Jack kerouc'un en çok YOLDA kitabını okumak istemişimdir,ancak nedense bu kitap da ilgimi çekti ama aradığımı bulamadım diyebilirim. Kerouc sanki bu kitabı yazarken oldukça karışıkmış kimi zaman kurgudan uzaklaşmış kimi zaman sonunu bağlayamamış.Okuduğum da çoğu zaman sıkıldığım bir kitaptı.
İnsanın ne ile yaşadığına kanaat getirememiş olsam bile aç gözlülük,hırslı olmak ve insanın kendi yarattığı duygularının hiç beklemediğin bir anda kendi boğazına nasıl sarıldığını kısa cümle ve öykülerle çok iyi anlatıyor Tolstoy.
Çok fazla karamsarlık,kendi içinde yaşadığı çelişki,büyük bir aşk ve tabi mutsuz son. Bazen erişilemeyecek olan şeylerin ne kadar değer kazanıp onlara ne kadar fazla anlam yüklediğimizi genç werther gözler önüne seriyor.
Bu kitabı okudum demek az olur izledim ve beynimde canlanışıyla bu kitabı yeniden zihnim de çektim ben. Her karesi zihnine öyle bir kazınıyor ki Stıeg larsson'un kitabı için onu okudum diyebilmen gerçekten zorlaşıyor.
Tekrar okumak istediğim ,dahilik sınırlarına ulaşamayıp ,delilik sınırlarında seyir ettiğim bir kitap.