İlk olarak bir uyarı yapayım. , Barry Langford'un yazdığı ve güzel saptamalar yaptığı kitabın başındaki sunuş yazısını, romanı okuduktan sonra okumanızı öneririm. Çünkü yazı, romanla ilgili çokça detay içeriyor ve bu durum okuma zevkinizi bozabilir. 1950'lerin silahlanma yarışını, nükleer silah çılgınlığını, Sovyetlerde yapılan tarımsal genetik araştırmalarını, romanının kurgusuna çok iyi bir şekilde yerleştirmiş ve ortaya soluksuz okunan bir eser çıkarmış Wyndham. Üslubu için söylenen " mantıklı fantezi" deyişini, bu romanın kurgusunda net bir şekilde görüyoruz. Romandaki olayları uçuk fikirlere sapmadan mantıklı temellere oturtmuş Wyndham. Romanın dili çok akıcı. Klasik bilimkurgu sevenlere öneririm Triffidlerin Günü'nü. Krizalitler gibi bu romanını da çok beğendim. Sevdiğim bir bilimkurgu yazarı daha bulmuş olmak sevindirici.
Pratchett bu kez bizi masal kahramanlarıyla ilgili bir maceraya sürüklüyor korkunçlukları ile sevimli cadılarımız Nine Havamumu, Dadı Ogg ve Magrat Sarımsak eşliğinde ve çok komik bir anlatımla.. Maceranın bir noktasında Nine'den ensesine süpürge yiyen Gollum ile karşılaşmak beni çok güldürdü. Pratchett'ın popüler karakterleri maceralarına böyle konuk etmesi de çok eğlenceli oluyor.
Normal olarak tanımlanana, farklı olana, değişime, bağnazlığa, muhafazakârlığa, gelişime, evrime dair çok güzel, çok akıcı, çok sürükleyici bir roman. Yazarın bir nükleer felaket sonrası dünyasını çok fazla detay vermeden anlatıp sezdirmesi çok güzeldi. Finali de oldukça çarpıcı ve sertti. Bir anlamda ters köşe duygusu yaşattı bana. Böyle derli toplu , soluksuz okunabilecek bir tempoyu cümlelerle yaratabilmek bir yazarlık ve çeviri başarısıdır. Bu malzeme günümüzün yayıncılık anlayışıyla sündürülüp 3-5 ciltlik bir seriye uzatılırdı. Bu seri kitap anlayışının aslında çoğu zaman ne kadar zorlama olduğunu fark ettim bu kitabı okurken. Gerçi kendimle çelişmek olacak ama Yeni Zelanda olduğu anlaşılan Deniz Ülke'yi ve Michael ile Rachel'in yolculuğunu da okumak isterdim :) Wyndham'ın üslubu çok hoşuma gitti ve diğer kitaplarını da sipariş ettim.
Bradbury'den yine edebiyat hazzı veren cümlelerle süslü, iç burkan, hüzünlendiren, korkutucu, gerilimli, komik bilimkurgu hikayeler toplaması. Kitaba adını veren Resimli Adam için de birkaç hikaye olsa harika olurdu.
Katı bilimkurgunun ustalarından Larry Niven bu kitabında da bilimin keskin hesaplamalarını kullanmış. Kanser hastalığına çare bulunması umudu ile hasta bedenini hiperuykuya yatıran kahramanımız 2190 yılında uyandırılır. Ama çok geçmeden kendini kısa ama etkili bir eğitimin ardından , başka gezegenleri dünyalaştırabilecek materyallerle dolu bir gemiyle uzaya yollanır. Ancak kahramanımız uzayda isyan eder ve bu görevi yapmak yerine galaksinin çekirdeğine kadar gitmeye karar verir. Uzun dönemli hiperuykular eşliğinde bu gezisinden tekrar güneş sistemimize döndüğünde aradan 3 milyon yıl geçmiş ve sistemin gezegen yerleşimleri bile değişmiştir. Genişleyen güneşten korunup uzaklaşmak için dünya dış gezegenlere kadar uzaklaşan bir yörüngeye yerleştirilmiştir. Kitabın buraya kadar olan bölümü oldukça ilgi çekiciydi benim için. Ama kahramanımız tekrar dünyaya indikten sonraki kısımda kitap sıkıcılaştı. Dünyada geçen bölümde ilgi çekici şeyler olmasını bekleyerek sayfalarca okuyup durdum ama hiç de öyle olmadı. O kadar uzun süre geçtikten sonra insanlığın değişimini daha ilgi çekici bir kurguyla yansıtabilirmiş Niven. İyi başlayıp vasat devam eden bir kitap olmuş. Yazarın iki kitaplık serisinin bu ilk kitabı , Türkiye'de alışık olduğumuz üzere tamamlanmayıp tek kitapla kalmış. Belki ikinci kitapta hikayeyi toparlamıştır Niven diye umut ediyorum. Çeviri de bir 6:45 klasiği olarak kötüydü elbette.
Vahşi ve kanlı sahnelerle dolu korku gerilim kitaplarıyla tanıdığımız Chattam'ın gençler için yazdığı bu fantastik macera serisinin bu ilk kitabı inandırıcılıktan uzak bir evren ve kurguya, derinlikten uzak karakterlere sahip. Gençlere dolaylı dersler vermek için doğa katliamını ve sonuçlarını bir hikayeye dönüştürmesi fena fikir değil ama işleyiş sıkıntılı. Yetişkinlerin olmadığı, elektriğin ve elektronik aletlerin kullanılamadığı bir dünyada gençlerin ve çocukların 6 ay gibi kısa bir sürede bir sistem ve toplumsal düzen kurmaları çok da gerçekçi değil. Yazarın neden böyle bir zaman kurgusu yaptığını anlayamadım. Onlarca farklı romanda, filmde , çizgi filmde, oyunda , çizgi romanda görüp ezberlediğimiz ve artık sıkıldığımız ateş, su, toprak, hava güçlerine sahip özel çocuklar fikri de kitabın bir başka zayıf yönü. Chattam'dan beklenmeyecek kötülükte bir iş.
Pratchett'dan ÖLÜM'ün tırpanı kadar ölümcül keskinlikte bir mizah fırtınası daha. Ancak bu kez başrolde ÖLÜM olduğu için olsa gerek kitapta hüznün payı biraz daha fazlaydı. Bu kitabın şakalarının konusu ise korkunun meşhur karakterleri vampirler, zombiler, canavarlar idi. Diskdünya serisi mizahi fantastik edebiyat alanında beni hep memnun edecek bir seri sanırım. 10. kitabı da çok sevdiğime göre devam kitaplarını da beğeneceğim belli ki.