Genel anlamda güzel bir kitap ancak eleştirel bakmak gerekirse. Yazarın iki cümleden birinde betimleme yapması (yaptığı betimlemeler muazzam olsa bile) kitaptaki samimiyeti biraz bozmuş sanki. Kurgu zekice olay akışındaki tempo bir an bile durmuyor ve kitap kendini kuşkusuz ki okutuyor. Fakat orijinal bir şeyler yaratma kaygısı güttüğü çok bariz. Okuduğum süre boyunca beni o kasılmışlık havasından çıkartamadı. Kapitalizme reklamlar aracılığıyla hayatımızın şekillendirilişine,Statü göstergesi simgelere çok hoş bir dokundurma. Ancak edebiyat adına süslü ve eğreti benzetmeler ve eleştirdiği şeylere özenme ötesine gidemeyen bir roman.
Kitap ana karakter Paul'un kanser teşhisi sonrası aldığı ışın tedavisi nedeniyle ailesi ve yakın çevresi için tehlike teşkil etmesiyle başlıyor. İlk yarı biraz ağır ilerlemekle beraber kitabın genelindeki anlatım ya türkçe çevirisinden kaynaklı yada orijinal yazımından dolayı biraz savruk ve kopuk. İkinci yarı daha güzel ve steril okunabilir bir hal alıyor. Yazar anne baba çocuklar büyükanne ve büyükbaba ilişkilerini incelerken. Kapitalizmin dayatmacılığı Afrika da süregelen sorunlar, zencilere uygulanan pozitif ayrımcılık gibi konulara dikkat çekiyor.
Sakin öykülerin bir araya geldiği bir kitap. Şehir insanının yalnızlıkları arayışları kendisiyle olan hesaplaşmalarına eğilmiş. Sade bir dil yer yer derinleşen tadında bir anlatımla tamamlanmış. Daha çok durum öyküsü tadında ilerleyen hikayeler şaşırtıcı ve vurucu sonları olmasa bile etkileyici bir niteliğe sahip. İçinde bulunduğumuz yaz aylarında güzel bir deniz kenarı kitabı olabilir.
Holden isimli bir çocuğun sıradan hayatına farklı bakış açısı üzerine kurgulanmış farklı bir kitap. Eğlenceli iyimser mutlu. Yormayan sıkmayan derdi olmayan bir kitap. Ama amaçsız değil. Bu,hayata karşı bilenmiş karakter vasıtasıyla alt metinlerde herkes kendine bir şeyler bulabiliyor. Başarılı...
Tomris uyar kendine has bir tarzda incelikli bir dille derin ruh hallerindeki insanların basit görünümlü karmaşık yaşantılarının öykülerini aktarmış. Hepsi yaza doğru hepsi sarı sıcak öyküler keyifle okunası.
Aklın kayboluşu postmodern toplumsal yapının dayatmaları düzene karşı çıkış bastırılmış benliğin yarattığı psikoloji gibi kavramlardan yola çıkan bir roman olması yönüyle başarılı ancak kurguda aradığımı bulamadım. Gereksiz derecede uzun,olaylar bu denli sarkıtılmadan aktarılsa ve kitap 439 sayfa olmak yerine belki 250 sayfa olsa daha etkili olabilirdi.
Yüreğinin serin kıyılarından yazan bir insan Tezer özlü muhteşem bir okumalık insanın içini sızlata sızlata gösteriyor gözümüzün önünde olup göremediğimiz şeyleri.