Koklamak var, koku'lamak var. . Koku duyusunun yadsınamaz derece olduğunu hatırlatan (ya da öğreten demek daha doğru) farklı bir bakış açısına sahip roman. Kokunun insan üzerindeki etkisi, insanı düşündürüyor bizde de böyle mi diye. Evet böyle ama farkında değiliz, alışı gelmişlikle sıradan bir olaymış gibi farkına varamıyoruz; parfüm sıkan bir arkadaşının kokusuna alışınca o kokuyu hissettiğinde sana arkadaşını hatırlatması. .
90'lı yıllarda çocukluğunuzu yaşamışsanız özlem duyduğunuz o günleri tebessümlerle hatırlayacaksınız.
Yüreğinize saf sevgiyi tattıran Zeze büyüyor artık, Şüş olmuş. . Büyümüş ama haylazlığından hiç bir şey kaybetmemiş; yeni yaramazlıklar, yeni maceralar ve ilk aşk. .
Yolculuk yaptığın bir sırada iki yolcu arkadaşının arasında geçen gizli muhabbeti dinliyormuşsun havası veren kitap. .
Karikatürler karikatürler. . (M.K. PERKER) Livaneli söz konusuysa cümlelerin akıcılığı tarif edilemez. 90 yaşında ton ton ama suratsız bir dedemiz var. Suratsız dediysek içindeki hüzünden o. Bir o kadar da içi merhamet dolu dedemiz. Zülfü Livaneli ve Elia Kazan'ın yollarının kesişmesi bize bu buruk hüzün dolu hikayeyi okuma şansını vermiş.