Larsson'un üzücü bir şekilde 50 yaşında erkenden hayatını kaybetmesi ile yetim kalan müthiş bir seri Millenium. Ancak ne yazık ki seriyi devam ettiren Lagercrantz alıştığımız Larsson üslubundan çok uzak, çok yavan bir tarzda yazıyor. Haliyle olan bu güzel seriye oluyor. Keşke 3 kitap ile kalsaydı , devamını merak ederdik tabii ama en azından bu kötü devam kitaplarına maruz kalmazdık. Larsson derinlikli bir konu kurgulamış. O nedenle olayların geçmişi işlendikçe yeni karakterlerin dahil olması kaçınılmaz. Ancak biz bu seriyi Lisbeth Salander ile sevdik. Bu kitapta ana karakter olmaktan çıkıp bir yan karaktere dönüşmüş sanki Lisbeth. Lagercrantz'ın kurgusu , Larsson'un ince ince işlediği giriftliği düşündüğümüzde adeta çocuksu bir halde. Neden yazdığına anlam veremediğim, hikayeyi aksatan detaylarla dolu kitap. Lisbeth'in hikayesini tamamlamak için bu kötü tarza katlanmaya devam edeceğim maalesef. Eğer doğruysa Stieg Larsson seriyi 10 kitap olarak tasarlamıştı diye okumuştum çünkü bir yerlerde.
Weinbaum' la tanıştığım bu kitap, yazarın bilimkurgu ve diğer türleri ustalıklı şekilde harmanladığı öykülerden oluşuyor. Asimov'un giriş yazısı kitabı daha kıymetli kılmış. İlginç bir şekilde kitaba adını veren ve övülen öyküler olmasına rağmen iki Mars öyküsü kitapta en az sevdiğim öyküler oldular. Bana Rick & Morty dizisindeki Rick'i hatırlatan Hollandalı öfkeli ve kibirli bilim insanı Haskel van Manderpootz ve zengin bir işadamının her yere geç kalmakla meşhur ve çapkın oğlu Dixon Wells'in maceralarının anlatıldığı Eğer Dünyaları ve İdeal adlı mizahi öykülerini çok beğendim. İkilinin bir üçüncü maceraları daha varmış, keşke o da eklenseydi kitaba. İlk sanal gerçeklik fikrinin işlendiği öykülerden olduğu söylenen Pygmalion'un Gözlüğü bu özelliği ile ilginç bir öykü. Hızlı adaptasyon ve evrim konusunu işleyen Uyumun Doruğu ve Io uydusunda geçen ve farklı yaşam türleriyle karşılaştığımız Üşütük Ay adlı macera öyküsü de beğendiğim öyküler oldular.
Yerli bilimkurgu adına kıymetli bir derleme daha. Bülent Somay'ın bilimkurgu tarihinden satırbaşları ile dolu bilgilendirici önsözü kitabı daha da değerli kıldı benim için. Kitabın kapağında da "Bilimkurgu Seçkisi" alt başlığı olsa bu türe ilgi duyan okuyuculara daha kolay ulaşırdı. Beğendiğim öyküler, Burak Akbayrak'dan Orbit, Fuat Sevimay'dan Sonunardı, İsmail Yamanol'dan İlk Görev, Pınar Duman'dan Sofi ile Şuku ve Selim Erdoğan'dan Rasyonel Aşk öyküleri oldu.
Martin'in iki romancık ve hikayelerinden oluşan bu kitabında şaşırtıcı sonlar bekledim ama beklediğimi bulamadım.