mucdem, 1715 adet değerlendirme yapmış.  (33/245)
Bizimle Başladı Bizimle Bitti
Bizimle Başladı Bizimle Bitti

7

2021’in son günlerini geçirirken uzun zamandır okuma listemde olan ama ancak okuyabildiğim kitabın yorumu ile geldim. Açıkçası başta biraz karıştım. Yazarın diğer okuduğum kitaplarıyla kıyaslarsam o kadar sevmedim. Ama Atlas’ı çok sevdim. Lilly’e olan naif sevgisi, başkaları tarafından açılan yaraları sarmak için ona kendi isteği ile gelmesini sabır ve sevgiyle beklemesi kitap ile ilgili en sevdiğim kısımlardı. ------------ Dudaklarını kulağıma doğru eğdi. “Sen benim karımsın,” derken, sesi çatlıyordu. “Benim seni canavarlardan korumam gerekiyordu. O canavarlardan biri olmamalıydım.” ******* “Lilly,” diye fısıldadı bana sımsıkı sarılırken. “Şu anda duymak istediğin son şeyin bu olduğunu biliyorum ama bunu söylemek zorundayım çünkü çok defa sana gerçekten söylemek istediğimi söylemeden gittim.” Bana bakmak için geri çekildi ve gözyaşlarımı gördüğünde ellerini yanaklarıma götürdü, “Gelecekte… Bir mucize olur da kendini yeniden aşık olacak durumda bulursan… Bana aşık ol.” Dudaklarını alnıma bastırdı.

Bir İstanbul Gecesi
Bir İstanbul Gecesi

7

Entrikasız, duyguların göstere göstere yaşanıldığı, düşüncelerin açıkça dile getirildiği, hem anlatım gem de konu açısından yormayan bir kitaptı. Altı aylık bir nişanlılık döneminden geçen Zeynep Arıkan, Ankara’dan İstanbul’a ailesinin yanına kırık bir kalple gelirken ona peri masalını yaşatacak bir adamla karşılaşacağını bilmiyordu. Zeynep’in çatlak kuzenleri eğlenceli sahneleri okuturken; Ayaz Sarıcalı ise naif, yormayan aşkıyla mest etti. Kitap akıcıydı; ama bir şeyler eksik gibiydi. Olaylar çok hızlı gelişti. O sebeple okurken fazla zevk alamadım.

Ölümcül Oyun
Anka / 4. Kitap
Anka / 4. Kitap

10

Uzun zamandır beklenen serinin dördüncü kitabı çıktığı gibi siparişimi verdim hem de imzalısından. Sırf Derim ile Aşil’i biraz daha fazla okumak için kitabı elimden bir hafta boyunca bırakmadım. Normalde bir günde okuyup bitireceğim kitabı, yavaş yavaş okumaya çalışmak yorucuydu. Ama değdi, şimdiden beşinci kitabı beklemeye başladım bile. Kitabın hissettirdiği o kadar çok duygu var ki ama klasikleşen o meşhur cümleyi “anlatılmaz, yaşanır” derler ya şuan o durumdayım. Okurken hissettirdiği o harika duyguları aktaracak kelime bulamıyorum. Yazarın her serisi ayrı bir olay, her karakteri ayrı bir derinliğe sahip.. Şu an ekranla bakışıyorum ne yazsam okurken hissettirdiklerini aktarırım, hangi kelime hissettiklerimi yansıtır diye.. Tek diyeceğim hala yazarın kitaplarını okumayı düşünen ama eyleme geçmeyen varsa; vakit kaybetmeden okumalarını kesinlikle tavsiye ederim. ------------- “Ulan, tek bir hamle yaptın, kaç kişinin hayatına dokundun.” Bakışları hızla Avcı’yı buldu. Eliyle onu işaret ederken yeniden Derim’e baktı. “Adamın dediği gibi; nereden nereye… Altı sene önce hepimiz seni eline geçirdiğinde, parçalayacak kadar öfke duyarken, şimdi aynı masada kadeh tokuşturuyoruz.” Başını kaldırıp karanlığın içinde gözlerini dolaştırdı. Adeta sesli düşünüyormuş gibi gözleri havada “Bir yerde kader bizi seyrediyorsa kesin götüyle gülüyordur ha…” dedi. ***** Derim dürüst, açık gözlerle baktı karşısındaki anlayışla kendisini dinleyen adama. “Ben vatansızım amca. Benim ülkem Anka. Bayrağım Aşil… Sen nasıl ki ülkeni ve bayrağını korumak için hayatını adadın, ben de kendi ülkemi ve bayrağımı korumak için çabalıyorum.” Sesi yumuşarken yüzünde minicik bir tebessüm belirerek devam etti. “Onlar burayı seviyorlar. Onların sevdiğini ben de seviyorum. Bana onları veren burası.”

Kahin
Kahin

7

Serinin dördüncü kitabı çıktığı alıp okudum. Yine çok güzeldi. Bu sefer kahramanlarımız kendilerini bir anda, kendi yaşadıkları evrenin kopyası olan farklı bir evrende buluyor. Dirilen ölüler, kötü ruh ikizler, kahinler derken kahramanlarımızın düşmanı ve savaşacağı cephe daha fazla.. Yapılan fedakarlıklar, geçmişin sırrı ve o sondaki yazılan kehanet.. Açıkçası bu yeni kehanet, Cassie’den fazla korkuttu beni. Aidenhell ile Cassie’nin uyumunu bu kitapta daha çok sevdim. Finali, seri devam edecekmiş hissi uyandırdı.. Acaba???? --------------- “Hayatta her şeyin bir sebebi olur. Hiçbir şey durduk yere, sebepsiz oluvermez. Kapı kapandıysa ve bu denli zor açılıyorsa bunun çok önemli bir sebebi olmalı. Orada ne ile karşılaşacağınızı bilmiyoruz. Belki de bir pandemi var ve buraya taşıyacaksınız. Böyle gidip gelmek o kadar bencil ve sapkınca k.” Duvar yavaş yavaş yarılırken içinden kör edici bir ışık çıkmak için adeta çırpınmaya başladı. “Bize beddua etmeye başlama lütfen. Her şey, senin kötü dileklerin olmadan da yeterince zor.” Melek ağzını açacak gibi olunca Draza araya girdi. “Gerçekten artık susman gerekiyor.” ***** “Baksana. Penguenleri hatırlıyor musun?” “Aidan’ın dikkati dağılır gibi oldu. “Kutuplardaki mi? “Aynen.” Bağlantıyı anlamaya çalışırken parmakları yumuşadı ve ben neredeyse boğulacak olan iblisçeyi parmaklıklardan uzağa ittim. Aidan bana doğru yürüyünce ellerimi göğsüne siper ettim. “Penguenler ne alakaydı şimdi? Adam kaçtı.” “Ne ilgisi olacak? Ölmeden kaçabilsin diye aklıma o an geldi.”

Bir Düşmandan Daha Fazlası
Bir Düşmandan Daha Fazlası

8

Alsam mı almasam mı; okusam mı okumasam mı, diye uzun bir süre ikilemde kaldığım bir kitap oldu. Ve sonunda kazanan taraf anlaşıldığı üzere belli oldu. Romantik Komedi, Chick lit türünde okurken yormayan, eğlenceli, sevimli bir ikinci şans kitabıydı. Düğün günü, müstakbel kocası tarafından terk edilen Lina, geçmişinde yaşadığı bu kötü tecrübeye rağmen kendine yeni bir hayat kurmuş, başarılı bir iş hayatı vardır. Lina’nın karşısına yeni bir fırsatın çıkmasıyla, eski nişanlısının kardeşi Max ile yolları kesişiyor. Lina ile Max birlikte çalışmak zorundadır. Birbirlerine düşman mı yoksa aşık mı olacaklar? Bu kaosun içinde ikisi de debelenip dururken; hem kendileri eğlendiler hem de bizi eğlendirdiler. Çok keyif aldığım bir kitap oldu. ----------- Lina, ailesine tekrar hitap etmeden önce bana haince sırıttı. “Andrew’u hatırlıyorsunuz, değil mi? Düğün günümüzde beni terk eden adamı? İşte, bu onun kardeşi. Abisini beni terk etmeye teşvik eden kişi. Neyse, hadi oturalım. Katılmamız gereken bir düğün var.” Herkesin dikkati, ayakları üzerinde titremeye başlayan salağa, yani bana kaydı. Lina vurmuş ve gol atmıştı. Ben ise ölmüştüm. Tek cümlelik mezar taşı yazımı şimdiden hayal edebiliyordum: Bunu hiç beklemiyordu.

Pahabiçilemez (Amato Kardeşler #3)
Pahabiçilemez (Amato Kardeşler #3)

6

Amato kardeşlerden dört numara Christiano ile Daphne’nin hikayesi, serinin ilk iki kitabına göre daha keyifliydi. Seriyi genel olarak değerlendirirsem; benim için ortalama bir seriydi. Belli bir konusu yoktu. Kafa yormayan, eğlenceli, akıcı bir kitaptı.