silaes, 285 adet değerlendirme yapmış.  (4/41)
Umut Sokağındaki Ev
Umut Sokağındaki Ev

8

''Büyüleyici'' ve ''umut'' vaadeden eğlenceli bir roman. Sihirli ve fantastik bir evde hayatları kesişen kadınlar ve onların çevresindeki insanların romanı. Tek bir karakter yok. O sebeple tek bir olay örgüsü de yok. Okuması keyifli ve şaşkınlık verici bir roman. okurken çok sık ''aaa''' dedirtiyor.

Kimya Hatun
Kimya Hatun

7

Kitap benim için çok büyük bir boşluktan ibaret. Severek ve merakla degil zoraki okudum. Kitapta çok büyük sıkıntılar var. Bunun en önemlisi ise anlatim tekniği. Bir an tarihi roman okuduğunuzu hissederken, bir an karsinizda sımarık ergen kimya buluyorsunuz.kitabin 2. Bolumunde tanri bilici anlatim ve karakter anlatim karmakarısik kullanilmiş. Çevirmende kötü cevirisiyle üstüne tüy dikmiş. Okurken kerra hatundan adeta nefret ettim. Şemsi nin kimya'yı öldürmesi olayına girmek dahi istemiyorum. Kitabın en sevdiğim karakteri ise evin kedisi sultaneydi.

Foto Sabah Resimleri
Foto Sabah Resimleri

7

İlk öyküyü okur, gece devam ederim diye elime aldığım kitabı, hangi ara bitirdiğimi anlayamadım. Dili çok akıcı, okurken zorlanmadım, sıkılmadım. Üç öykü ötekilerden açık ara sıyrılarak beni cezbetti. ''Foto Sabah Resimleri'' öyküsündeki gibi bir ananem olmasını o kadar çok isterdim ki. Öyle olmasa bile en azından beni önemsediğini hissettiren bir anneannem. Sanırım bu sebep, bu minik öyküye sıkıca tutunmamı sağladı. '' Duruşma'' başlığı altındaki hikaye ise ''herkes için adalet'' kavramının, arkasını sağlama alana adalet'e nasıl evrildiğinin kanıtı. 1996 yılında yazılmış ''Adil Düzen'' öyküsü ise çok ilginç. Şu an içinde bulunduğumuz keşmekeşliğin adeta ayak sesi. Adil Düzen öyküsü için bile olsa bu kitap okunmalı.

Geniş Zamanlar
Geniş Zamanlar

7

Birbiriyle bağlantılı olan ilk 3 hikayenin olay örgüsü insanı içine çekiyor. İlk hikayeden olayın sonunu bilsemde, aşırı bir merak hissiyle okudum. Bazı noktalar ilgimi çekerken, bazı noktalar da tepkimi çekti. En çok sevdiğim hikaye ''Çıkmaz sokakta yürümek'' başlıklı hikayeydi.

Yedinci Gün
Yedinci Gün

6

238. sayfaya kadar bitsin artık diye direnirken, tam bu sayfanın sonunda ''haydaağğ'' diye tepki vermeme sebep oldu ve sadece kitabın son iki sayfasından zevk aldım. Okuduğum ilk İhsan Oktay Anar kitabıydı ve bu yazarı okumaya başlamak için ideal bir kitap değildi. ( Benim açımdan.) Çünküsü kısa bir sürede bitirebileceğim kitabı ''bak burda farsça tamlama kullanmış bak bu kelime Fea'il vezni bak burda Fe'ale vezninin ismi failini yapmış diye diye okuyamadım ve bu işle uğraşmak şu an yapmak istediğim son iş. 'Kitabın ilgimi çeken taraflarından birisi ise ''5 dk da kısa dünya tarihi kısmıydı. Dili çok ağdalı. Sevemedim...

Çok Güldük, Ağlamayalım
Çok Güldük, Ağlamayalım

6

Medya, sanat, siyaset vd konu başlıkları altında samimi denemelerin toplandığı kitap. Kitap biraz güncelliğini yitirmiş olsa da ülkecenek kafa yapımız pek değişmediğinden, günümüze de tekabül ediyor.

Darağacında Üç Fidan
Darağacında Üç Fidan

6

Bu kitap o zaman ''Kitaplık'' olan kütüphaneme girdiğinde 7. sınıf öğrencisiydim. Kitabı satın aldığımız gün dün gibi aklımda. Babamın bana ilk aldığı kitap buydu. İşin cilveli yanı ise kendisi ağır şekilde Türk-İslam sentezini benimser. 8. Sınıf öğrencisi için pek ideal olmayan bu kitabı babama neden aldığımızı sorarken aklım ''Gençlik kitapları'' reyonunda idi. Bana verdiği cevap şu yöndeydi. '' Her fikri ölç, tart biç, düşüncelerin kulaktan dolma değil, kendine ait olsun. Sana ait olmayanı düşüneni daha çok sev, hayat gerçekten farklılıklarla güzel, bu çocuklar zamanında memleketleri için bir şey yapmaya çalıştılar, onları anlayamadık Dursun önkuzu da bizim, denizlerde bizim dedi (hemen hemen cümle tamamiyle böyle)'' Ki kendisi 69 lu ve bu idamlara karşı herhangibi bir sorumluluğu da yok.. O günden sonra biriktirdiğim tüm düşünce ve ideolojileri kendim ölçüp tarttım benimsedim, kabullendim.... Bugün yeniden baştan sona bu kitabı okuyup bitirmenin buruk sevincini yaşıyorum. Açık yüreklilikle söyleyebilirim ki taban tabana zıt görüşlerimiz olsa da Türkiye tarihinin en acı en can yakıcı olaylarından biri. Benim için hayatıma yön veren kitaplardan oldu. Şunu tüm kalbimle söylüyorum ki ( Siyasi cinayet ve idamlara karşı çok sert çizgilerim var ) keşke yaşamalarına izin verilse bu cinayet işlenmeseydi. Keşke çocuklarını ve akabinde torunlarını görecek kadar sıhhatli bir yaşamları olsaydı. Keşke, keşke....