maggie, 752 adet değerlendirme yapmış.  (90/108)
Kader Ağları (Graham Clan #1)
Kader Ağları (Graham Clan #1)

6

Kitabı kısa süre önce bitirmiş olsam da ne yazacağımı pek bilemedim hatta puanlama da bile baya gidip geldim. Okuyan birçok kişi kitaptan memnun olsa da ben pek memnun kalmadım. Bunun nedeni çok fazla uzun bilginin olmasıydı bilgiler uzadıkça da gereksiz ayrıntılar fazlalaştı. Yani kitaba girmem baya uzun sürdü. Ayrıca Mellyora çok fazla inat yaptı zaten inadı daha başta sizi sıkmaya yetiyor. Okuduğum diğer romanlara oranla Waryk daha iyi bir erkek profili çiziyordu çevresindekilere karşı anlayışlı, mecbur kalmadıkça savaşmayan, sevdiği kadına oldukça değer veren, genelde sakin yapılı bir karakter ama kitaptan ve Mellyora'nın ona karşı davranışlarından olsa gerek Waryk için düşüncelerim karmakarışık sevilesi mi yoksa tam tersi mi karar veremedim. Kitabın çevirisi de iyi değildi bazı yerleri cidden anlamadım desem yeridir. Ama İskoçları anlatan diğer kitaplara oranla savaş sahnelerinin fazla olması hoşuma gitmedi değil o açıdan baya memnun kaldım. Okusanız da olur okumasanız da ben seriye devam etmeyeceğim.

Ruhun Ateşi  (Ateş Serisi-2 )
Ruhun Ateşi (Ateş Serisi-2 )

8

Bu kitaba uzun zaman önce yorum yapmıştım ancak zamanında sitede yaşanan aksaklık yüzünden yorumum silinmiş. Kitabın kapağı okuduğum birçok kitaba göre en iyi kapaklardan biri bence. Aslında kitap gayet güzel ama sevilecek karakter sayısı çok az. Bu kitapta Sophie, Brendan'ın annesi ve Adrian-Isabel çiftimiz sevilmeyecek gibi değil. Ancak Brendan'ı hiç sevmedim. Resmen Sophie adına üzüldüm ben. Brendan keşke o Lilliana cadısıyla evlenseydi de iyice sürünseydi. Aşkın Ateşi'ne göre daha olaylı ve heyecanlı bir kitaptı ancak okurken bir yerden sonra sıkıldım bunun da baş sebebi elbette ki Brendan'ın odunlukları. Ben normalde erkek karakterlere bu sıfatı yakıştırmam hoşlandığıma hayran olunası, asil; hoşlanmadığıma şerefsiz küstah gibi sıfatlar kullanırım ancak Brendan için diyeceğim tek şey odundur. Bunlara rağmen okunmaya değer bence. Serinin son kitabı da çıktı umarım onu da kısa sürede alıp bitiririm son kitap için beklentim baya yüksek ve umarım tahmin ettiğim gelişmeler yaşanır.

Kiralık Eş (For Hire, #1)
Kiralık Eş (For Hire, #1)

9

Normalde günümüzde geçen aşk romanlarını pek okumam. Yayın evinin kitabın reklamını yaptığını ve internet üzerinden yapılan olumlu yorumları görünce bir şansımı deneyim dedim bu kitap için. Kitapta en sevdiğim yön çiftimizin gayet uyum içinde olmasıydı son zamanlarda başta birbirinden nefret eden veya bir türlü anlaşamayan çiftlerle alakalı o kadar fazla kitap var ki ister istemez siz de onları okuyorsunuz. Bu kitap bu yönden ilaç gibi geldi. Ayrıca baş karakterlerimiz tek başlarına da ayrı bir sevimliler. Kurgusu da gayet güzeldi bir çok kişinin dediği gibi tam kafa dağıtmalık. Alın okuyun derim ben.

Pabucumun Ajanı -1
Pabucumun Ajanı -1

6

Asude'nin başka hikayelerini daha önceden okumuş olsam da açıkçası başlarda bu kitabı pek okumak istememiştim konusu falan pek cezbetmemişti. Sonrasında okuyucu yorumlarıyla ve kendi isteğimle okudum. Birçok kişinin dediği gibi Asude'nin kalemi akıcı ve rahatça okunabilir, esprileri ve hazırcevaplılığı kitaplarını okumaya daha da teşvik eden bir yazar. Ve bu kitabının onun en iyisi olduğu söylenir. Ancak bana göre bu kitap hafiften çöküşünün başladığı kitaptır benim için. "Dikkat! Aşk Çıkabilir"i daha önceden okuduğum için bu kıyaslamayı yapmam daha kolay oldu zira son kitap tam bir facia idi. Bu kitabı çöküşü olarak görmem için birkaç sebebim var. Öncelikle Tuna Üstüner denen dengesizinden başlamak istiyorum. Birçok okur Tuna'ya ayılıp bayılırken ben ona acayip derecede sinir oldum. Bunun da iki sebebi var. İlki Asude'nin bu karakteri kendi ve Deniz'in ağzından övmesi. Aslında aşk romanlarında hangi yazar yazarsa yazsın mutlaka baş erkek karakterin özellikleri övülür. Ancak Asude artık bu durumu aşmış durumda. "Tuna'nın gözleri yakıcı bir ateş gibi, yeşil gözleri insanı çekiyor, baklavalarına bakılmaya doyulmuyor,sert bedenine kendimi bastırasım geliyor,muhteşem yakışıklı,alaycı gülümsemesi kalbimi durduruyor, beni ne kadar aşağılasa da onu hala seviyorum" gibi cümleler her paragrafa da yazılmaz ki canım. Hani gerçekten denedim Tuna'ya alışmayı ama adama bu kadar iltifat da fazla. Arkadaş siz ona Uranüslü deseniz de o benim için normal Dünyalı. İkinci sebebim de Tuna, Deniz'i haddinden fazla aşağıladı. Sürekli Deniz'in kavga çıkardığını söylese de asıl kavgaları başlatan oydu. Deniz'i olmadık şeylerle aşağılasın,bağırsın çağırsın,kaba olsun biz de bu adama hayran olalım. Yok ya! Önce adam olmasını öğrensin o gerizekalı! Başta Deniz'i elinden pek iş gelmese de ayakları üstünde duran, hazırcevap kişiliği sayesinde sevilecek bir karakter gibi duruyordu ancak hikaye ilerledikçe sırf Tuna ona gülümsesin, iltifatta bulunsun,aşık olsun diye iyice yüzsüzlüğe doğru gitti. Kız ne kadar seviyormuş kendini ezdirmeyi! Ayrıca bütün karakterlerin karşısında olan kişilerle olan ilişkisi fazlasıyla yapaydı. Örneğin Deniz-Yasemin. Ben onlarda birbirlerine katlanmaya çalışan, aynı evde oturan iki yabancı gördüm. Aslında bu kitaba 4 veya 5 puan verecektim ancak kitap Deniz ile Tuna'nın evlenmesinden sonra güzelleşmeye başladı benim için. Bu yönden 6'yı kaptı. Ajan 2'yi okur muyum bilmiyorum. Zaten 2. kitapta neler olacağını anladım, büyük ihtimal yazar hayranlarını memnun etmek için yine Tuna'nın fiziksel görünümü ve davranışları hakkında övgüler yağdırmaya devam edecek, Deniz yine onun yanında ezilecek, Mert-Yasemin ilişkisi açığa kavuşacak, Tuna'nın eski sevgilisi gelir Deniz'den Tuna'yı ayırmaya çalışır - ha kız dediğimin tam tersi çıkarsa daha memnun kalırım ancak yazar çiftlerimizi zora sokmayı çok seviyor- . Okuyup okumamak size kalmış.

Paris'te Balayı
Büyük Nefretler De Aşkla Başlar Mı?
Büyük Nefretler De Aşkla Başlar Mı?

9

Bu hikayesini de ayrı severim. Amy-Brett'nin tanışmalarında kız için fazlasıyla üzülsem de hikayeye böyle bir giriş beni benden aldı, mükemmel bir başlangıç. Sonrasında gelişen olaylar ve mizahi yönlerin doğru yerlerde kullanılması ve güldürmede başarılı olması öyküye daha da bağlanmanızı sağlıyor. Gelelim niye 10 değilde 9 verdim ben bu öyküye. Laura ve Steve karakterleri sevilmeyecek gibi değil, bir çift olarak da birbirlerine çok yakışıyorlar. Ancak bu benim hüsnü kuruntum aşk romanlarında nedense yan aşk olaylarını hiç sevmem. Bir de hadi bunların ikisi yeni tanışıp birbirlerine aşık olsa gene neyse ama zamanında birbiriyle çıkan hatta evlenen çiftlerin ayrıldıktan sonra yeniden bir araya gelmelerinden hoşlanamadım gitti. Bu ikilinin barışmasının asıl sebebi Laura'nın bilmeyerek bir mafyanın arabasına binmesi sonucu o mafyanın Laura'yı gereksiz yere saplantı hale getirmesini de sevmedim daha güzel bir yolla barışabilirlerdi. Ve Brett'in bir süre sonra evlensem mi evlenmesem mi sorusuna fazla düşmesi öykünün bir kısmını kısır döngüye çevirdi. Dediğim gibi bu benim hüsnü kuruntum ancak okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

Katilimi Beklerken
Katilimi Beklerken

10

Katilimi Beklerken, en sevdiğim Asude hikayelerinden biridir. Kathy'nin bir yandan iyilik dolu ve masum bir yandan dişli bir kadın olması, aşkını sonuna kadar yaşaması ve savunması, çevresinde olup bitenlerin farkına çabucak varması bu durumlarda gösterdiği tavırlara hayran olmamak elde değil. Ethan ise... Ah ne denilebilir ki zamanında yaşadığı acı olaylar yüzünden soğukkanlı bir katile dönüşmesi, Kathy ile tanıştıktan sonra sert ve acımasız kişiliğinin yavaşça kırılmaya başlaması ama tam anlamıyla yumuşama moduna girmemesi, öldürmesi gereken kurbanına yani Kathy'e karşı duyduğu soğukluğun aşka dönüşmesi ve onun için ölümü dahi göze alması, gelde aşık olma bu adama! Kurgusu da baştan sona hiç sıkmadı atraksiyonlu sahnelerde hop oturup hop kalkarken, ikilinin arasında geçen aşk sahnelerinde iç çekmemek elde değil. Bence Asude romantik komedi yerine dram ve hafif komedi ağırlıklı öyküleri daha güzel yazıyor, onlarda aşkı ayrı bir hissediyor insan.