanın ucunda gönüllü sürgününü yaşayan, kırgın bir erkeğin, Kuzeyin, kendine bakışının hüzünlü hikâyesidir Düş Kırgınları. Aşk, pişmanlık, dostluk, erdemler ve insanlık durumları üzerine yoğunlaşan duygusal bir düşünme; aşık olmak-sevmek ikilemi üzerine cüretkâr bir deneme: Mehmet Eroğlunun dokuzuncu romanı Düş Kırgınları bu şekilde de tanımlanabilir. Mehmet Eroğlu, bu romanında -öteki eserlerinde rastladığımız zengin tema çeşitliliğinin aksine- tek bir konuya, aşk ve sevgi ikilemi üzerine yoğunlaşır. Aşk, yüreğin en narin ürperişi iken; sevgi, bazen de vazgeçmektir. Bir yanda hayatı boyunca hep en son unutan olmayı seçmiş, olgunluğun, üzerinde bir kusur gibi durduğu, içki ile acısını katlanabilir kılmaya çalışan düş kırgını bir adam, Kuzey; öte yanda mutluluktan daha görkemli olan şeyi aramaya niyetli, Şafak; ve sevdiğine değil, onu en çok sevene gidecek olan, Çiğdem. Ellili yaşlarda bir erkek ve yirmi beşinde iki genç kadın! Aşınmaz bir pişmanlığın penceresinden bakılarak anlatılan bir öykü olan Düş Kırgınları, biri geçmişte, diğeri şimdiki zamanda yaşanan ve dramatik bir biçimde birbirinin içine giren iki aşkın ustaca kurgulandığı bir romandır. Hem karada hem de denizde yaşayan yunus insanlar, Şeyh Bedrettin dönemine kadar uzandığına inanılan sırlar, benzersiz doğa betimlemeleri ve yerel öğeler taşıyan yan öyküler... Mehmet Eroğlu, Düş Kırgınlarıyla kendisinin de bir parçası olduğu Karaburun Yarımadasını hüzünlü bir aşk hikâyesi için mekân seçerek, insanı ve doğasıyla yeniden yaratıyor...

Homerosun doğduğu kente komşu; güneşin, Tanrının yarasından düşen bir kan damlası gibi denize battığı; Şeyh Bedrettinin müritlerinin en son neferine kadar kesilip katledildiği; onlarca yıl insansız kalmış bir yarımadanın ucunda gönüllü sürgününü yaşa... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
Profil Resmi
zergun okumuş.
Issızlığın Ortası

Edebiyat dünyasına ilk adımını, edebiyat tarihimizin savaş karşıtı ilk romanlarından biri diye adlandırılabilecek Issızlığın Ortasıyla atan Mehmet Eroğlu, bu eserinde, yarattığı unutulmaz kahramanı Ayhanın, Kıbrısta katıldığı savaşta yaralanıp,1975 Ocak ayında, kafasında geçmişi ve varoluşuyla ilgili sorularla Ankaraya geri dönüşünü anlatır. Ayhan, 1971de ortadan kaybolan çocukluk ve gençlik arkadaşı, siyasi eylemci Zaferi aramak üzere tekrar yollara düşmeden önce bu kentte iki ay geçirecek ve bu süre içerisinde, kendisinden oldukça farklı bir kadın olan Ferdayla tutkulu bir aşk yaşayacaktır. Ne var ki roman, birkaç haftaya sığan, aşktan ziyade umutsuz bir kurtuluş çabasını akla getiren, yoğun ve marazi bir cinsellikle örülü bir ilişkinin ötesinde, aslında kendisiyle hesaplaşan Ayhanın ve 12 Mart darbesiyle dağıtılarak yok edilmeye çalışılmış bir kuşağın uzun yolculuğunun resmedildiği, göz alıcı ama trajik bir serüveni anlatmaktadır. Birbirinin içine giren geri dönüşler, kavramlarla bezeli zamansal sıçramalar, son derece sık dokunmuş bir roman örgüsü, yerli romanımızda pek rastlanmayan psikolojik tahliller, insanlık ideali olarak tartışılan ideolojiler, zamanı ve yerelliği aşmaya niyetli bir kozmik bakış açısı, nihayet, yazgısı ve Tanrıyla yüzleşen yalnız insan: Savaş, kurtarıcılık, soyluluk, cinsellik, kahramanlık, cesaret ve derin pişmanlıklar... Mehmet Eroğlunun daha sonraki romanlarında kanıtlanacak olan kurgu ustalığı ve bir romancı olarak ele alacağı trajik insani durumlara ilişkin ilk ipuçlarının görüleceği Issızlığın Ortası,1979 Milliyet Roman Ödülünü kazanmasına karşın 12 Eylül döneminin faşizan ortamında sakıncalı bulunduğundan ancak beş yıl sonra yayımlanmış, daha sonra da 1985 Orhan Kemal Roman Armağanı ile 1985 Madaralı Roman Ödülüne layık bulunmuştur.

Edebiyat dünyasına ilk adımını, edebiyat tarihimizin savaş karşıtı ilk romanlarından biri diye adlandırılabilecek Issızlığın Ortasıyla atan Mehmet Eroğlu, bu eserinde, yarattığı unutulmaz kahramanı Ayhanın, Kıbrısta katıldığı savaşta yaralanıp,1975 O... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
Profil Resmi
zergun kütüphanesine ekledi.
Issızlığın Ortası

Edebiyat dünyasına ilk adımını, edebiyat tarihimizin savaş karşıtı ilk romanlarından biri diye adlandırılabilecek Issızlığın Ortasıyla atan Mehmet Eroğlu, bu eserinde, yarattığı unutulmaz kahramanı Ayhanın, Kıbrısta katıldığı savaşta yaralanıp,1975 Ocak ayında, kafasında geçmişi ve varoluşuyla ilgili sorularla Ankaraya geri dönüşünü anlatır. Ayhan, 1971de ortadan kaybolan çocukluk ve gençlik arkadaşı, siyasi eylemci Zaferi aramak üzere tekrar yollara düşmeden önce bu kentte iki ay geçirecek ve bu süre içerisinde, kendisinden oldukça farklı bir kadın olan Ferdayla tutkulu bir aşk yaşayacaktır. Ne var ki roman, birkaç haftaya sığan, aşktan ziyade umutsuz bir kurtuluş çabasını akla getiren, yoğun ve marazi bir cinsellikle örülü bir ilişkinin ötesinde, aslında kendisiyle hesaplaşan Ayhanın ve 12 Mart darbesiyle dağıtılarak yok edilmeye çalışılmış bir kuşağın uzun yolculuğunun resmedildiği, göz alıcı ama trajik bir serüveni anlatmaktadır. Birbirinin içine giren geri dönüşler, kavramlarla bezeli zamansal sıçramalar, son derece sık dokunmuş bir roman örgüsü, yerli romanımızda pek rastlanmayan psikolojik tahliller, insanlık ideali olarak tartışılan ideolojiler, zamanı ve yerelliği aşmaya niyetli bir kozmik bakış açısı, nihayet, yazgısı ve Tanrıyla yüzleşen yalnız insan: Savaş, kurtarıcılık, soyluluk, cinsellik, kahramanlık, cesaret ve derin pişmanlıklar... Mehmet Eroğlunun daha sonraki romanlarında kanıtlanacak olan kurgu ustalığı ve bir romancı olarak ele alacağı trajik insani durumlara ilişkin ilk ipuçlarının görüleceği Issızlığın Ortası,1979 Milliyet Roman Ödülünü kazanmasına karşın 12 Eylül döneminin faşizan ortamında sakıncalı bulunduğundan ancak beş yıl sonra yayımlanmış, daha sonra da 1985 Orhan Kemal Roman Armağanı ile 1985 Madaralı Roman Ödülüne layık bulunmuştur.

Edebiyat dünyasına ilk adımını, edebiyat tarihimizin savaş karşıtı ilk romanlarından biri diye adlandırılabilecek Issızlığın Ortasıyla atan Mehmet Eroğlu, bu eserinde, yarattığı unutulmaz kahramanı Ayhanın, Kıbrısta katıldığı savaşta yaralanıp,1975 O... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
Profil Resmi
zergun okumak istiyor.
Mehmet - Fay Kırığı 1

Hakkârideki askerliğin ardından on yıl boyunca hiçbir işte dikiş tutturamayan Mehmet Esen, 2005 Temmuzunda İstanbuldan cazip bir iş teklifi alır. Bu şaşırtıcı teklif, aynı bölükte birlikte savaşmış beş asteğmeni yıllar sonra bir araya getirecektir: Cenk Plevneli, İstanbulda batmak üzere olan bir Holdingin varisi; Altan Kısa, bir sendika yöneticisi; Prof, yorgun bir öğretim görevlisi; çok zengin ve muhafazakâr bir Kayserili ailenin büyük oğlu Yakup Kadıoğulları ise İslamiyet ile kapitalizmin birbiriyle bağdaşmayacağına inanan birisidir. Mehmeti İstanbulda daha önce tanıdıklarından çok farklı iki kadın da beklemektedir: Hazza ve günâha inanan, acının yararsızlığını tekrarlayan Simin ile,Yakupun türbanlı olduğu için üniversite eğitimini yarıda bırakan, güzelliğini gizleyen kız kardeşi Emine.Eroğlunun Türkiyenin değişen çehresine baktığı Fay Kırığı üçlemesinin ilk kitabı olan Mehmetin odağında ayrı dünyalara ait iki insanın aşk öyküsü yer almasına rağmen, romanın fonunu, zenginliğini Anadoludaki köklerinden, nüfuzunu ise İslamcı hükümete yakınlığından alan muhafazakâr Kadıoğulları Grubunun, İstanbulun en eski ve tanınmış şirketlerinden olan Plevne Holdingi ele geçirme serüveni oluşturur.Aşk, ayrı dünyaları birleştirebilir mi? Müslüman bir burjuva sınıfı yaratılması İslamiyete nasıl uygun düşer? Kuranın ahlâkı kapitalizmle bağdaşır mı? Romanda tartışılan sorunsallar bunlar olmakla beraber, romanın kahramanı Mehmetin bu süreçte hangi tarafı seçeceği de bir anlamda günümüzün bireylerini yakından ilgilendiren bir tercihtir. Mehmet Eroğlu, adları Mehmet, Emine ve Rojin olan Fay Kırığı Üçlemesiyle ayrı dünyaları, o dünyalara ait insanları ve Güneydoğuda yirmi beş yıldır süren savaşın 1993-1994 dönemini anlatırken, aynı zamanda ülkemizin -Laik-Müslüman, Türk-Kürt çatlakları eksenindeki- son on beş yıllık bölünüşünün bir panoramasını ustaca çizer...

Hakkârideki askerliğin ardından on yıl boyunca hiçbir işte dikiş tutturamayan Mehmet Esen, 2005 Temmuzunda İstanbuldan cazip bir iş teklifi alır. Bu şaşırtıcı teklif, aynı bölükte birlikte savaşmış beş asteğmeni yıllar sonra bir araya getirecektir: C... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
Profil Resmi
zergun kütüphanesine ekledi.
Mehmet - Fay Kırığı 1

Hakkârideki askerliğin ardından on yıl boyunca hiçbir işte dikiş tutturamayan Mehmet Esen, 2005 Temmuzunda İstanbuldan cazip bir iş teklifi alır. Bu şaşırtıcı teklif, aynı bölükte birlikte savaşmış beş asteğmeni yıllar sonra bir araya getirecektir: Cenk Plevneli, İstanbulda batmak üzere olan bir Holdingin varisi; Altan Kısa, bir sendika yöneticisi; Prof, yorgun bir öğretim görevlisi; çok zengin ve muhafazakâr bir Kayserili ailenin büyük oğlu Yakup Kadıoğulları ise İslamiyet ile kapitalizmin birbiriyle bağdaşmayacağına inanan birisidir. Mehmeti İstanbulda daha önce tanıdıklarından çok farklı iki kadın da beklemektedir: Hazza ve günâha inanan, acının yararsızlığını tekrarlayan Simin ile,Yakupun türbanlı olduğu için üniversite eğitimini yarıda bırakan, güzelliğini gizleyen kız kardeşi Emine.Eroğlunun Türkiyenin değişen çehresine baktığı Fay Kırığı üçlemesinin ilk kitabı olan Mehmetin odağında ayrı dünyalara ait iki insanın aşk öyküsü yer almasına rağmen, romanın fonunu, zenginliğini Anadoludaki köklerinden, nüfuzunu ise İslamcı hükümete yakınlığından alan muhafazakâr Kadıoğulları Grubunun, İstanbulun en eski ve tanınmış şirketlerinden olan Plevne Holdingi ele geçirme serüveni oluşturur.Aşk, ayrı dünyaları birleştirebilir mi? Müslüman bir burjuva sınıfı yaratılması İslamiyete nasıl uygun düşer? Kuranın ahlâkı kapitalizmle bağdaşır mı? Romanda tartışılan sorunsallar bunlar olmakla beraber, romanın kahramanı Mehmetin bu süreçte hangi tarafı seçeceği de bir anlamda günümüzün bireylerini yakından ilgilendiren bir tercihtir. Mehmet Eroğlu, adları Mehmet, Emine ve Rojin olan Fay Kırığı Üçlemesiyle ayrı dünyaları, o dünyalara ait insanları ve Güneydoğuda yirmi beş yıldır süren savaşın 1993-1994 dönemini anlatırken, aynı zamanda ülkemizin -Laik-Müslüman, Türk-Kürt çatlakları eksenindeki- son on beş yıllık bölünüşünün bir panoramasını ustaca çizer...

Hakkârideki askerliğin ardından on yıl boyunca hiçbir işte dikiş tutturamayan Mehmet Esen, 2005 Temmuzunda İstanbuldan cazip bir iş teklifi alır. Bu şaşırtıcı teklif, aynı bölükte birlikte savaşmış beş asteğmeni yıllar sonra bir araya getirecektir: C... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 8 ay
Profil Resmi
zergun bir yazarı favorilerine ekledi.

Türk yazar. 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak bu ödülü alan en genç iki kişiden biri olmuştur. Kitapları altmış dile çevrildi ve yüzü aşkın ülkede yayımlandı. 2005 yılında Prospect dergisi tarafından dünyanın 100 entelektüeli arasında gösterilirken, 2006 yılında ise TIME dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri seçildi.

Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu dünyanın ilk 100 entelektüeli listelerinde, 2005 yılında 54., 2008 yılında 4. sırada yer almıştır.

Orhan Pamuk yazarlığa 1974 yılında başladı. 1979 yılında ilk romanı olan Karanlık ve Işık ile katıldığı Milliyet Roman Yarışması'nda birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Bu romanı ancak 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları adıyla yayımlandı. 1983 yılında bu kitapla Orhan Kemal Roman Ödülü'ne layık görüldü.

Pamuk'un daha sonra yazdığı kitaplar da çok sayıda ödül kazandı. İkinci romanı olan Sessiz Ev 1984 yılında Madaralı Roman Ödülü'nü kazandı. Bu romanın Fransızca tercümesi de 1991 yılında Prix de la Découverte Européenne Ödülü'ne hak kazandı. 1985 yılında yayımlanan tarihi romanı Beyaz Kale ile 1990 yılında ABD'de Independent Award for Foreign Fiction Ödülü'nü kazandı ve yurtdışında tanınmaya başlandı. Orhan Pamuk, 2002 yılında yayımlanan Kar kitabını, Türkiye'nin etnik ve politik meseleleri üzerine kurulu bir politik roman olarak tanımlamaktadır. Kar romanı Amerika'da 2004 yılında yılın en iyi 10 kitabından biri olarak gösterilmiştir. Yıllar geçtikçe Orhan Pamuk'un Türkiye dışındaki ünü artmaya devam etti. 1998 yılında yayımlanan Benim Adım Kırmızı 24 dile çevrildi ve 2003 yılında İrlanda'nın ünlü International IMPAC Dublin Literary Award Ödülü'nü kazandı.

Romanlarının dışında, yazılarından ve söyleşilerinden seçmelerin ve bir hikâyesinin yer aldığı Öteki Renkler (1999) ve Ömer Kavur'un yönettiği Gizli Yüz adlı filmin senaryosu (1992) vardır. Bu senaryo, 1990 yılında yayımladığı Kara Kitap romanındaki bir bölümden yola çıkılarak yazılmıştır.

Orhan Pamuk, romancılığının yanı sıra insan hakları, düşünce özgürlüğü, demokrasi ve benzeri konulardaki düşüncelerini makaleler ve söyleşiler yoluyla aktarmaktadır. Şubat 2005 tarihinde İsviçre'de yayımlanan Tages-Anzeiger, Basler Zeitung, Berner Zeitung ve Solothurner Tagblatt adlı gazetelerin haftalık eki olarak çıkan Das Magazin dergisine verdiği demeçte ifade ettiği "Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü ama hiç kimse bunları konuşmaya cesaret edemiyor." sözleri Türkiye'de büyük eleştirilere neden oldu. Yazar, bu sözlerinden ötürü Türklüğe hakaret suçuyla 6 ay ila 3 yıl hapis istemiyle mahkemeye verildi. Mahkeme dünya çapında büyük ilgi uyandırdı. Orhan Pamuk'a karşı açılan bu dava T.C. Adalet Bakanlığı'nın onayını gerektiriyordu. Bu onay verilmeyince 22 Ocak 2006 tarihinde mahkeme yetkisizlik kararı verdi ve dava düştü.

Orhan Pamuk ABD'de yayımlanan Time dergisinin 8 Mayıs 2006 tarihli sayısının 'Time 100: Dünyamızı Biçimlendiren Kişiler' başlıklı kapak yazısında tanıtılan 100 kişiden biri oldu. 2007 Mayıs'ında yapılan 60. Cannes Film Festivali'nde jüri üyeliği yapmıştır.

Türk yazar. 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak bu ödülü alan en genç iki kişiden biri olmuştur. Kitapları altmış dile çevrildi ve yüzü aşkın ülkede yayımlandı. 2005 yılında Prospect dergisi tarafından dünyanın 100 entelektüeli arasında gö... tümünü göster

9 yıl, 8 ay
Daha Fazla Göster

zergun şu an ne okuyor?

Favori Yazarları (1 yazar)

Favori yazarı yok.