Eğer birilerinin istediği gibi olmazsanız hiçbir çığlığı duyulmayan elinden bir şey gelmeyen zavallı Gregor Samsa gibi bir köşede onlar için değersiz hayatınız sessizce son bulur. Kesinlikle hepimiz birer Gregor Samsa'yız. Öncelikle kitabın değerini anlamamda can yayınlarının çevirmeni Ahmet Cemal'in etkisi büyük.Eğer kitabı bu yayınevinden okursanız kesinlikle önsözünü ve sonsözünü atlamayın.Üstelik kitabın sonuna konmuş Kafka'nın bu öyküyü yazarken ruh halini yansıtan mektuplarda bir hayli değerli benim için. Kitap yalın bir dille akıp gidiyor ve zaten çok da kısa.Öyküde Gregor'un dönüşümünün yanı sıra sistem olarak simgeleştirilen ailenin de dönüşümü anlatılıyor.İlk başta oğullarının hastalandığını sanan ailenin günler geçtikçe Gregor'un iyileşmemesinin yanında artık çalışmıyor ve kendilerine bakmıyor oluşuna da duydukları öfke artıyor.Bir süre sonra artık onun oğulları değilde tamamen bir böcek olduğuna inanmaya başlıyorlar.Bazı bölümlerde zavallı Samsa'nın çaresizliği içimi acıttı.Ailenin ondan kurtulmaya çalışması ve böceğin buna daha fazla dayanamayarak ölmesi derin bir sızı hala içimde. Kısacası okunması gereken bir kitap, tekrar tekrar.
bu kitaba ayılıp bayılanları anlayamıyorum, canan tan popülerizmi kullanarak gündemde kalmaya çalışan bir yazar.birkaç kitabını daha okudum öny argılı davranmamak için fakat tüm kitaplarının iskeleti resmen aynı sadece biraz dikkatli bakmanız yeterli., gerçekten vasat bir kitap, ayrıca özendirebileceğine bende katılıyorum, zaman kaybı.
Bende yazarın ciddi sorunları olduğunu düşünenlerdenim. Fantazilerini tüm dünyayla paylaşmak zorunda mıydın be kadın? Neyse, Ana ve Cristian'ın mahremiyeti bu denli aşılmasaydı kitabı belki sevebilirdim. Ama bu kitap erotik diye nitelendirilirse çok yanlış bir ifade olur, porno daha yerinde bir tabir kitap için.Ben sınırları olan bir insan değilim bu kadar derinlikli cinseliği anlatan kitaplar okumam falan diyenlerden değilim fakat bu kitap bambaşka.Artık her sayfasında düzüşmelerini okumaktan o kadar sıkıldım ki, sonunda bitti.Son kitap elimde olmasına rağmen okuyup okumamakta kararsızım şuan, okumaya karar versem bile elli ton serisinin boğucu havasından kurtulabilmek için nefes alacağım birkaç kitaplık aradan sonra okuyacağım.Kitapların orijinallerini almadığım için şükrediyorum, içime fena batardı. Sonuç olarak okumayanlar inan hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz, liseli kızların hayalindeki gerçeklikten uzaktan yakından alakası olmayan mükemmel (!) Grey ile konumunda bulunan hiçbir genç kızın başına gelmeyecek bir şansı yakalayan Ana'nın vasattan öteye geçemeyen hikayesi. Bu arada Ana'nın içindeki tanrıçasına o kadar gıcık oldumki iki kitap boyunca da elime geçse bir kaşık suda boğarak öldürürüm.
Kitabın neden bu kadar abartıldığına dair hiçbir mantıklı fikrim yok.Sanırım yazarın eli kolu bayağı uzun ve arkası güçlü ki bu denli reklamı yapıldı.İnanın üzülüyorum o kadar değerli kitaplar çoğu kişiye ismini bile duyuramadan sahafların raflarında çürümeye terk edilirken bu kitabın adını aylardır her yerde görüp duyuyorum. Keşke kitap serisinin hepsini birden almadan önce ilk kitabı okusaydım.Edebi hiçbir değeri olmayan bu kitap ne yazık ki kitaplığımda başka kitapların yerini istila edecek.Kitap serisinin tümünü aldığım için ve kitapları yarım bırakmayı sevmediğim için tüm seriyi okuyacağım. Okumamış olan arkadaşlarım başınızı döndürmek için ve size kitabı aldırmak için yapılmış abartılı reklamlara, yorumlara aldanmayın.Zamanınızı daha iyi kitaplarla değerlendirin.
arkadaşlarımda kalan bir kitabım daha, görünce içim yandı.konusuna gelecek olursak sevgili Lueky gazetecesi kızımızın peşinden çok koştu.(2 yıl kadar önce okumuştum kadının adını hatırlayamıyorum) ve kadını da etkilemeye başladığı sırada bir gerçek aralarına girdi. Bundan sonrası spoiler içerir devam etmek istemeyebilirsiniz diye düşündüm. :D Kadın evli.Üstelik kocası hapiste.Çift bunların üstesinden gelip kavuşabildi mi okuyun ve görün diyecektim ama vazgeçtim.Sonunda kavuştu bizimkiler, mutlu biten sonlara bayılırım.
Historical roman beklentisiyle okumayın, kitapta küçük öpücüklerden fazlası yok fakat iyi işlenmiş bir konu var.Kitap çarpıcı bir şekilde ilerliyor ve verdiği ipuçları sadece tek bir şeyi düşünmenize olanak sağlıyor.Fakat son sayfalarda düşüncelerinizde yanıldığınızı anlıyorsunuz.İvo'yu son sayfalara kadar çok sevemedim, Cora'nın özgüveni insanı büyülüyor ve Bertha, oda en az Cora kadar sevildi tarafımdan. Tedy'e üzüldüm açıkçası ama sonunun böyle olması lazımdı. Kısacası tavsiyemdir kitap.
bu kitabı okumak için fazla vakit kaybetmeyin o kadar keyifli ki elinizden bırakamayacaksınız.