kitaptan beklentilerim cok yüksekti fakat hayal kırıklıgına ugradıgım bir kitap oldu. sonunu yarısında tahmin ettim. sanırım kişisel gelişim romanları pek benim tarzım değil.
ikinci ucurma avcısı yazıyor kapağında. gercekten de aynı tarzda ilerleyen bir kitap. ezilmiş ve sömürülmüş bir toplumun içinden bir karakter karşılıyor kapağını açınca ve sürüklenmesinin büyük gizemi sarıyor sizi ve merak ediyorsunuz.. sonunda beklentilerinizi tam karşılayamasa da okunmaya değer bir kitap..
merakla ve heyecanla okudum. cok güzel, öğretici ve etkileyici..
umutsuz ev kadınlarını izliyormus gibi hissettigim roman.. sanırım pek bana göre değil.
yankıları cok büyük olan bu kitap sanırm benim akan ırmagımda cok büyük dalgalar olusturmadı. kitap sufilik üzerine merak olusturup düşünmeye sevk ediyor. ama semsın 40 kuralının kurgu oldugunu bilmek kitabın etkisi azaltıyor sanırım. her kesime mevlanayı tanıtmıs olmasından dolayı tebrik etmek gerekir.
bir germiyan masalı.. okurken kendinizi bir masalın içinde hissediyorsunuz.. germiyanın o büyülü atmosferinde dolasıyorsunuz adeta. esrarname gercek mi diye süphe ediyorsunuz hatta interneti açıp bir tarama yapıyorsunuz. yolunuz kutahya ya düserse de ali pasa konagını aramaya baslıyorsuz. büyükler için güzel bir germiyan masalı diyorum ben ona. şiddetle tavsiye ediyorum. not: kütahya da ali pasa konagı günümüzde yok. ama alo paşa seker konagı diye çini yapımı ile ugrasan bir ailenin işlettiği müzeye dönüştürülen bir konak var. oraya sordum daha önce soran da olmus. galiba burdan esinlenildi tam bilmiyoruz cevabını verdiler.