41 ülkede rekor satış yapan kitaplarının başarısını göremeden 50 yaşında hayata veda eden İsveçli gazeteci Stieg Larssonun zihne kazınacak sahneler, çarpıcı ve canlı karakterler, okurları adeta yerlerine çivileyecek sürükleyici bir kurgu ile her sayfasını ağır ağır ve dokuyarak yazdığı Millennium serisinin ilk kitabı Ejderha Dövmeli Kızı okuduktan sonra, Gefle Dagblad gibi bundan daha iyisi yapılamaz diyebilirsiniz. Ama bu erken bir karar olabilir. Son sözü söylemeden ikincisini beklemenizi tavsiye ederiz.
Olağanüstü... Okuyucular kitabı okurken yerlerinden bile kıpırdayamayacak.
-SUNDAY TIMES
41 ülkede rekor satış yapan kitaplarının başarısını göremeden 50 yaşında hayata veda eden İsveçli gazeteci Stieg Larssonun zihne kazınacak sahneler, çarpıcı ve canlı karakterler, okurları adeta yerlerine çivileyecek sürükleyici bir kurgu ile her sayfasını ağır ağır ve dokuyarak yazdığı Millennium serisinin ilk kitabı Ejderha Dövmeli Kızı okuduktan sonra, Gefle Dagblad gibi bundan daha iyisi yapılamaz diyebilirsiniz. Ama bu erken bir karar olabilir. Son sözü söylemeden ikincisini beklemenizi tavsiye ederiz.
Olağanüstü... Okuyucular kitabı okurken yerlerinden bile kıpırdayamayacak.
-SUNDAY TIMES
7 milyonluk nüfusuna karşılık ülkedeki sivil toplum kuruluşlarına üye sayısının 70 milyonu bulduğu ülkenin, "içinde polis olmayan polisiye bir roman"ın yazarı Larsson... Soğuk diyarlardan soğuk ve ürpertici Lisbeth karakteri... Yazarın etkileyici kurgulama yetisine karşın soğuk etik anlayışı...
Aslında kitap çok fazla ilginç gelmedi bana. Konusu ilginç, ancak olaylar çok yavaş ilerliyor. Kitabın dili ağır değil ve okutturuyor kendini. Kurgusu da yeterli derecede iyi. Kurgudaki tarihi gerçeklik dikkat çekici. İlk 200 sayfa çok sıkıcı, sonra olaylar birbirine bağlanınca biraz da olsa heyecan katmaya başlıyor. Olay örgüsü zekice kurgulanmış olsa da karakterlerin kişilikleri daha sağlam olsaydı daha etkileyici olabilirdi. İsimlerin çokluğu ve benzerliği bu tür öykülerde olayları algılamayı zorlaştırıyor, sürükleyiciliği düşürüyor ve kafa karışıklığına neden oluyor. Kitap, İskandinav ülkelerinin etik anlayışları çok farklı olduğu için sorun oluşturmayan, ancak bizim gibi ülkelerdeki insanların etik anlayışına göre rahatsız duyabileceği ilginç şiddet olguları ve cinsel içerikler barındırıyor. Adamların ahlaki bakış açıları çok farklı. Yazarın çok çarpık ahlaki bakış açısı ve sanki çok normalmiş gibi gözüken derinden sorunlu ilişkiler dikkat çekici.
"Okudum, bundan daha iyisi yazılamaz" dedirten bir kitap değil. Polisiye tutkunları için ortalamanın üstünde bir roman olarak gözüküyor.
Polisiyeye yeni bir soluk getirmiş yazar.Ve kitabın ana karakteri Lisbet Salander, vay be karaktere bak dedirten cinsten...
Yarım bırakmış olduğumdan değerlendirmem pek geçerli sayılamaz, farkındayım.
Ben kitabın, nereden estiğini bilmediğim ani bir dürtüyle, İngilizce versiyonunu aldım. Hesapta İngilizce'm gelişecekti. Fakat vasat İngilizce'm ile dahi anladım ki kitabın çevirisi çok kötü. Çeviri kitapla İngilizce geliştirmeyi düşünmek de ayır saçmalık elbette ama o an almış bulundum ve bir süre sabrederek konunun açıldığı yere kadar okumaya devam ettim. Ne var ki baydı ve bıraktım, devam etmeyi de düşünmüyorum.
Kitap çok yavaş ilerlemekte. Karakterler birkaç cümleyle anlatılacak bir olayı sayfalarca anlatmaktalar. Betimlemeleri çok basit düzeyde, çok nesnel, düz. Eğer yazar bu kadar somut betimlemelerle okurun gözünde film sahneleri yaratmak istemişse becerememiş. Tabii bunda kötü çevirinin de etkisi olabilir.
Karakterlerin hiçbirine bir ısınma, bir benimseme ya da gıcık kapma durumu olmadı bende okuduğum yere kadar.
Sürükleyicilik desen o da yok. Konunun açıldığı yerde bıraktığımı söylemiştim. Bu tarz bir kitap konu açılmışken dahi sonunu merak ettirmiyorsa ben o kitaba başarısız derim. Katilin kim olduğunu zerre kadar merak etmiyorum.
Aslında bu kitaba dair kitap gibi notlar düşmek lazım. En azından okumak isteyenler için kendi adıma düşündüklerimi paylaşmak boynumun borcu :)
Öncelikle;
-İlk 100 sayfa hatta 150 sayfa "bitse de gitsek" izlenimi verse de, daha sonralarında "kalmak" için siz çaba sarf edeceksiniz.
- İngilizce bilmeyenler için biraz zorluk var; sevgili çevirmek, ingilizce olarak yazdığı yerleri keşke "çevirmenin notu" şeklinde en azından anlamını yazsaydı da elimden kitabı bırakıpta ne anlama geldiğini anlamaya çalışmak için uğraş vermeseydim ve kitaptan anlıkta olsa uzaklaşmasaydım.
-Bazı yerlerde, tabiri caizse roman iyice entrika içine girdikçe, suratımı ekşitip midem bulanma seviyesine gelsemde "mutlu son" ile bitmesi yüzünüzü gülümsetiyor.
-Son 3 bölümde kitabın bitmesi ile bitmemesi arasında kalabiliyorsunuz.
-Karakterleri çözmek gibi bir şeyiniz yok, hepsi birbirinden istisna ve güzel yaratılmış.
Kısacası buna benzer bir çok not düşebilirim. Ama okumanızı ve kütüphanenizde bu kitabın bulunmasını tavsiye ederim. Kendi adıma kitap bitmeden, 2. kitabını dün aldım. Hemen başlayamayacağım çünkü önce kurguyu sindirmek gerekli :) Ama 2. kitapta yani "Ateşle Oynayan Kız" merak konusu uyandırdır mı; tabi ki. Umarım "Ejderha Dövmeli Kız" ı okuduğum kadar zevkle ve merakla okurum.
Okumak isteyenlere ve şuanda okuyanlara, keyifli okumalar dilerim...
Neden bu kadar abartıldığını anlayamadığım serinin ilk kitabı. Okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz, gereksiz popüler olmuş yayınlardan.
Kesinlikle okunması gereken bir seri. Bazı yerlerinde ayrıntıya fazla girilmesi sıksa bile kitabın öyle müthiş bir kurgusu ve öyle sağlam karakterleri var ki elinizden bırakamıyorsunuz. En bağlayıcı özelliği de sıradışı karakterleri. Klişe bir tabir olacak ama bağımlılık yapıcı. Keşke Stieg Larsson yaşasaydı da devamı gelseydi.
Benim için hayalkırıklığı olan bir kitap Ejderha Dövmeli Kız. Zoraki ilerleyen kurgusu ve karışık olaylarıyla okumakta zorlandığım bir kitap olarak listeme yerleşti.
Bu kitabı alırken pek beklentim yoktu..Ama okumaya başladıkça elimden bırakamaz hale geldim..Aşk,cinayet,serüven çok güzel bir şekilde harmanlanmış..Yazarınını da kitabının başarısını göremeden ölmesi de çok üzücü...Şimdi serinin 2.kitabı Ateşle Oynayan kızı okumayı planlıyorum... Okumayanlara tavsiyem bir an önce alıp okumalarıdır...
başlar sıkıcı sonları ise heyecan dorukta...
Karton Cilt, 646 sayfa
2010 tarihinde, PEGASUS tarafından yayınlandı