mucdem, 1715 adet değerlendirme yapmış.  (34/245)
Umursamaz (Amato Kardeşler #2)
Umursamaz (Amato Kardeşler #2)

6

Amato kardeşlerden üç numara Dante ile arkasında başarısız bir evlilik bırakmış, bir çocuk annesi Maren’in hikayesi eğlenceli ve tutku doluydu. Boşanma partisini kutlamak için gece arkadaşlarıyla dışarı çıkan Maren; kutlama için gittikleri barda yeni bir geleceğe kucak açmak isterken, karşılaştığı gizemli kişinin de bu geleceğe ortak olacağını bilmiyordu. Akıcı bir kitaptı.

Kalpsiz (Amato Kardeşler #1)
Kalpsiz (Amato Kardeşler #1)

6

Meşhur Amato Kardeşler Serisine başlayayım artık dedim ve ilk kitabı Kalpsiz ile geldim. Gizemli bir günlük ile başlayan etkileşim.. Tesadüfler silsilesi.. Geçmişte kalbi ihanetle yaralanan kalpsiz bir adam.. Ve kalpteki o yarayı sarmaya gönüllü bir kadın.. Amato kardeşlerden Ace ile Aidy’nin hikayesi, tadımlık bir aşk hikayesiydi. Ne çok iyi ne de çok kötüydü; ortalama bir kitaptı. Boş vaktimizde okunacak kafa dağıtmalık ve +18 ağırlıklı bir aşk kitabı. Kitabın bir güzel tarafı da bir günde okuyup bitirebileceğimiz bir akıcı anlatımı var.

Yaralasar 4
Yaralasar 4

10

Yine bir seriyi daha bitirmenin buruk sevinci içindeyim. Otuz kimsesiz çocuğun yetimhanede damgalanıp kaderlerinin belirlenmesiyle olaylar başladı. Hepsi damgacının peşinde olduğu av iken; bir anda avcı durumuna düştüler. Mücadele ettiler, kayıplar verdiler, ihanete uğradılar, birbirlerine güvenmeyi öğrendiler, sevdiler, acı çektiler, ağladılar ama en çok birbirlerine aile oldular. Seri boyunca hüznü, acıyı, dostluğu, sevgiyi, ihaneti, rekabeti, mücadeleyi, affetmeyi yer yer hissettiren; okurken eğlendiren bir seriydi. Çok keyifle okudum. Kuzey ile Sedefin ilişkisi çok ama çok güzeldi. Bu ikiliyi her okuduğumda, sımsıkı sarılasım geliyor. Yetimhanede yolları kesişen bu yedi kişinin birbirlerine dost, aile olmasını okuduk. ------------ “Sevdiğin bir şeyler mutlaka olmalı, Sedef.” “Kendimi seviyorum.” “Başka?” “Arkadaşlarımı da seviyorum.” “Başka?” “Kendimi ve arkadaşlarımı sevmek dışında hiçbir şeyi sevmiyorum,” dediğimde bir sessizlik oluştu. Sanırım beklediği gibi verimli bir sohbet olmuyordu. Belki de ona karşı bu kadar dürüst olmayı bırakmalıydım. ******* Benim bir parça öldüğüm ama onları yaşattığım bir hikayenin ilk adımını atmıştım o gece. Arda öldü, onunla birlikte ben öldüm ama çocuklar yaşıyor. İşte bu bana yeten bir sondu. ****** “Alaz”, deyip ona tatlı tatlı gülümsedim. “Benim kazandığımı söyler misin? Beni bilirsin, hiç gurur yapmam, kazandım sayarım,” dediğimde başını arkaya doğru kaldırıp yüksek sesle gülünce ben de güldüm. Bu atışmalarımız onu oldukça eğlendiriyordu. “Alaz! Kazandın desene, böyle durmaktan çok yoruldum.” Hiç öyle hakkım olmayan galibiyeti kabul etmezlik yapmam.

Yıldız Haritası
Yıldız Haritası

10

Yazarın okuduğum her kitabı bir öncekinden daha güzel; yazar, her kitabında kendini geliştirerek ilerliyor. Öykü.. Geçmişi kayıplar, ihanetler, sevgisizlik, duygulardan uzak ilişkileri barındırıyor. Geçmişinin etkisinden kurtulup özgürlüğe bir adım daha yaklaşabilmek, yeni bir başlangıç için yola çıkıyor. Hayal bile kurmayı bırakan Öykü, yeni hayatında hiç olmasını beklemediği güzel şeylerle karşılaşıyor. Bu durum Öykü’nün dengesini bozduğu gibi dışlanmamak için yeni düzene alışmaya çalışıyor. Öykü’nün geçmişi yavaş yavaş ortaya çıktıkça onu daha iyi anlıyoruz; ama yaşadığı çevrede iyi günde kötü günde onu yalnız bırakmayan, sevmenin, sevginin gücünü gösteren dostlarına ve sevdiği adama karşı olan tutumu zaman zaman yeter artık onlara güven dedirtse de yine de sonunda Öykü’ye hak verirken buluyorum kendimi. Ben Öykü’yü çok sevdim. Keyif alarak okuduğum, akıcı bir kitaptı. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. --------------- Hayat hikayelerden oluşur. İyi hikayeler, kötü hikayeler, mutlu hikayeler. Acı hikayeler… ***** Umut etmek. Umut edecek güvenli bir alan bulmuşken kendi güvensizliklerimi bir kenara bırakmak sorun olmamalıydı. ***** Yağız’ın evindeydim. Ona bir sor sormuştum. Ona gülümsemiştim. Tüm bu samimiyet beni öyle korkuttu ki ne yapacağımı bilemedim.

Buzdaki Kelebek
Buzdaki Kelebek

3

Yazarın okuduğum kitaplarına kıyasla beni hayal kırıklığına uğratan bir kitap oldu. Teagan ile Garret’in bir anda gelişen yakınlıkları bana fazla hızlı geldi. İlişkilerinin hızına ayak uyduramadım. Kitabın finalindeki ters köşe ile kitabı toparlamaya çalışmışsa da toplamaya yetmemiş. Konu ve duygular tamamen havada kalmış bence üzerinde fazla durulmadan yazılmış bir kitap geldi bana. Kitabın ufak da olsa güzel yanı Eva ve Gideon Cross çiftine az da olsa yer vermiş olması. Ama benim için zaman kaybıydı.

Nişancı
Nişancı

9

Highland Guard serisinin dokuzuncu kitabı; serinin okuduğum kitapları içinde en tahmin edilemez, çocuk ruhlu bir o kadar da inatçı, ne istediğini bilen ve elde etmek için her yolu mubah sayan, ele avuca sığmayan bir kadın karakteri Cate.. Ok kullanmasıyla adından söz ettiren Gregor MacGregor, yeniden savaşa çağrılana kadar eve dönmek zorunda kalıyor. Gregor için asıl mücadele o zaman başlıyor. Çok ama çok keyif aldım. Zaten yazarın özellikle de bu serisin okurken çok keyif alıyorum. Historical türden kitapların çıkarılmadığı dönemde ilaç gibi geldi. @nemesisyayinlari umarım bu hızı kaybetmez ve seri bir şekilde yazarın kitaplarını çıkarmaya devam eder. ---------- “Girişimci ruhlu kız, ‘hayatında gördüğü en yakışıklı erkeği’ görmeleri için yaklaşık on iki bilet kesmiş.” En yakışıklı erkek kısmını on altı yaşındaki bir kızın hülyalı ve duygulu sesiyle söylemesi, Gregor’un adamın yüzünde parlayan gülümsemeye bir yumruk indirmek istemesine neden oldu. “Bilet mi?” Bruce duyduklarına inanamamıştı. “Ciddi olamazsın.” MacRuairi sırıtarak başını salladı. “Evet, kişi başı yarım peni. Biz onca yıldır ona bedava bakıyoruz.” Gregor sert bir bakış attı. Artık MacRuairi de mi espri yapmaya başlamıştı? Tanrım, bu cehenneme kar yağması gibi bir şeydi.

Buz Kırağı
Buz Kırağı

7

Yazarın kalemini ilk kez wattpad’de Buz Kırağı adlı hikaye ile tanıdım. Cinayetle suçlanan Baran Demiroğlu ile başarılı bir adli psikiyatr kliniği stajeri Bahar Saygın’ın hikayesi.. Gizemlerle dolu, maceranın, aksiyonun ve aşkın bol olduğu bir hikaye.. Sürükleyici, her bir sayfası merak uyandırıcı bir hikaye.. Konusunun detaylandırıp gizemini kaçırmayacağım. Ama Sivaslı ve Meloş’tan bahsetmesem olmazdı, bu ikiliyi okurken çok eğlendim. Kitabın devamı bir sonraki kitaba kaldı. Keşke tek kitap halinde çıksaydı. En kısa sürede kitabın devamının da çıkmasını umut ediyorum. ------------- “Anlamıyorsun, değil mi? Anlamıyorsun! Sen incinme diye nasıl kavrulduğumu görmüyorsun? Ne kadar büyük bir belanın içinde olduğumu tahmin bile edemezsin. Zihnim intikam için direnirken, kalbim ilk defa bir kadını delicesine sayıklıyor. Nasıl bu hale geldiğimi ben de bilmiyorum. Hayatımda hiçbir kadının kapısına gitmedim ben. Hiçbir kadının kapısını yumruklamadım. Depremler oluyor içimde, anlamıyor musun? Resmen cayır cayır yanıyorum. Sırf zarar görürsün diye diri diri toprağa giriyorum. Ama kahretsin ki içimden seni söküp atamıyorum, zehir üstüne zehir soluyorum.”