Tabletlerin, akıllı telefonların olmadığı 90'lar… Belki de çocukların "çocuk" olduğu, "çocuk gibi" oynadığı son yıllar…
Küçükçekmece'nin küçük bir mahallesinde kendisine idol olarak gördüğü "mahallenin reyisi" İsmet'in gözüne, dahası çetesine girmek için bin bir takla atan Selçuk'un, bu uğurda iki arkadaşıyla birlikte çete kurup mahallenin altını üstüne getirmesinin mizah dolu hikâyesi....
Kardeş Payı, Düğün Dernek, İşler Güçler, Çalgı Çengi gibi unutulmaz film ve dizilerin senaristi Selçuk Aydemir, 9 yaşındaki bir çocuğun para kazanmak için bulduğu akıl almaz yöntemleri, yediği kazıkları, hayal kırıklıklarını, başarma hırsını ve bu hırs uğruna yaşadığı trajikomik anıları yine 9 yaşında bir çocuğun bakış açısından paylaşıyor. Hem de tüm samimiyetiyle.
Mahalleden Arkadaşlar, bakkalı, camisi, tozlu sokakları, terk edilmiş evleri, tatlı rekabetleri, has abileri, dırdırcı kadınları, fırlama çocukları, Amigaları, renkli civcivleri, fragmanlı sinemaları, halı saha maçları ile 90'ların mahalle hayatına kısa bir zaman yolculuğu vaat ediyor.
"Hey gidi günler…" demek de, "Bak, bunu ben de hatırlıyorum," demek de, "Ayy, bunu biz de yapmıştık!" demek de serbest.
Selçuk Aydemir'den eğlenceli, heyecanlı, doludizgin akan bir kitap…
Tabletlerin, akıllı telefonların olmadığı 90'lar… Belki de çocukların "çocuk" olduğu, "çocuk gibi" oynadığı son yıllar…
Küçükçekmece'nin küçük bir mahallesinde kendisine idol olarak gördüğü "mahallenin reyisi" İsmet'in gözüne, dahası çetesine girmek için bin bir takla atan Selçuk'un, bu uğurda iki arkadaşıyla birlikte çete kurup mahallenin altını üstüne getirmesinin mizah dolu hikâyesi....
Kardeş Payı, Düğün Dernek, İşler Güçler, Çalgı Çengi gibi unutulmaz film ve dizilerin senaristi Selçuk Aydemir, 9 yaşındaki bir çocuğun para kazanmak için bulduğu akıl almaz yöntemleri, yediği kazıkları, hayal kırıklıklarını, başarma hırsını ve bu hırs uğruna yaşadığı trajikomik anıları yine 9 yaşında bir çocuğun bakış açısından paylaşıyor. Hem de tüm samimiyetiyle.
Mahalleden Arkadaşlar, bakkalı, camisi, tozlu sokakları, terk edilmiş evleri, tatlı rekabetleri, has abileri, dırdırcı kadınları, fırlama çocukları, Amigaları, renkli civcivleri, fragmanlı sinemaları, halı saha maçları ile 90'ların mahalle hayatına kısa bir zaman yolculuğu vaat ediyor.
"Hey gidi günler…" demek de, "Bak, bunu ben de hatırlıyorum," demek de, "Ayy, bunu biz de yapmıştık!" demek de serbest.
Selçuk Aydemir'den eğlenceli, heyecanlı, doludizgin akan bir kitap…
Samimi anlatımı ve sık sık gülümseten olaylarıyla geçer not aldı. 25 yaş üstü herkes en az bir kere "bu benim de başıma geldi" diyecek okurken. Mahalle hayatının ve sokakta oynayan çocukların tüm güzelliklerini aktarmış. Okumaya değer.
Burak Aksak'ın kuzeni olarak tanıdım önce. Düğün Dernek Çalgı Çengi İşler Güçler ve şimdide Kardeş Payı diye çektiği bir dizinin yönetmeni. Kitap onun çocukluğunu ve 9 yaşındaki çocuk bakış açısıyla mahalle ortamındaki arkadaşlarıyla çete kurma çabalarını mizahi bir dille anlatıyor. Akıcı bir dili ve merak ettiren bir hikayesi var. kafa dağıtmalık çabucak bitirebilecek bir kitap arıyorsanız ideal. ben çok zevk aldım okurken.
Ülkemizde mizahi roman yazarı sayısı çok az. Selçuk Aydemir gibi kendini kanıtlamış bir ismin kitap yazmasına çok sevindim. Ve merakla okudum kitabı. Bazı yerlerde öyle kahkaha attım ki ev ahalisi merak edip odama damladı. Bence mizah seven herkes okumalı.
Bir solukta okumalık, bazı yerlerinde kahkaha attıran neşeli güzel kitap. Herkese tavsiye ederim.
Dizilerinden bir bölüm izler gibi okunacak bir kitap olmuş. Hızlı mı? Hızlı. Eğlenceli mi? Eğlenceli. Kahkaha attım mı? Attım. Edebi değeri var mı? Yok. Selçuk Aydemir başka kitap yazsa okur muyum? Okurum.
90'larda çocuk olmanın güzelliği... Yazar çok güzel anlatmış, yer yer de kahkaha attırdı; zaten sürekli gülümseyerek okuyorsunuz o ayrı ama bir de kendi çocukluğunuza dönüp hey gidi günler dedirtiyor ya.. Şimdiki çocukların o güzellikleri yaşayamayacağını bilmek hüzünlendiriyor insanı.
Yaz akşamları yatsı ezanına kadar mahallede oynamak, annelerin her çağrısına 'beş dakka daha' diye yalvarmak (bitmezdi o 5 dk.'lar hiç), bisikletle 2 mahalle öteye gitmek için yaşanan adrenalin (öyle ya, annen balkona çıktığında göz önünde olman gerek), açlıktan ölmek ama yemek için eve çıktığında 'ya annem tekrar göndermezse' korkusuyla ses çıkaramamak ve mide kazınmasına dayanmak, bazen de annen balkona çıkıp 'hadi acıkmadın mı?' dediğinde yine aynı korkuyla ona -ekmek arası- yollaması için yalvarmak (ekmek arası ne olursa :) domates-peynir, domates-soğan, hatta salça soğan kavurma bile, karnımız doysundu da) ve daha bir sürü şey...
90'larda çocuk olmak.. Bu kitap beni çocukluğuma götürdü getirdi sağolsun, çok da güzel oldu..
Salçalı ekmek tadında bir hikayeydi.
Yer yer çok komik yer yer hoş diyalogların geçtiği eğlenceli bir anı-roman.
9 yaşındaki bir çocuğun düşündükleri, bu düşündüklerini dile getiriş şekli inandırıcılığı zedelese de yazılan çoğu şeyin kurgu olduğu düşünülünce inandırıcılık sorunu rafa kaldırılabilir.
Komedi unsurları olay ve durumlardan ziyade diyalogların içinde. Yaşanılan olaylara değil Selçuk'un bu olaylara karşı tepkisine gülüyorsunuz.
Kitapta Selçuk Aydemir'in senaryosunu yazıp yönettiği dizi ve filmlerin izi sürülebilir rahatlıkla.
Eğlenmek ve mahalle arkadaşlarınızı hatırlamak için...
İşler Güçler gibi benim çok sevdiğim dizilerin senaristi Selçuk Aydemir'in çok eğlenceli, dizilerine benzer üslupla yazdığı kitabı. Betimlemeleri ve kelime oyunları yine muhteşem. Her yaştan herkese tavsiye ederim.
Karton Cilt, 1.basım, 222 sayfa
2015 tarihinde, Sayfa6 Yayınları tarafından yayınlandı