"kaybetmeden aranmıyor. aranmadan bulunmuyor. bulununca lâyık olunamıyor." erguner güzel şeyler anlattı. en azından benim dilimden konuştu.
"iyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim" üst düzey bir duyarlık. kırlangıçlar, bir gemici hikâyesi, kanal ve bir siyah fanila için, favorilerim.
hüsnü ağbi canımız, eyvallah. sarkan yerler çokçaydı sanki. ama romanda bu biraz affedilebilir bir şey. aslında hüsnü ağbi öykü mü yazsa? ama öyküde sarkmamak lâzım. siyasi acılara tuz basılmış, inceden dokundurulmuş, güzel, yarayı kaşımaktan çok unutturmamak dert, ya da şöyle, tekrarını engellemek. barış bıçakçı ile hüsnü ağbi aynı rafta, zihnimde. tanımış olduk.
hayat süpermarket, yargılar önden. şu babasızlı piçli öykülerin sayısı giderek artıyor mu? gözlemler derin. sevdim.