Seride büyük bir zaman atlaması yaşamak tuhaf hissettirdi. Ve 2. Leto'nun dönüşümü de... Böyle büyük bir kudretin (tasarlanmış) sevgiye teslim oluşu , Leto'ya acıma duygusu uyandırdı. Kitap akıcı ve aksiyonlu bir şekilde başlasa da devamı böyle değil. Okuması serinin diğer kitaplarına göre daha zordu.
Moorcock'un Elric serisinde de sevemediğim dağınık üslubu bu kitapta da var. Fikir güzel olsa da işleniş sıkıntılı. Konu 1969 yılında yayınlandığında Hristiyan dünyasında, Vatikan'da şok etkisi yaratmış olmalı. Dine küfür olarak nitelenebilecek cümleler içeriyor. Ve daha o zamandan kilisenin çocuklara cinsel istismarına değinmiş olması da cesurca . Gerçi Hippilerin özgürlükçü düşüncesi de zirvedeydi o sıralarda sanırım. Kitabın adı da İncil'deki Yuhanna 19. ayetten geliyor aslında. " O zaman Pilatus İsa’yı tutup kamçılattı. 2 Askerler de dikenlerden bir taç örüp O’nun başına geçirdiler. Sonra O’na mor bir kaftan giydirdiler. 3 Önüne geliyor, “Selam, ey Yahudiler’in Kralı!” diyor, yüzüne tokat atıyorlardı. 4 Pilatus yine dışarı çıktı. Yahudiler’e, “İşte, O’nu dışarıya, size getiriyorum. O’nda hiçbir suç bulmadığımı bilesiniz” dedi. 5 Böylece İsa, başındaki dikenli taç ve üzerindeki mor kaftanla dışarı çıktı. Pilatus onlara, “İşte o adam!” dedi." Kitabın girişine bu açıklama konsa iyi olurdu.
Kitabın çoğu askeri disiplin ve düzenin işleyişine ayrılmasaymış daha iyi olacakmış. Bilimkurgu klasiklerinden biri ama bence iyi bir roman değil.
Dune, o çöl gibi derin bir seri. Çöl hayatını, çöl insanlarının sert kişiliklerini etkileyici bir şekilde yansıtıyor. Bu kitapta Atreides ailesinin üyeleri arasındaki ayrışma ve karakterler arası güvensizliğin aşırı boyutta oluşu ruhumu kararttı. Kitabı sürekli bir tedirginlikle okudum. Leto'nun dönüşümü etkileyiciydi. Alia ise yürek burktu. Okuması biraz zor bir seri ama devam kitapları için merak da uyandırıyor.