Satıgül Yüksek, 366 adet değerlendirme yapmış.  (27/53)
Çilek Mevsimi
Çilek Mevsimi

8

Çilek Mevsimi, adı gibi çilek tadında bir kitaptı :) Maalesef bu topraklarda töre denen bir gerçek var, aklın sınırlarını zorlayan , insanların hayatlarını mahveden bir lanet, işin en acı tarafı da varlığını bugün bile devam ettiriyor olması.. Hikayemizin erkek karakteri Yağız, Mardin'li başarılı bir mimar, yıllar önce sırf bu geri kalmış adetlerden kaçmak için terk etmiş doğduğu toprakları, kendisine yarım bir hayat kurmuş, yarım diyorum zira geride bıraktığı Aşiret'in peşini hiç bir zaman bırakmayacağının ve topraklarını ne kadar istese de tam anlamıyla terk edemeyeceğinin farkında , bu nedenle tam olarak bir yere yerleşememiş, ev diye kaldığı otelleri, aşk diye gecelik ilişkileri tercih etmiş, çünkü bir gün geri çağırıldığında arkasında bağlanabileceği birilerini bırakmak istememiş, ta ki Mira ile karşılaşıncaya kadar :) Mira, güzel ve akıllı bir kadın, kendisine ait küçük bir cafe si var, Yağız'ın aklını başından alan çilekli tartların sahibi, tamam tartı geçelim, direk sahibi Yağız'ın aklını başından almış olabilir :)) Güzel bir bahar günü, Yağız ve Mira'nın yolları çilek kokan bu Cafe'de kesişiyor, kız farkında bile olmadan adamın kalbine bir dilim Çilekli Tart la sahip oluyor, önceleri kaçıyor adam, bağlanmaktan korkuyor, bağlanırsa bırakamayacak, hep sahip olmak isteyecek, ve bu, kızında hayatını, törenin, aşiretin eline bırakması anlamına gelecek, Fakat işler hiçte istediği gibi olmuyor, aralarında başlayan tutkulu aşk, onları yakıp kavururken, Yağız'a töreyi de aşireti de unutturuyor ,evleniyor kadınla, ama mutlulukları kısa sürüyor, neden mi, çünkü Mardin'de işler karışmış durumda, Yağız'ın abisi kayboluyor ve onun öldüğüne karar veren lanet olası aşiret, dul kalan yengesiyle evlenmek zorunda olduğunu söylüyor, üstüne bir de hem köyün hemde Yağız ve ailesinin başına bela olan Berzan Ağa... Mardin'e geri dönüp işleri yoluna koyması gerek, nasıl yapacağını kendisi de bilmiyor ama, eğer gitmezse aşiret evlendiğini öğrenip, karısıyla tehdit edip hayatını mevzu bahis yapacak. Yağız'ın işi çok zor , Mardin'e dönüp işleri yoluna koyabilecek mi , töreden, kurşunlardan kurtulup geri dönse bile, döndüğünde hiçbir şey söylemeden sadece bir notla terk ettiği kadın onu affedebilecek mi , tüm bu sorular beynini kemirirken, Yağız, Mira'nın kucağındaki minik sürprizi gördüğünde töreye bir kez daha lanet ediyor.. Kitapta Yağız'ın çocukluk arkadaşı Sidar'da dikkat çeken bir karakter, soğuk ve karizmatik, kötü gibi görünen ama tam tersi olan bir adam, Mira'nın kuzeni Bengi ile tesadüfi karşılaşması ve birbirlerinden etkilenmelerini zevkle okudum, keşke onlarında hikayesini anlatacak ayrı bir kitap yazılsaydı :) Kitabın yan karakterlerinden Ela ve Mira'nın abisi Sarp'a pek yer verilmemiş, gerçi onlara ait kitap sırada ve okunmayı bekliyor "Bir Günah Gibi" Bu kadar güzel bir kitabın eksileri de vardı tabi söylemeden geçemeyeceğim, öncelikle yazı puntosu, insanı kör bırakmaya yetecek bir ölçüdeydi, üstelikte kitabın başlarında sürekli geçmişe dönülüyor, bu kadar küçük bir puntoyla üstüne bir de el yazısıyla , cehennem azabıydı desem yeridir :) Kitap aslında, daha kısa olabilirdi, iç sesler ve özellikle son yüz sayfa biraz fazla uzatılmış gibi geldi bana :) http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/2015/09/cilek-mevsimi-yorum.html?spref=fb

Tatlı Tuzak
Tatlı Tuzak

8

Elisha Clewland, güzel ve dik başlı bir cadı, aşık olduğu adama daha yakın olabilmek için söylediği yalanın hayatını kökünden değiştireceğini düşünmemişti sanırım :) Elisha anne ve küçük erkek kardeşi ile yaşıyor babası bir ressam ve uzun zaman önce ölmüş, maddi açıdan kötü bir durumdalar ama iyi idare ettiklerini söyleyebilirim, pekte sıcak olmayan huysuz bir anneye ve dokuz yaşında olmasına rağmen çok bilmiş bir erkek kardeşe sahip, ama hayatında tatlı mı tatlı bir de kız arkadaşı var adı Claire .. Elisha, arkadaşı Claire'in ailesinin işlettiği bir handa onlara yardım ederken Grandoor Dükü Connor Tracey ile karşılaşıyor ve ilk görüşte aşık oluyor, dük yakışıklı, zengin ve kibirli biri ( sanırım bu soylular aynı fabrika çıkışlı fix menü ) geçmişte yaşadığı acı biten bir aşk tecrübesi ve hoşlanmadığı bir üvey annesi var,kibirli dükümüz bu durumla başa çıkmak için salıvermiş kendisini hayata, balolar,kadınlar keyfi yerinde :) Fakat hiç ummadıkları bir yerde umulmadık bir şekilde bir araya geliyor bu çiftimiz , mecburi olarak bir grup insanla kaldıkları bir evde bir gecede yaşananlar uzun ve zahmetli bir hayata mahkum ediyor onları , yanlış oda, yanlış kişi ve Elisha tarafından söylenen daha doğrusu düzeltilmeyen bir yalan , ikisinin de hayatını kökünden değiştiriyor, Elisha gerçekleri söylemek yerine sevdiği Devamı http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/2015/08/tatli-tuzak-yorum.html#more

Çarşambaya Kadar Eşim Ol   (The Weekday Brides #1)
Çarşambaya Kadar Eşim Ol (The Weekday Brides #1)

7

Biraz beyaz dizi biraz yeşilçam karışımı hoş ve eğlenceli bir kitap olmuş :) Kitabımızın erkek karakteri, Blake Harrison,kendisi zengin, yakışıklı ve karizmatik bir dük, fakat bu ünvanını ve atalarından miras kalan tüm varlıklara sahip olması için, nefret ettiği babasının vasiyetinde belirtilen maddelere uymak zorunda, ve o maddelerin başında evlilik var ki bunu bir hafta içinde yapması gerekiyor, babası gider ayak bile oğluna atmış kazığı : ) Blake'in hayatında iki kadın var, dönüşümlü kullanıyor anladığım kadarı ile :) Vanessa ve Jacqueline, bu kitapta sahtekar, baş belası Vanessa ile tanışıyoruz ki Samantha kendisine engerek adını taktı, hak ettiği bir ünvan aslında :) ama diğer kadının sadece adı var.. Blake bu iki kadına da anlaşma konusunda güvenmiyor bu nedenle daha önce hiç tanışmadığı duygusal açıdan bağlanmayacağı,anlaşmalarında bir sorun çıkarmayacağı,güvenilir bir kadın peşinde.. Blake'in arkadaşı Carter ki kendisi ikinci kitabın kahramanı, özel ve gizliliğe önem veren bir çöpçatanlık şirketiyle temasa geçiyor, ve burada devreye şirketin sahibi Samantha Elliot giriyor, kendisi olgun aklı başında,zeki ve güzel bir kadın, ama aile geçmişi bayağı maceralı , zamanında ağzında gümüş kaşıkla doğmuş, ama babasının sahtekarlıkları onları sıfır noktasına indirmiş , üstüne aileden kayıplar yaşanınca kadın sadece işi ile ilgilenmiş ve hayatına uzun zamandır da kimseyi sokmamış,güzel ve tatlı birde iş arkadaşı var ki kendisi ikinci kitabın kadın karakteri Eliza :) Samantha, Blake ile tanışıp ona uygun aday listesini sunuyor hepi topu üç kişi, tabi adam karizmatik bir dük olunca seçenekler azalıyor, ama Blake'in onun için başka planları var,listeyi elinin tersiyle itiyor, kadını zor yerden vuruyor ve inanılmaz bir teklifle balıklama dalıyor hayatının ortasına, birlikte yakaladıkları uyum çok güzel , aralarında yaşanan çekim ve tutku sınırları zorluyor, ve anlaşma içinde bir anlaşma yapmalarına neden oluyor :) Kitapta Blake'in en yakınlarında, zamanında çok çekmiş ama burnundan kıl aldırmayan annesi Linda, henüz kişiliğini çözemediğim kız kardeşi Gwen ve Blake'in çok güvendiği iri koruması Neil var ki Gwen ve Neil üçüncü kitabın kahramanları :) "The Weekday Brides" serisi şimdilik 7 kitap görünüyor ikinci ve üçüncü kitabın karakterlerini az buçuk tanıma şansı veriyor yazar bu kitapta, bir iki yazım hatası dışında çeviride sorun yoktu, hoş vakit geçirmek için okunabilir listesinde olmalı :) http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/

Ali'm (Bir Türk Masalı, #2)
Ali'm (Bir Türk Masalı, #2)

8

Ali'm i bitirmiş bulunmaktayım, itiraf etmem gerekirse ilk kitaptan bir tık aşağıdaydı, bu kitapta bambaşka bir Ali ile karşılaştım, adamın içinden bildiğin Hulk çıktı : ) kitap boyunca Ali'nin kaç yüzünü gördüm sayamadım, dengesiz,öküz,esprili,sadist, adam resmen kafamı çorbaya çevirdi :) Serinin bu ikinci kitabında Ali'm in hikayesini okuyoruz, onun geçmişine doğru bir yolculuk yapıyoruz, henüz on yaşında iken babasını kaybettiği zamanlara dönüyor, acısına ortak oluyoruz, annesi ile birlikte para kazanmaya çalıştığı balık tezgahının kokusunu alıyoruz, ve her şeyi değiştiren o ana tanık oluyoruz, annesini rahatsız eden, ekmeğine mani olan o pislik herifi, balık tezgahına yatırıp doğradığı o andan itibaren, Ali'm artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir hayata adım atıyor.. Her şerde bir hayır var dedikleri bu olsa gerek diyorum, zira gittiği ıslahevinde Sedat'la tanışması, belkide hayatın Ali'ye bir şans verme şekliydi, Sedat onun kurtuluşu oldu, sonra Bekir girdi hayatlarına ve ardından Duygu, gittikçe büyüyen, birbirlerine hayatlarını emanet edecek kadar değer veren kardeşlere, koca bir aileye sahip oldu Ali'm .. Bu kitapta tüm aile yine bir aradaydı, hiç birinden mahrum kalmıyoruz,olaylar birbirini kovalıyor, kafaya sıkmalar, adam dövmeler, son hız, ayrıca kalabalık ev ahalisine yeni katılanlar var ki, bunlardan biri Alim'in geçmişinde bıraktığı en büyük acısı , onun eksik yanı .. Aslı, Alim'in başının belası,ilk kitapta harem de başlayıp Duygu'nun evinde son bulan gürültülü bir tanışmaları olmuştu,kızın ilk zamanlardaki tavırlarına ifrit oldum desem yeridir, kaba, ağzı bozuk , şımarık, dengesiz bir kızdı, babası istanbul'un önde gelen yeraltı adamlarından Arnavut Ethem olunca, zor bir hayatı olmuş orası belli, annesinin trajik ölümü de üstüne tuz biber ekmiş, ama okuyunca bu dengesizliğinin nedenlerinin, sadece şımarıklıktan kaynaklandığına emin oldum :) İkilinin oldukça dengesiz bir ilişkisi var,zorunlu bir evlilik yaptılar, kız kaşındıkça Ali hırpaladı, hırpaladıkça sevdi, sevdikçe dengesizleşti, dengesizleştikçe iyice hırçınlaştı,Aslı adamı manyak ettikten sonra az biraz durulmaya başladı,ama kızdaki dengesizlikte aynen baki,aşık oldu kocasına, bu kez o yaklaştıkça Ali'm onu itti, sevdiğini bir türlü gösteremeyince, ve üstüne kızın beklediği o iki kelime de ağzından çıkmayınca, olaylar iyice şirazesinden çıktı, Ali'm de ne yapsın çareyi kafaya sıkmakta, kemik kırmakta buldu, bir yandan kırdığı kemiklerin sesiyle rahatlarken, aynı anda iç sesiyle yaptığı esprilere gülmesi, benim de akıl sağlığımı bozdu :) Kitapta, Levent karakterini de çok sevdim, Ali'm le birbirlerinin dilinden çok iyi anlıyorlar, onların sahneleri çok ama çok eğlenceliydi :) Serinin son kitabı Bekir'i çok merak ediyorum, umarım okumak kısmet olur :) Not: Bu seriyi çok sevdim öncelikle onu belirteyim ama belirtmeden geçemeyeceğim başka bir konuda , " SIR" serisi ile aralarındaki benzerlikler ve bildiğim kadarıyla SIR serisi bu seriden çok daha önce yazıldı ...

Şeytan Tüyü (FBI/US Attorney, #1)
Şeytan Tüyü (FBI/US Attorney, #1)

8

Çok güzel, eğlenceli ve aşk kokan bir kitaptı :) Kitaptan öyle fazla macera beklemeyin yüzde yirmi aksiyon yüzde seksen aşk desek en doğrusu olur sanırım :) Cameron Lynde , kendisi savcı yardımcısı , akıllı, cesur ve çok güzel bir kadın, bir gece mecburi konakladığı bir otelde yan odada işlenen bir cinayete tanık oluyor, sonrasında olaylar hızla gelişiyor, soruşturmayı FBI devralıyor zira Cameron hem savcı yardımcısı, hemde tek görgü tanığı,üstelikte cinayetin baş şüphelisi olarak bir senatör gösteriliyor, yani kızın hayatı cidden tehlike altında ... Olayı devralan ekibin başında Jack Pallas var, kendisi oldukça yakışıklı,gözüpek ve işinde çok iyi,bu arada,kaslı demişmiydim :)) Jack ve Cameron'ın eskiye dayanan bir tanışma hikayesi var, bir dava üzerinde çalışmışlar, Jack'in tam iki yılını ,bir çete içerisinde gizli kimlikle geçirdiği bir olay, ama bazı üst kademedeki satılık vatandaşlar Cameron'a ki o zamanlar kızımız işinde yeni, zorla davayı kapattırınca olan bizim Jack'e oluyor, adam iki yılına mı yansın, vurulduğuna mı, işkence görmesine mi, bu nedenle öfkeli olduğu bir anda üzerine gelen gazeteci ordusuna Cameron hakkında öyle laflar ediyor ki evlere şenlik, kadını yerin dibine sokuyor bu olay basında büyük yankı uyandırıyor bir FBI ajanı, bir savcı yardımcısına ağza alınmayacak sözler ediyor, tabi sonra ne oluyor bizimki boşboğazlığı yüzünden üç yıllığına Nebraska'ya sürülüyor ve bütün bunların tek suçlusu olarak da Cameron'ı görüyor :) Ve işte kader, onları bu cinayet davasında tekrar bir araya getiriyor, birbirlerine hem kızgınlar,hemde dokunmak için yanıp tutuşuyorlar, ikisinin de istemem yan cebime koy halleri görülmeye değerdi, Jack in ortağı Wilkins karakterini sevdim Cameron'un en iyi arkadaşları Amy ve Collin çok tatlılardı.. Bir sahnede Cameron'n yakası kayan kazağı, altında görünen bir ipek askı ve devamında görünen omuz olayı vardı ki çok eğlenceliydi, " Bir Omuz..Sadece bir omuz yüzünden kafayı yemek üzereydi Jack" :) Yazarın kalemi oldukça akıcı,karakterler sevilesi,hikaye çok güzel ve eğlenceli, biraz gerilim ve bol aşk istiyorsanız kitap tam size göre .. http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/

Kaç Benimle (Seattle'da Benimle #1)
Kaç Benimle (Seattle'da Benimle #1)

8

Kahramanları gizemli bir adam ve güzel bir kadın olan, Yanlış anlamalarla başlayıp tesadüflerle devam eden, güzel bir aşk hikayesi. Alışkın olduğumuz entrika ve aldatmaların olmadığı, bir kadının yaralı bir adamın kalbine nasıl iyi geldiğini anlatan sımsıcak bir hikaye idi : )

Fısıltı (Fısıltı, #1)
Fısıltı (Fısıltı, #1)

7

Kutsal bir yemin,kovulmuş bir melek,yasak bir aşk .... Kitabın tanımı bu şekilde... iyi bir kurgusu var Nefilim konusunu severim kitapta farklı işlenmiş, her zamanki gibi kovulmuş melekler ve dünyalı kadınların birleşmesinden doğan yarı ölümlü varlıklar ... Yazar Zecharia Sitchin Nefilimler"in 12. Gezegen´den ( Niburu) geldiğini söyler "Nefilim" sözcüğünün özgün anlamı "Tanrının Oğulları veya göklerden gelen Devler olduğunu söyler kanımca da öyleler araştırmaları taktire şayan bir insandır kendisi... Filmlerde yada kitaplarda kovulmuş yada düşen melekler olarak betimlenmesi bence semboliktir .. 1. ve 2. kitap çok hoşuma gitti 3. kitabı da okudum ama nedense 4. kitabı almama rağmen halen başlamadım soğudum mudur nedir :)) Nora'yı sevemedim bir türlü belkide ondandır, birde yaşı çok fazla küçük, genç bir kızdan çok bir çocuk olarak görüyor insan, ama Patch çok hoştu özellikle rüyalar aracılığıyla kurdukları temas harikaydı .. 4. Kitabı okudum en sonunda :)