hulyami, 742 adet değerlendirme yapmış.  (26/106)
No Rest for the Wicked (Immortals After Dark #3)
No Rest for the Wicked (Immortals After Dark #3)

10

"Bu seriyi çok beğendim çok..Ama ilk kitabı okuduğumda diğer fantastik kitaplara benzetmiştim. Beğenmiştim ama bir türlü ısınamamıştım. Bunda önemli etken ilk kitap ile ikinci kitabın yayın süresinde biraz ara verilmesi..Fakat ikinci kitap Tutkuların Pençesinde''yi çok beğendim ..O yüzden diyorum ki son zamanlarda çıkan fantastik serileri içinde en güzellerinden diyebilirim..Fakat bence yayın evi bu seriyi daha sık aralıklar ile yayınlamalı...Çünkü zaman geçince olayları ve kahramanların arasındaki olay bağlantılarını unutabiliyoruz...Çok güzel bir hikaye vardı bu hikayede Kurt adamlar,vampirler ,periler ,iblisler hepsi mevcut..Yetişkin Serisi olduğunu da belirtmeliyim..Aksiyonlu bir seri..Heyecan katışıksız hiç kesilmiyor..Yazarın kalemini bu ikinci kitap da daha da beğendim..Fantastik severler bu seriye bayılacak bence hala okumayan varsa... Kesinlikle tavsiye edeceğim bir seri kesinlikle okuyun derim. Dikkatimi çeken bir şey de serinin ilk kitabı Sebastian''ın ağabeyi Nikolai''nin yani Sebastian''ı dönüştürmek zorunda kalan ağabeyi..Bu kitabı niçin ilk önce yayınlanmadı yazarın bilemiyorum ..Umarım onu da okumak çok kısa bir zamanda nasip olur..tutkuların Pençesinde''den sonra gelen hikaye Bowen''in hikayesi..Kaderin ödül için onunla yarışıyordu..Çok uzun bir seri bu umarım arka arkaya okumak nasip olur... "

Geçmişten Gelen Ölüm (Eve Dallas, #14)
Geçmişten Gelen Ölüm (Eve Dallas, #14)

10

Klasik bir Eve ve Roarke hikayesi değildi bu bence.. Serinin son zamanlarda yayınlanan serüvenlerinden daha başarılı buldum..Sanki hikaye akıyordu heyecan aşk polisiye ve bilim kurgu temaları ile harmanlanmış idi..Okumak büyük keyif idi..Bu anlatımı ilk kitaplarda yakalıyordum çoğunlukla benim için sürpriz oldu diyebilirim.. Roarke ve Eve ikilisinin ilişkileri,Mcnab ve Pebody'nin süre gelen ilişkisi ve Pebody'nin sıra dışı anne ve babasının ziyareti..Bu ziyaretin Eve'i huzursuz etmesi..Eve'in sonunda geçmişi ile yüzleştiği sahne beni çok etkiledi çok..O acıyı çekerken Roarke'in sevdiği kadının acısını tam da içinde hissetmesi..Geçmişte kalan bu acılara müdahale edememesi yüzünden duyduğu öfke..Sanırım bu tür ilişki biz kadınların tam da istediği türde bir evlilik..Eve'in dikbaşlılığı ve bunu Roarke'in kırdığı sahneler çok eğlenceli idi.. Hala daha bu seriye başlamamış olanlar bence çok şey kaybediyorsunuz..Muhteşem bir seri..Bir an önce başlayın bence..2059 yılında geçen Dedektif Eve Dallas ve kocası Roarke'in hikayesi..İlişkilerinin başlaması ilerlemesi. Roarke'in sicili karanlık geçmişi birbirlerinin ufkunu açması..İlişklerinin oturması Çok özel çok... Durum öyle bir yere geliyor ki bu inatçı sert ama kalbi yumuşak ama bunu göstermekten nefret eden bu sıradışı kadın serüvenin çoğu yerlerinde kocası ile çalışmaya başlaması kaçınılmaz elbette..Süper milyarder Roarke'in imkanları çok geniş istediği her şeyi anında karısının önüne serebilecek güçte..Ama bizim sert dedektifimiz geçmişinden gelen önemsenmeme bir yere atılma durumlarına alışık olduğu için bir türlü alışamamış bu duruma. Ama Roarke ona herşeyini vermek istiyor..Ama Eve için maddiyatın önemli olmaması yüzünden çoğunlukla tartışma çıkıyor aralarında. Mesleği ile ilgili teknolojik yardımları başta almak istemese de sonunda kocasından bu desteği kabul ediyor..Çoğu davalarda birlikte çalışıyorlar,birlikte tehlikeye giriyorlar..Evlilikleri de bu aksiyonu bol maceraların birinden sonra gerçekleşiyor..İki farklı çevrenin insanları olmaları zorlukları getirse de onları birbirlerinden asla uzaklaştırmıyor..Bir de Summerset var Roarke'in uşağı..Hiç ama hiç anlaşamıyorlar Eve ile aralarındaki çekişme diyaloglar müthiş komik..Ama ihtiyaç halinde birbirlerine bir aile gibi destek oluyorlar.. Ondördüncü kitabımız İşte bu şartlarda başlıyor..Eve'in Roarke ile evlenmeden önce mesleğe yeni başladığı dönemlerde hapise attığı dişli bir kadın Julie Dockport sistemi aldatarak hapisten çıkar..Psikoljik uzmanları aldatır ve serbest kalır..Geçmişte evlendiği kocalarını öldürerek yüklü bir servet elde etmiş erkeklerden nefret eden cani ruhlu bir kadındır..Sicilinde yok yoktur..Özellikle annesinin evlendiği bir erkeği de baştan çıkararak hem annesinin hem üvey babasının hayatını alt üst etmiş annesi onu evlatlıktan red etmiştir... Çok pahalı zevklaeri olan bu kadn Eve ile hesaplaşmak için çıkar çıkmaz vakit kaybetmeden cinayetlerine tekrar başlar..Onun hapisten çıktığını öğrenen Eve ile aralarında amansız bir mücadele başlar..Julie onun burnunun dibine kadar gelip cinayetlerini işleyip onunla resmen dalga geçmektedir.. Çok güzel bir hikaye idi..Tavsiye ederim...Kesinlikle kaçırmayın...

Pencereme Aşk Kondu
Pencereme Aşk Kondu

10

Pencereme Aşk Kondu Yazar Adı: Lavyrle Spencer Orjinal Adı: Morning Glory Sayfa Sayısı: 546 Goodreads Puanı: 5/4,22 Yayıevi : Koridor Yayınları Puanım :5/5+++ Uzun zamandır bu kadar güzel sıcak bir hikaye okuduğumu hatırlamıyorum..Eskiden televizyonlarda oynayan eski Hollywood filmlerindeki aile bağları,zorluklar,ekonomik sıkıntıları veren filmler..O havayı soludum ben bu romanda..Yaşamı hissediyorsunuz..Asla pespembe bir aşk yok bu romanda.Gerçek hayatın zorluklarını büyülü bir uslup ile anlatıyor yazar..Yazarın okuduğum ilk romanı kalemini anlatımını çok sevdim..Kaleminde öyle bir yetenek var ki hayatın zorluklarını yaşayan geçek insanların büyülü hikayesini yazmış.. Hikayenin geçtiği yıllar İkinci Dünya Savaşının hemen öncesinde basit sıradan insanların destanlaşan hikayeleri..Kurgu,aşk,aile bağları,çocuk sevgisi,açlık,iktidar hırs müthiş güzel bir şekilde harmanlanmış..İşte diyorum ben böyle ayakları yere sağlam basan içinde her şey olan hikayeleri seviyorum..Hem dram,hem romans severleri çok memnun edecek bir hikaye bu bence.. Konusuna gelince... Sevgiye aç iki insanın destansı hikayesi..İkisi de bizim deyimimizle gün yüzü görmemiş.Hayatta mutluluk nedir bilmemişler romanın kahramanları ..Romanın erkek karakteri Will Parker gayri meşru bir çocuk..Aile sıcaklığını bırakın insan gibi yaşayamamış bile . Ne sıcak bir yemek ne de düzenli bir yaşam..Oradan oraya savrulmuş bir genç adam..Hapise bir kaza sonucu genelevdeki bir kadının ölümüne sebep olduğu için düşmüş..Olaya tanık olan arkadaşının da ihanetine uğramış.. Beş yıl hapis yatıp çıktıktan sonra da yolu Whitney kasabasına düşüştür..Orada girdiği iştende çıkmak zorunda kalır..Amaçsız çaresizdir..Cebindeki üç beş kuruş para ile yine karnını nasıl doyuracağını düşünürken,tam o sırada gazete de bir ilan görür o gazete ilanına başvurmaya karar verir..Bu kararın hayatını kökten değiştireceğini bilemezdi tabii ki..İlanda genç bir erkek koca aranıyordu..Elly Dinsmore tarafından.. Hikayemizin kadın karakteri Elly Dinsmore kasabada ki herkes ona katışıksız deli gözü bakıyordu..Bu sıra dışılığının ardında Elly'nin yetiştiriliş tarzı sıradışı ailesin de rolü büyüktür..Özellikle yarı deli Büyük anne ve büyük baba tarafından devamlı hor görülmesi..Annesinin de kızını bu iki kaçıktan yeteri kadar koruyamaması Elly'nin kişiliğinde derin izler bırakmıştır..Elly 'de sevmeye sevilmeye açtır.. Belki de o yüzden kocası ile arka arkaya gelen ailesindeki ölümlerden sonra evlenmiş onun da kendisine ihtiyacı olduğunu düşünmüş onunla bir yuva kurmuştur..Ama evlendikten sonra dış dünya ile ilişkisini kesmiştir.. Fakat kocasını umulmadık bir şekilde kaybettikten sonra hamile olduğunu farketmiştir.İki çocuğu ve yolda gelmekte olan bebeği ile gerçekten de çaresiz bir durumda dır.. O yüzden evlenmeye karar verir..Fakat mevcut durumu ile bunun pek de kolay olmayacağının da farkındadır..Çünkü sonuçta kapıyı aşındıran taliplileri yoktur.. İşte bu mevcut durumda ikilinin yolları kesişir..İkisi de çaresiz durumdadır..İkisi de ayakta kalmak durumunda dır..İşte hikayenin de güzelliği ve yazarın becerisi bundan sonra başlıyor zaten.. Muhteşemdi muhteşem..Okuyun..Tavsiyemdir... http://hulyami.blogspot.com/2013/07/pencereme-ask-kondu-lavyrle-spencer.html

Yağmurla Gelen
Yağmurla Gelen

8

Yazarın en güzel hikayesi bence..

Yatağımdaki Yabancı (Historical #2)
Yatağımdaki Yabancı (Historical #2)

9

Yatağımdaki Yabancı-Sylvia Day Orjinal Adı:The Stranger I Married Yayın evi: Pegasus Yayınları Sayfa Sayısı: 380 Goodreads Puanı :5/3,9 Benim Puanım : 4,5 Yazarın daha önce okumuş olduğum Günaha Davet kitabını beğenerek okumuştum..Yatağımdaki Yabancı konu olarak daha cüretkar bulduğumu söylemeliyim..Hatta beşlerde oluşan evlilik şartları vs. beni rahatsız da etti..Ama yazar konuya bu durumu o kadar güzel harmanlayarak adapte etmiş ki bu oldukça olağan görünüyor hikayenin konusu içinde..Çoğu kişiyi okurken bu durum rahatsızlık verebilir de vermeyebilir de..Bu romanda klasik bir aşkı ararsanız bence yaklaşmayın.. Özellikle aşk romanlarında erotizmi fazla sevmiyorsanız da uzak durun..Ama bence yazar aşk ve tutkunun ayrılmaz olduğunu çok da güzel işliyor..Sıra dışı olan durumlar beni başta rahatsız etti..Ama konu ilerledikçe hikaye beni içine alıverdi.Yazarın kalemi müthiş bence..Hikayenin başlarında aşk yoktu çiftimiz arasında o sonradan geldi..Ama birbirlerini kıskanma ve sahiplenme vardı ki o da sonradan oldu... Kısaca ben bu hikayeyi bana ters gelen çok özelliği de olsa sevdim..Kitabı çok kolay bitirdim..Kesinlikle takip edeceğim bir yazar olacak..Okuduğum iki kitabını da çok beğenerek okudum..Bir de yazar sanırım erkek kahramanları kadınlardan küçük oluyor..Bunu da belirtmeliyim..Çünkü Gray İsabel'den dört yaş küçük.. Kitabın konusuna gelince: İsabel ve Gray özel yaşamlarını perdelemek evlenmek zorunda kalmamak için Grayson Markisi Gerard Fauklner ile evlenmeye karar verirler..İkisinin de sevgilileri vardır fakat evlenmeye hiç niyetleri yoktur.Bu mevcut durumu sürdürmek için evlenmek özellikle Gray için kurtuluştur..Zira Gray'ın çok sevdiği evli olan sevgilisinden bir çocuğu olacaktır o yüzden de evlenmek istememektedir...Bir de hiç anlaşamadığı katı yürkeli annesini çileden çıkarmak için bir de fırsat doğmuştur.. İsabel için ise durum daha başkadır..İsabel kocasını beş yıl önce kaybetmiştir.Onu çok evmiş fakat ihaneti ile çok sarsılmış evlenmemeye yemin etmiştir..Zira kocasının ihaneti ile kadınlık gururu,yüreği derin bir yaralamıştır..Bir daha da böyle bir duruma düşmemeye yemin etmiştir..Fakat erkeklere ne kadar güvenmese de onlardan vazgeçememektedir..O da bu durumu kendine sevgili bularak çözümlemeye karar vermiştir..Fakat her ne kadar çok sayıda olmayan sevgilileri evlenmek istediğinde de onlara nazikçe kapıyı göstermektedir..Kocası öldükten sonra birlikte olduğu sevgililerini bu yüzden terk etmiştir.. İşte Gray'ın teklifi ile bu evlilik cenderesinden kurtulmak oldukça çekici gelir..Sonuçta bu evlilik kağıt üzerinde olacaktır..Gray ile ayrıca oldukça da iyi dost ve arkadaşlardır.. İşte Gray ve İsabel bu şartlarda evliliklerini gerçekleştirirler..Bir süre böyle devam ederler.. Gray sevgilisini doğumda kaybedene kadar..Emily ve çocuğu doğumda hayatını kaybeder ve Gray bu üzüntüye dayanamayarak bulunduğu ülkeyi terk eder.. Tam dört yıl gelmez ve bir sabah ansızın tekrar İsabel'in hayatına girmeye karar verir.. Oldukça değişmiş olarak ve karısını geri isteyerek.. Oldukça güzel bir romanda bence..Okuyacak arkadaşlara keyifli okumalar dilerim... http://hulyami.blogspot.com/2013/07/yatagmdaki-yabac-sylvia-day.html

Son DeBurgh (The deBurghs # 7)
Son DeBurgh (The deBurghs # 7)

5

Bir serinin daha sonuna geldik..Çok severek okuduğum bir seri oldu.Ama bu son De Burgh'da bende mi bir şey vardı anlamadım ısınamdım kitaba.Konu güzel ama hikaye akmadı. Çeviride bir şey yoktu.Sorun ben de idi sanırım..

Raintree: Sığınak (Raintree # 3)
Raintree: Sığınak (Raintree # 3)

10

Raintree Üçlemesinin son kitabı sığınak ile bu muhteşem seriyi bitirmiş bulunuyorum..Serinin En güzel serüveni idi bence.Bir an bile elimden bırakamadım desem.. Sayfaları nasıl çevirdiğimi bilemedim.Aşk,Tutku,macera,savaş,temaları ile harmanlanmış bu serüven bittiğinde çok üzüldüm..Daha 224 sayfa olsa okuyacaktım.. Serinin son kitabında Dante ve Gideon'dan sonra ailenin dişi üyesi Mercy Raintree'ye aitti. Serinin en heyecanlı hikayesi olması bir bakıma önceki maceraların yarım kalması ve Dante ve Gideon'un Sığınak'a gitmek için yola çıkarken kesilmesi idi.. Romanın erkek kahramanı ise Raintree'lerin can düşmanı bir Ansara idi..Hemde onların hanedan soyunun en başı..Judah Ansara..Fakat Mercy bunu bilmiyordu.. İkisinin yolları tam yedi yıl önce kesişmiş aralarında bir yakınlaşma ile tek gecelik bir ilişki olmuştu.Mercy Judah'ın kim olduğunu bilmiyordu ama Judah onun kim olduğunu anlamıştı..İkisi de birbirlerini unatamamışlardı fakat bunu kendilerine bile itiraf edemiyorlardı..Bu yakınlaşmadan özellikle Ansara Klanının hiç onaylamayacağı bir çocuk dünyaya gelmişti Eve Raintree..Dış görünüşü annesine benzeyen ama babasının güçlerini de alan bir kız çocuğu.. Mercy onu herkesten özellikle babasından saklamıştı.Ağabeyleri de Eve'in babasının kim olduğunu bilmiyorlardı. Onlardan da saklamıştı..Kızını böyle koruyabileceğini sanıyordu ama yanılıyordu..Önce Judah'ın amansız bir düşmanı vardı üvey kardeşi..Cael Ansara..Kelimenin tam anlamı ile bir şeytandı..Raintree'lerle savaşmanın Judah'ın aksine zamanı geldiğini düşünüyordu..Judah'ada suikast yaptırarak öldürmeyi planlıyordu..Bunda başarılı olamayınca Mercy Raintree'ye suikastçı göndererek öldürmeyi planlar.Bunu son anda öğrenen Judah onu öldürme hakkının sadece kendinde olduğunu düşünmektedir.İşte bu yüzden engel olmak için Sığınak'a kadar gider..Ve yolları Mercy ile yedi yıl sonra tekrar kesişir.. İşte bundan sonra görülecek hesaplar ortaya çıkacak olan sırlar ve verilmesi gereken savaşlar vardır. İlk savaşları birbirleriyle ve en çetin olanıdır.. Çok güzel bir seri idi..Serinin tüm kitapları çıktığına göre arka arkaya okumanızı şiddetle tavsiye ederim..Seri müthiş idi..Harlequin umarım bu Mystery serisine devam eder..Tavsiyemdir... Raintree Serisi: 1.Cehennem (inferno) Linda Howard 2.Adalet (Haunted) Lİnda Winstead Jones 3.Sığınak (Sanctuary) Beverly Barton