Kuşkusuz ki bugüne dek okuduğum en iyi hikayeleri barındıran kitaplar arasına girmeyi başardı.Sema Kaygusuz o denli müthiş bir hayal gücü ve yaratıcı zekaya sahip ki her hikayesi başka bir türe kapı aralıyor. Her hikaye ayrı bir deney. Bu yönüyle Sandık Lekesi deneysel bir hikaye kitabıdır da denebilir. Kusursuz bir anlatım harika betimlemeler kısa ama vurucu öyküler... Elifin E si adlı hikayede takıntılı bir yeni anneanne yi okurken Engereğin Oğlunda yaşamın parmaklarımızın nasılda tam ucunda olduğunu görüyoruz. Kadın Sesleri'nde sevgiye muhtaç bir kadın ve onun sevgisini çalan bir kadının hesaplaşmasını okurken Kışlangıç adlı son hikayede yazarın kendi devinimlerini enfes bir biçimde okuma fırsatı elde ediyoruz.
Duygusal,aykırı,toplumcu ancak bireyselliği iliklerine dek yaşatan bir yazar Oğuz Atay. Nitekim Korkuyu Beklerken'de kendine yer bulan hikayelerin bir kısmında bireysellik bir kısmımında ise toplumsallık ağır basıyor. Kendisini babasıyla bir tutan ve duygularını ona ancak öldükten sonra açabilen bir karakterden. Tren istasyonunda hikaye yazıp bunları satarak yaşamaya çalışan bir karaktere ustalıkla sıçratabiliyor sizi.Aslında tüm hikayeler karakter hikayesidir de denebilir bu boyuttan bakıldığında. Zira beyaz mantolu adam isimli ilk hikayede bunu çok net bir biçimde gözlemlerken korkuyu beklerken'de kendisini eve hapseden karakterimizin takıntılarında gezinirken bundan kesinlikle emin oluyoruz. Birbirinden güzel düşündüren sorgulatan ve öğreten hikayeleriyle edebiyatımızın en değerli eserlerinden birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Turgut Uyar üzerine ne söylenebilir ki durup sayfalarca yazılabilir saatlerce konuşulabilir. İkinci Yeni'nin aykırı ruhlu yalnız adamı.Yeniliklerin cesur öncüsü. Seçme şiirlerinin Bedirhan Toprak tarafından bir araya getirildiği bu kitabında yine dönüp kendi yanaklarımdan öptürdü yine ilaç milaç bok püsür yüreğimdeki yarayı haykırmadan anlatamam dedirtti.
Barış Bıçakçı'nın her zamanki sade yalın duru anlatımından muhteşem bir kitap daha. Başak intihar eden ancak öldükten sonra geride bıraktıklarının hayatlarını baştan değiştiren bir karakter. Roman Başak'ın intihar sebebini(lerini) yavaşça irdelerken geride bıraktıklarının hayatlarına da usul usul sokuyor okuyucuyu ve bu karakterler üzerinden kendimizi yaşantımızı başarılı bir biçimde sorguya çekmemizi sağlıyor.
Bu kitabında'da Ustaca süzülüyor Uyar insanın dehlizlerine. Salt olay hikayesi bekleyenlerin tatmin olmamakla beraber hikaye kavramının anlamını tüm yönleriyle bilenlerin seveceklerinden şüphe duymadığım leziz bir okumalık. Beklentiler,arzular geçmiş gelecek hesaplaşmaları kent yaşamının insan ruhuna yaptıkları gibi konular üzerine kurmuş yazar hikayelerini bazen acı bazen tatlı anlarda çizmiş rotasını.
Anayurt oteli'nin son varisi Zebercet. Biraz sorunlu biraz psikopat, duygusal biraz ve çok yalnız. Bunalımları var, cinsel kimliği konusunda kararsız. Tüm bunlara rağmen okurken sevimli gelen,derdi kendisiyle olan bir adam. Yusuf Atılgan'ın aylak adam'dan sonra okuduğum ikinci kitabı ve kesinlikle aylak adamdan daha çok sevdim. Müthiş psikolojik tahliller güzel saptamalar gündeliğin içindeki ayrıntılar derken muazzam bir okuma keyfi sunuyor.
Anarşist bir martının düzene boyun eğmeyişinin hikayesi Martı. Sade akıcı bir solukta okunan. Martı Jonathan'ın sürüsüne anlatmaya çalıştıkları aslında ezelden beri insanlığın ortak arayışı. Özgürlük, baş kaldırı ve sevgiye dair tatlı kısa bir öykü.