Gezi Parkı hatırası... Güzel kütüphaneden aldığım mükemmel kitap... Yarattığı karakterlerin özgünlüğü, hayal gücünün sınırsızlığı ve oluşturduğu kurgunun muhteşemliği... Bester'ın zekasına hayran olmamak elde değil. Böylesi bir romanın 1956 yılında yazılmış olması gerçekten inanılmaz. Jaunte'lemek istiyorum!
Her ne kadar "Oğullar ve Rencide Ruhlar"ı okurken bu kitabın finaliyle ilgili bir spoiler yesem de (mükemmel bir kitap olduğundan dolayı yazarına kızamadım da... siz siz olun, ikisini de okuyacaksanız önce bunu okuyun.) okurken sıkılmadığım, heyecanı üst düzeyde tutan bir Agatha Christie romanı diyebilirim hakkında. Kraliçenin bundan daha iyi kitapları olmasına rağmen fazla popüler olmasını, filminin çekilmesine bağlıyorum ben. (Sonuçta sinemanın kitapların tanıtımına katkısı yadsınamaz.) Yalnız, kitabın bendeki baskısında yazım hataları o kadar sık tekrarlanmış ki, bu konuda biraz da takıntılı olduğumdan hikayeye odaklanmakta zorluk çektim resmen. Gönül Suveren'in o ruhsuz çevirisinin üstüne bu kadar yazım hatası bir müddet sonra romanı okunmaz hale getiriyor ister istemez. Umarım yazarın kitaplarının yeni baskıları, ileride daha iyi bir editör ve çevirmen tarafından hazırlanıp (mümkünse başka bir yayınevi tarafından) yayınlanır, okurlar da her seferinde bu çileyi çekmek zorunda kalmaz. Son olarak şunu da demeden geçemeyeceğim: Hercule Poirot'yu, "MythBusters"taki pos bıyıklı kel adam olarak kafasında canlandıran bir tek ben miyim acaba lan? :)
Behzat Ç.'de Şule'nin elinde gördüğümün ertesi günü alıp okumalıymışım bu başyapıtı. Çok geç kalmışım, çok. Nasıl yazılır böyle bir kitap, hayretle bezeli muzır bir sevinç içerisindeyim şu an. Su gibi akıp giden romanı şaha kaldıran "Böyle Uyurdu Zerdüşt" bölümünün (başlangıcından bitimine) yarattığı, bünyemi serotonine boğan ve bende kısa süreli bir akıl tutulması yaşatan o muazzam geçişi, en son Ratatat'ın Wildcat'ini dinlerken 1:56'ncı saniyeden itibaren yaşamıştım. Şarkıyı dinlemediyseniz dinleyin ama kitabı mutlaka okuyun. Ölmeden okuyun. :) ... "Böyle Uyurdu Zerdüşt" bölümünün gereksiz olduğunu söyleyenler oldu. Diyorum ki ben, bu kitap o bölüm için yazıldı." Alper Canıgüz