thyructus, 847 adet değerlendirme yapmış.  (10/121)
Hiçi Destanı 3 - Hiçi ile Buluşma
Hiçi Destanı 3 - Hiçi ile Buluşma

9

Seri tam , zihin transferi, yapay zekaların insanileştirilmesi ve birbirleri arasında temas, farklı uzaylı ırkların ortaya çıkması gibi konularla daha da derinleşip, Hiçiler ile temasın sağlandığı zirve bir noktaya ulaşmışken Türkçe çeviri kitapların bu cilt ile sonlanması kötü olmuş. Devamını orijinal dilinden okuyacağım mecburen. Pohl gerçekten de çok sağlam bir kurguya imza atmış. Katı bilimkurgu severleri çok memnun edecek bir seri bu.

Hayvanlardan Tanrılara - Sapiens İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi
Hayvanlardan Tanrılara - Sapiens İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi

8

Sesli kitap olarak dinledim. Bu yüzden yazarın başvurduğu kaynak sayısı ne kadar bilemiyorum. O yüzden açık bir kapı bırakmakta fayda var. Yazarın özellikle tahılla beslenmeye geçişin etkileri üzerine söyledikleri çok düşündürücü. Modern yaşamın sahtelikleri ve hayvan hakları üzerine farkındalık geliştirme adına oldukça kışkırtıcı bir kitap.

Hiçi Destanı 2 - Mavi Ufkun Ötesinde
Hiçi Destanı 2 - Mavi Ufkun Ötesinde

9

İlk kitabın aksine Essie sayesinde Broadhead'i sevdiğim, Hiçiler ile ilgili gizemin biraz aydınlandığı , uzay yolculuklarının heyecanı ve zorluğunu hissettiren harika bir devam kitabı.

Hiçi Destanı 1 - Çıkış Kapısı
Hiçi Destanı 1 - Çıkış Kapısı

9

Çıkış Kapısı mükemmel bir bilimkurgu romanı. Hugo, Nebula, Locus ve J.W.Campbell olmak üzere 4 ayrı bilimkurgu ödülünü de alıp boşuna rekor kırmamış Frederik Pohl'un Hiçi Destanı'nın başlangıç kitabı. Pohl'un kurguladığı bu gelecek gizem dolu. Hiç bir üyesiyle karşılaşılmamış ve belki de çok uzun süre yok olmuş bir dünyadışı ırkın geride bıraktığı yerleşimler, aletler, ve uzay gemileri, kullanımını bile tam bilmediğiniz bu uzay gemileri ile nereye gittiğinizi bilmeden ışık yılları ötesine körlemesine yolculuk ettiğiniz, ya öldüğünüz, ya da bu uzaylılara ait ve ne işe yaradıkları henüz tam anlaşılamamış eşyaları toplayarak geri dönüp zengin olduğunuz bir evren. Çaresizlik ya da yoksulluk nedeniyle , neredeyse %50 ölüm tehlikesi bulunan bu yolculuklara çıkan insanlar. Kahramanımız Robinette Broadhead de bunlardan biri. Kitabın sevdiğim yönlerinden biri Broadhead'in şan, şeref ya da kahramanlık için değil, korkaklığı yüzünden sürekli ertelese de mecburiyetten bu yolculuklara çıkan, iyi mi yoksa kötü biri mi olduğunu çok da anlayamadığınız biri olması. Kitap iki mecradan ilerliyor. Biri bu uzay yolculuklarının yapıldığı Çıkış Kapısında yaşananlar, diğeri de kahramanımızın hologram bir robot terapist olan ve zaman zaman Sigmund Freud görünümünü alan Sigfrid ile yaptığı psikanaliz seansları. Hem Çıkış Kapısı'nda yaşananları hem de psikanaliz seanslarını okurken, ilerde meydana gelecek olanların gerginliğinin giderek arttığını hissediyorsunuz. Ve finaldeki o dramatik çözülme bir şekilde nihayete erme ferahlığı ve rahatlığı yaratıyor , sanki siz de bir terapideymişsiniz gibi. Kitabın içine serpiştirilmiş olan birer sayfalık görev raporları, ilanlar, ders parçaları , mektuplar da evrenin gerçekçiliğini artıran unsurlar olmuş. Kitabın çevirisi ise çok iyi değil maalesef, kitap boyunca bizim yazı ya da konuşma dilinde kullanmadığımız "İşini çok severdi. Çok iyi yapardı onu" " Bir panel vardı. Bir gezegen haritasıydı o" gibi çok fazla "o, onu" kelimeleri kullanılmış, İngilizce'den motomot çeviri yapmak hatasıyla sanırım. Güncel ve daha güzel bir çevirisi yapılsa harika olur. Sonuç olarak katı bilimkurgu seviyorsanız çok seveceğiniz bir kitap Çıkış Kapısı.

Eric (Diskdünya Serisi #12)
Eric (Diskdünya Serisi #12)

9

Yine mükemmel. Bu keskin mizah beni öldürüyor :)

Yüzyılın En İyi Bilimkurgu Öyküleri
Yüzyılın En İyi Bilimkurgu Öyküleri

8

Türün ustalarını bir araya getiren önemli bir bilimkurgu öykü derlemesi. Bilimkurgunun ülkemizde çok bilinmeyen yazarlarını tanımak adına da oldukça faydalı bir eser. Bu büyük ustaların arasında Philip K. Dick'in olmaması büyük ve hatta tuhaf bir eksiklik olmuş. Kim Stanley Robinson'u da bu derlemede görmek isterdim. Öykülerin yazılış yılı da belirtilse iyi olurmuş. Beğendiğim öyküler şunlardı: Bana Joe Deyin-Poul Anderson Siz Zombiler- Robert Heinlein Yalnızlığın Uçan Dairesi- Theodore Sturgeon Karaydı Tenleri ve Altın Rengiydi Gözleri- Ray Bradbury Eurema'nın Varisi-R.A. Lafferty Dünyanın Altındaki Tünel- Frederik Pohl Gelgeç Ay- Larry Niven Çölkralları - G.R.R. Martin Gidilmeyen Yol- Harry Turtledove İt Dalaşı- William Gibson & Michael Swanwick Sıçan- James Patrick Kelly Temiz Bir Kaçış-John Kessel

Çarpışma
Çarpışma

4

Sanırım edebiyat dünyasında başka bir örneği daha olmayan bir kitap. Yazarın, oldukça sert ifadelerle dolu sapkınca bir öyküye James Ballard adıyla kendini de bir kişi olarak yerleştirmesi, ve bu sapkınca olayların içinde yer alıp bu sapkınca düşünceleri zihninden geçiren bir karakter olması çok cesurca bir hareket. Araştırmadım ama Edebiyat dünyasında şok etkisi yaratmış olduğu kesin. Otomobil fetişizmini çok detaylı ifadelerle betimlemesi belki yazarlık gücü olarak nitelenebilir ama bir noktadan sonra tekrara düşme haline geliyor ve sıkıcılaşıyor. Öyküdeki zarar verici davranışlar, özkıyım arzusu temelde bir amaç barındırsa da, görünüm olarak anlamsız davranışlar sergileyen karakterleri hiç sevmedim ve hiç empati kuramadım okuduğum kitaplarda. Bu da o kitaplardan biri oldu benim için. Hassas kişilerin çok zorlanacağı , sert ve pornografik derecede detaylı ifadeler içeren bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Psikolojik profil çıkarma adına, ve nesnelerin ruhsal karşılıklarını irdeleme adına ilginç bir okuma olabilir.