hulyami, 742 adet değerlendirme yapmış.  (51/106)
Seviyor Sevmiyor
Seviyor Sevmiyor

7

Seviyor,Sevmiyor:)) Yorumum:))) İlk kitapdan daha çok beğendiğimi söylemeliyim..İlk kitaptaki argo kelimeler bu kitap da en aza indirilmişti..Kitap su gibi aktı ve hemen de bitti..Çeviride problem görmedim..Kitap beni kendine bağlıyorsa zaten çeviride problem yok demektir:)) Eleştirim kapaktaki çift uzaktan yakından alakası yoktu ama ona da fazla takılmadım.. İlk kitapdaki Charlotte teyzemiz bu kitapda da iş başındaydı büyülü çıkrığı ile Jenna ve Gage'ide bir araya getirmeyi başaracakmıydı:)) Yoksa başlarına çorap mı örecekti.. İlk kitap Kördüğüm'ü okurken en çok ilgimi çeken çift Jenna ve Gage olmuştu..Birbirlerini bu kadar seven bir çiftin ayrılmaları beni üzmüştü..Sebep ne olursa olsun..Gage'in korkuları dışarıdan bakıldığında anlamsız gelse de..Bu tür meslekteki kişilerde bu korkular normal olsa da..Bir evliliğin bitmesine sebep olmamalıydı bence...Sonuçta iki tarafta mutsuzdu birbirlerini yüreklerinden söküp atamamışlardı... İşte bu yüzden İkinci şans romanlarını daha çok severim..Seviyor,Sevmiyor tam da ikinci şans romanıydı..Üç deli-dolu kadının rutin toplantılarından Jenna'nın hala daha eski kocasını içinde söküp atamamasına çok üzülüyorlardı Grace'den bir çözüm geldi:))) Gage'e ilaç içerip etkisiz hale getirdikten sonra tecavüz etmek...Çok yaratıcıydı...Ama olayın aslını öğrendiğinde Gage'in tepkisi büyük oldu.. Bu hikayede beni etkileyen faktör iki tarafında birbirlerini çok sevmeleri ayrıldıktan o kadar zaman geçtikten sonra bile gerçek anlamda kimse ile birlikte olmamaları idi..Bu kısmı çok sevdim..Ve tuttum:)) Diğer taraftan beyzbol yıldızımız Zach'ıda Grace'in yatığı bir sürpriz sonucunda oldukça kötü günler bekliyordu..Yani serimizin üçüncü hikayesi..Onu da okumayı çok istiyorum.... Tam anlamı ile eğlencelik romantik komedi idi...Özellikle Rachel Gibson severler bu yazarıda sever bence..Hala daha bu yazarı okumadıysanız bence bir şans verin ,eminim ki seveceksiniz...

Şeytanın Gelini (Cynster, #1)
Şeytanın Gelini (Cynster, #1)

10

Şeytanın Gelini(DEvil's Bride)- Stephanie Laurens İlk önce kapaktan bahsetmek istiyorum:)) Normal kitap boyutlarında değil ebatı bayağı bir büyük..Kapağın güzelliğini söylememe gerek yok sanırım:)) Çevirisi bence çok güzeldi akıp gitti kitap..Goodreads Puanı 5/4,10 Benim puanım ise 5/5 ... Daha önce yayınlanan tüm Laurens eserlerini bir kenar Şeytanın Gelini'ni diğer bir yana koyun...Çok başarılı bir hikaye idi..Okumak istediğim bir romanda ne istersem var dı..Aşk,Tutku,Sadakat,Gizem,Mizah..Mükemmel ötesi bir erkek karakter...İnatçı ,Yakışıklı,Krizmatik ve seksi...Yazar tüm bu etkenleri o kadar güzel harmanlamış ki ..Çok büyük bir zevk ile okudum..Devamını sabırsızlıkla bekliyorum....Araştırmalarıma göre tam tamına 18 kitaplık bir seri bu..Epsilon Yayınları bu seriden daha önce üç kitap çıkarmış..Uygun Bir Eş bu seri ile alakalı olduğunu göremedim... Daha önce Masumiyetin Tadı ve Kalbimi Affettim romanlarını yazarın okumuş ve beğenmiştim..Ama bence şu ana kadar okuduklarımdan Şeytan'ın Gelini serinin en güzeli...

Aşkın Ateşi (Ateş Serisi-1)
Aşkın Ateşi (Ateş Serisi-1)

7

Aşkın Ateşi-Rita Hunter Şu bir gerçek ki yazarın ilk kitabı Kalbimi Çaldın'ı okuduğumdaRita Hunter'i tipik şimdiki Deanene Clark'a benzetmiştim..Judith Mcnaught'tan etkileşim had safhadaydı... Bu yüzden Tatlı Tuzak'ı okumayı çok geçe bırakmıştım..Tatlı Tuzak'da Yazarımızın kaleminin daha da geliştiğini gördüm..Bu iyi yönde bir gelişmeydi...Çok büyük bir zevk ile okumuştum Tatlı Tuzak'ı.. Ama Aşkın Ateşi'nde artık bir historical yazarı kıvamına gelmiş Rita Hunter..İsabel ve Adriane karakterlerini hikayeye çok güzel oturtmuştu..Karakterlerin ayakları sağlam yere basıyordu.Hikaye daha çok bu iki karakter arasında devam ediyorsa da bu hikayeyi yavaşlatmamıştı..Ama benim tercihim yardımcı karakterlerin biraz daha fazla olaya katkısı olabilmesi idi..Bu hikayeyi beğenmediğim anlamına gelmemeli aksine hikayeyi beğenerek okudum..Tam anlamı ile bence özgün olabilecek bir hikaye idi,..Aşk,tutku,mizah çok güzel harmanlanmıştı...Bazı yerlerde okurken gülebilirken,bazı yerlerinde çok da kızgın olabiliyorumdum hem Adrian hem de İsabella'ya..İsabella'nın fevriliği,hesapsızlığı,masumluğu ve cesaretini çok güzel işlemişti.Adrian'ı okurken adamın karizması ve yakışıklılığını pervasızlığı iyi işlenmişti..Karakterler gerçek gibiydi.. Aşkın Ateşi serinin ilk kitabı sonra Ruhun Ateşi ve Kalbim Ateşi gelecek..Serinin devamını okumayı çok isterim...Takip edeceğim:)) Hikayenin Konusu : İsabella Gwen Sulliwan'ın amacı çocukluk arkadaşı Freddie'ye yardım etmek idi..Bu biraz yardım sözü yanında hafif kalırdı ..Freddy'nin aşık olduğu kadın ilişkileri iyi giderken Henfield Kontu Adrian Eaglestone ile aniden nişanlanınca hem olayın iç yüzünü anlamak,hem de iyi bir ders vermek için iki kafadar karı-koca kılığında Henfield Yaz Balosu'na giderler.. Başta her şey sakin geçer Adrian ile isabella arasında ilk andan itibaren uçuşan kıvılcımlar birbirlerinden etkilenmeleri ve derkennn Fredy'nin sevgilisi Vivian'ı ikna edip kaçması..Ve bunun için bedel ödeyecek tek kişi vardı elinde İsabella:))..Adrian'ın nişanlısı filan umurunda değildi aslında..Bu karşısındaki genç kız onu gereğinden fazla etkilemese,karşı çıkmasa,çileden çıkarmasa belki de bu kadar olaylar büyümetecekti de..Birde genç kızı anormal derecede arzuluyordu..Onun o gözlerini eski karısı Elanor'un gözlerine de benzetmesi işin cabasıydı....Ben beğenerek okudum:))) Gelecek hikayeleride merakla bekliyorum...

Kalpsiz
Kalpsiz

10

Kaplsiz(Ruthless)-Anne Stuart Bu nasıl bir kitap dı şok edici ve çarpıcı..En başından itibaren beni öyle bir etkisine aldı ki nasıl okuduğumu anlamadım...Bayıldım romanın,kurgusuna,karakterlerine ve dönemi çok çarpıcı bir biçimde yansıtmasına kesinlikle takip edeceğim bir yazar olacak..Anne Stuart'ı Beyaz Dizi romanlarından hatırlarım..O yüzden alırken tereddüt etmedim..Birde benim gönlümdeki çeviri ve editör işbirliği ile Goodreads'te 3,83 almış bir kitap bence tam tamına 10 üzerinden 10 puanı hak ediyordu doğrusu...Yayın evine buradan teşekkürlerimi sunarım keşke Kara Büyü'de bu özeni görebilseydim... Romandaki karakterler diğer historical karakterlerine pek benzemiyor..Daha doğrusu hikaye normal bir hikaye değil zaten..Burada saf bir genç kız ahlaklı dürüst bir asilzade bulmak isterseniz tavsiyem bu kitaptan uzak durun!!!.. Hikaye Fransa'da Paris'de geçiyor..1768 kışı..Çok çetin bir kış..Romanımızın erkek karakteri Francis Rohan; Culloden savaşında ailesini kaybetmiş,İngiltere'den ayrılmış,Paris'te sürgün hayatı yaşayan bir Kontdur..Paris'de sefahat içinde de sürgün hayatı yaşıyor.Çok zengin,ahlaksız,günah gibi de yakışıklı..Tüm kurallara isyan eden,evinde her türlü ahlaksızlığı yaşayan ve yaşatan hiç bir kuralı olmayan bir adam..Bunda geçmişte yaşadığı ailesinin gözünün önünde katledilmesinin çok büyük etkisi var..Gözlerini kapadığında gözünün önüne aile kaybının gelmemesi için sayısını sayamayacağı çılgınlık yaşıyor..Yaşatıyor.. Elinor Harriman gösterişsiz pek de güzel olmayan bir genç kadın üvey kız kardeşi,annesi,dadısı ile birlikte annesinin hesapsız ahlaksız tavırları yüzünden çok zor durumlara düşmüş bir genç kadın..Tüm amacı kötülüklerden kendisinden çok daha güzel bir genç kız olduğuna inandığı kız kardeşini korumak..Annesınden özellikle..Bir anne düşünün ki kızının bekaretini satılığa çıkartabiliyor... Annesinin bu hesapsız bencil tavırları yüzünde Francis Ve Elinor'un yolları Rohan evinde tam da bir çılgın partide kesişir:))..Elinor'un tüm amacı annesinin son kalan parayı kaybetmemesi,Francis'in ise belli bir amacı yoktur bu genç kadın çok ilgisini çekmiştir..Tüm ilgisi ona yönlenir...Veee olaylar başlar... Daha fazla anlatıp kitabın büyüsünü bozmak istemiyorum:)).. Tam anlamı ile doludizgin bir hikayedi..Durmak yok:)) Yavaşlamıyor hiç...Sıkılmayı aklınıza bile getirmeyin...TavsiyemDiR

Kara Büyü (Dark, #4)
Kara Büyü (Dark, #4)

6

Kara Büyü-Christine Feehan Dark Serisinin 4.Kitabı idi..Goodreads puanı 4,16 Gregory'i serinin ilk kitabından beri merak ediyordum..Okumak için sabırsızlanıyordum..Ama öyle bir çeviri ile karşımıza geldi ki...Bunu çok eleştirdiğim Ödül'de bile görmedim..Tam anlamı ile bir felaket idi.. Başlarda okumak tam bir işkence oldu benim için..Bu kadar ağdalı kelimeler,yarım kalmış cümleler..Goodreads'e baktığımda kitap Dark Serisinin en beğenilen kitabı ama sağ olsun çevirmen ve editör işbirliği ile Türkiye'de şu ana kadar çeviri ile katledilen ilk kitap..Yayın evine çok kötü bir prestij kazandırdı... Çeviri ile güzel bir kitabın ne hale gelebileceğinin en güzel örneği olmalı..Örnek budur yaniii... Kitap ortalarından sonra biraz daha okunur hale gelince bende biraz daha rahat okuyabildim..Artık o hissetmek yerine duyumsamak,farkındalık devamlı tekrarlayan Gregori ismini bir yana attım..Atmasaydım kesinlikle okuyamazdım..okurken gerekli kelimeleri kendimce ekleyerek okudum..Okumaya başlayabildim..Bazen çok da zevk alarak okuyabildim bu kelimeleri ve tekrarlamaları zihnimden sildikten sonra.. Orjinalden okuyabilseydim bu kitabı kesin Fantastik Serilerinin en güzel kitaplarından biri olarak sevecektim..Çünkü okurken o hava bazen esiyordu..Kararı siz verin okumak istiyor musunuz? Tavsiye ederim tüm çeviri hatalarına kitabı,hikayeyi yavaşlatmasına ragmen okumak isterseniz...Duyumsamaktan hissetmeyebilirsiniz... Kara Prens Mikhael ve Raven'in kızı Savannah ve Karpatların şifacısı Gregorynin hikayesi idi..Savannah yüzyıllardır yaşadığı koyu karanlıktan ancak bir ruh eşi ile çıkabilecekti..Ama Karpatlarda kadınlar çok azdı..Raven hamile iken ona sahip çıkar ve ruh eşi olacağını ilan eder..Raven doğduğu andan itibaren sahiplenir onun gizli kurt arkadaşı olur.. Raven ailesi tarafından Amerika'ya gönderildiğin de tüm benliği ile onu aramıştır..Ülkenin en ünlü sihirbazlarından biri haline gelmiştir..Gregori bu beş yıl boyunca onu beklerken bir vampire dönüşmemek için oldukça güç zamanlar geçirmiş ve hızla kontrolünü kaybetmeye başlamıştır.Raven ise asla başka bir erkek ile yakınlaşamamış bunu denemek istese bile Gregori tarafından engelleniyordu..Aralarındaki iletişim sayesinde ondan kopmamasını da sağlıyordu..Sonunda Gregori daha fazla beklememeye karar verdi..Savannah'ı ikna edecekti.:))

Bazıları Hırçın Sever (Kincaid Hihgland #2)
Bazıları Hırçın Sever (Kincaid Hihgland #2)

8

Bazıları Hırçın Sever Teresa Medeiros İki serilik Kincaid Highland Seisinin ikinci kitabı idi Kincaid Highland Serisi: 1. Some like It Wicked (2008) Bazıları Ateşli Sever 2. Some like It Wild (2009) Bazıları Hırçın Sever İlk romanda kız kardeş Cationa Kincaid'in macerasını okumuştuk ikinci romanda tahmin ettiğiniz gibi ağabeyi Connor Kincaid'in hikayesi vardı bu romanda..Ben bu ikinci romanı da çok sevdim..En başta çeviri harika idi ilk kitabı da çeviren Aydan Şanlısoy Özbek ikinci kitabında çevirmeni idi.. Bu çok yerinde bir karardı yayın evi içinde..Çok rahat okudum kitabı hatta bayıldım diyebilirim..Teresa Medeiros'u okumak büyük bir keyif..Yazarın ilerde daha ağır romanlarını da okumak isterim doğrusu..Çünkü bu yazar duygu derinliğini de çok iyi veriyor.. Pamela Darby oyuncu olan annesini esrarengiz bir yangında kaybeder.Acısı büyüktür üvey kız kardeşi Sophie ile birlikte beş parasız ortada kalmışlardır..Annesinden kalan bir mektup ile hayatının fırsatı ayağına kadar gelmiştir..Ama bunu değerlendirmek için İskoç'yalı bir erkeğe ihtiyacı vardır.. Bunun için yolda yolunu kesen Connor Kincaid'i kullanmaya karar verir..Genç adamı kullandıktan sonra başından atacaktır..Connor'u kayıp oğlunu arayan bir Dükün kayıp oğlu yerine geçirmeyi böylece ödülü kaptıktan sonra bu genç adamı başından atmayı annesinin katilini aramayı planlamaktadır.Yani bir taş ile iki kuş vurmaktır niyeti..Zira annesinin Düşes'ten kalan mektup yüzünden öldürüldüğünü tahmin etmektedir.. Bu iş için adam bulmayı planlarken yolunu kesen haydut ve arana adam Connor Kincaid ile anlaşmaya varır..Ama planlar her zaman planladığı gibi gitmeyebilir..Aralarında beklenmedik yakınlaşma meydana gelir.Romanın sonuna doğru da sürpriz bir durumda söz konusudur..Tahmin edileceği gibi Simon ve Catrione hikayemizde evli iki çocuklu olarak karşımız çıkarlar..Connor ile Catrione'nin yıllar sonraki kavuşması oldukça dokunaklı idi..Connor kendi ailesi ile ilgili oldukça önemli sırlarda keşfedecek ve bu hayatını kökünden değiştirecektir.. Çok severek okudum..Belki yazarın best seller kitaplarından değildi ama hoşça sıkılmadan eğlenerek yeri geldiğinde duygusallaşarak okuduğum bir kitap oldu..Hoşça vakit geçirmek isteyenlere tavsiye ederim...

Melekler Zamanı
Melekler Zamanı

10

Melekler Zamanı- Fatma Erdek Uzaun zaman oldu böyle gönlüme dokunan bir hikayeyi okumamıştım..her satırında çaresiz sevgiye,sevilmeye aç bir oğlan çocuğunun çığlıkları vardı.. Bir peri masalı okudum mucizelerle dolu bir hikaye...O ne anlatım ne ifade gücü..Elimden bırakamadım satırlar aktı aktı gitti...Okurken çoğunlukla gözyaşlarım gözlerimden farkında olmadan aktı..Başından sonuna kadar mucize bir sevda ile bezenmiş bir hikaye düşünün.. Sevgisizliğe hastalıklı düşüncelere feda edilmiş iki güzel çocuk.Kendini bilmez bir baba o babanın önüne çıkmaktan bir anne..İki çocuklarını da sözde bir hastalıklı bir davaya kurban etmeleri... Yusuf,Yesra,Nesil,Ekin,Lal,Yavuz Kaptan ,Nevris,Hepsinin ayrı bir hikayeleri vardı..Hepsi dertliydi..Yazar bu karakterleri o kadar sağlam oturtmuş ki hiç biri sırıtmıyor..Bizlerden birisi hepsi.. Roman iki zamanlı olarak anlatılıyor. Bir erkeğin bugün yaşadığı mucizeler ve o erkeğin çocukluğundan bu güne yaşadıkları, ayrı zamanlar olarak işleniyor. Özellikle esas karakter olan Barlas'ın geçmişi, çocukluğu, insanın içine işliyor. Hayattan,yaşamaktan vazgeçmiş bir erkek Barlas dünün Yusuf'un yolları Nesil Olcay ile amansız bir şekilde kesiyor..İlk aşka inanır mısınız? İnanmıyorsanız bu romanı okuduktan sonra hem ilk aşka hem de hayatın mucizelerine inanacaksınız bence... Gördüğü andan itibaren Nesil bir kelebeğin ışığa çekilmesi gibi ona çekiliyor Nesil elinde değil bırakamıyor unutamıyor..O zamana kadar bir iki acı yaşamış kalbi hayatının en çetin savaşına hazır mıdır işte tam da bunu öğrenme zamanı.. Nesil karşısına çıktığında Yusuf'un kalbi atmıyordu,yaşıyordu bir an önce bu hayattaki sırasını bir an önce savmak için..Çocukluğunda,yaşadıkları hastalıklı bir dava için red edilişi,Daha sonra yaşadıkları..O çoktan her şeyden umudunu kesmişti..Meleklerden bile..Nesil'in işi hiç kolay değildi..Bu gizemli sıra dışı adamı ilk önce sevgisine inandırması gerekirken kendisinin de büyük sınavlardan geçmesi gerekiyordu..Okuyun ve bence başucunuzda bulundurun..Niçin mi? Meleklere inanmadığınız da,hayattan umudunuzu kestiğinizde bu mucizeye çok ihtiyacınız olacak...TavsiyemdiR Hulya YILMAZ