Üstad bu sefer postmodern tarzından biraz uzaklaşmış ve klasiğe kayan bir anlatım biçimi kullanmış. Fena da olmamış. Daha insanı içine çeken bir roman olmuş bu. Konusu da daha ilgi çekici olsaydı 10 puan verebilirdim kitaba. Dili ise muazzamdı gene.
Bu hikayenin anlatmaya değer bir hikaye olduğunu düşünmüyorum; ama yazar iyi bir anlatıma sahip olduğu için fena değildi.
Bu kitapla ilgili ne desem eksik kalır. Deneysel bir çalışma olduğu kesin. Yazım kurallarını, sayfa düzenini, sözcük dizimini yok sayıyor. Bir delinin zihnine yakışır bir anlatımı var ayrıca. Bir de yaratıcıyla ilgili düşünceler kimilerini rahatsız edebilir. Sadece bir görüş olarak görüp, saygı duymakta fayda var.
Yavan bir şekilde okunursa anlaşılamayacak kitap. Altmetinlere bakmak lazım. O zaman insanların ikiyüzlülüklerini, homofobiyi, dışlamışlığı, kadına bakış açısını ve çocukları barbarlaştıran ebeveynleri görmek mümkün. İdrara (pisliğe) bulanmış, buna rağmen eğlencesinden geri durmayan insanlarımızı görmek mümkün. Bu kitabın bana göre en önemli eksiği ise anlatımı. Sema Kaygusuz deyince dil estetizasyonu geliyor aklımıza sonuçta.
Kitap bir türlü hızlanmadı. Kurgu çok zorlamaydı. Ancak zekice unsurlar da taşımıyor değildi.
Kısa olmasına rağmen sıkıcıydı bence.
Çok sürükleyici yahut anlatım dili harikulade olan bir kitap olmasa da okunabilir düzeydeydi.