meursault samsa, 191 adet değerlendirme yapmış.  (23/28)
Charlie'nin Çikolata Fabrikası
Charlie'nin Çikolata Fabrikası

7

Tim Burton-Johnny Depp ikilisine bir teşekkürler başlayalım. Bu iki aykırı adam ne eyleseler güzel eyliyorlar gerçekten. Ben kitaptan önce filmi izlemiştim, sonra kitabı görünce de alıp okuyayım dedim. Çocuk kitabı, büyüklere yazılmış bir masal filan dğeil yani baya baya çocuklara yazılmış bir çocuk kitabı. Zaten kitabı okuduktan sonra filmi daha çok sevdim, zira Tim Burton büyüklere masallar anlatan bir yönetmen olmuştur hep ama bu filmde sürekli bir ders verme derdindeydi. Bunu filmi izlerken yadırgamış ve 'senin gibi özgün adama yakıştı mı be Burton' demiştim. Neyse ki derdi kitaba ve kitabın okuyucu kitlesine sağdık kalmakmış, onu anladım kitabı okuyunca. Hikaye malum, birbirini çok seven bireylerden oluşan fakir bir aile ve bu ailenin göz bebeği olan ufak Charlie var. Birgün efsanevi çikolata fabrikasının sahibi Willy Wonka, çikolatalarının içine birkaç bilet yerleştirir ve bu bileti bulanlar devasa büyüklükteki çikolata fabrikasını gezmeye hak kazanacaklardır. E şanslı veletlerden biri de bizim Charlie olur haliyle. İki de not yazayım: 1-Charlie and the Chocolate Factory isimli kitabı ve filmi Türkçe' ye Charlie' nin çikolata fabrikası diye çevirerek spoiler veren kişiyi çocuklar adına kınıyorum. Versek ne olacak yahu zaten çocuk hepsi mantığıyla böyle bir şey yapmışlardır gibi geliyor bana 2- Dün okuduğum muhteşem Gözü Tamamen Kapalı ve Kubrick temalı yazıdan sonra İllimunati hassaslığım tavan yapmışken filmin afişine tekrar bakıp da İlluminati' nin en bilinen sembolüne rastlamak, söz konusu yazıda Johnny Depp' ten bahsedilen bölümü de göz önüne aldığımda pek de tesadüf ya da paranoya gibi gelmedi bana. Şimdi neyin paranoyasını yapıyorsan diyenler de zaman ayırıp şu afişe baksınlar, sonra da yazıyı okusunlar; http://www.imdb.com/media/rm1861258496/tt0367594?ref_=tt_ov_i http://michaelsikkofield.blogspot.com/2011/07/stanley-kubrick-zihin-kontrolu-ve.html Son olarak ben İllimunati karşıtı biri miyim? Sorun şu ki değilim işte :)

Hayvan Çiftliği
Hayvan Çiftliği

8

Tıpkı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört gibi mükemmel bir eleştiri. Komünizmden ziyade komünizmin bir döneminin eleştirisidir. Hatta baştan sona Stalin eleştirisidir. ''Bütün hayvanlar eşittir ama domuzlar daha eşittir.''

Kayıp Sembol (Robert Langdon, #3)
Kayıp Sembol (Robert Langdon, #3)

6

Bol spoiler vereceğim ona göre okuyun. Ben uzun yıllar Dan Brown okumadım. Çünkü lisede bir Grange hayranıydım ve Dan Brown' un ona rakip gösterilmesini bir türlü kabul edemiyordum, ergenlik işte. Sonrasında Da Vinci' nin Şifresi' nin filmini izledim(Türkçe' deki bu isim tamlamaları beni öldürecek ya neyse) 'Lan' dedim, 'hem çok iyi, hem de çok cesurca, helal olsun' Sonrasında bu kitap geçti elime. Müthiş bir keyifle okudum yazarın büyük çabaları(!) sonucu fiyaskoya dönüşmemiş her polisiye romanı okuduğum gibi. Dolayısıyla çok keyifli okudum diye kitabı övmemem ben. Bir polisiye/gerilim/macera romanı sürükleyici olamayacaksa hiç yazılmasın daha iyi zaten. Benim için bu tarz kitapları iyi yapan şey sonudur genelde. Yalnız Michael Connelly kitaplarından Harry Bosch serisini ayrı tutuyorum. Başka yorumlarda da belirttiğim üzere Bosch' a özel bir hayranlığım var. Dan Brown ise bildiğimiz polisiyelerden biraz ayrılıyor elbette. Dolayısıyla iyi bir polisiye gözümde 6 yıldızı, sonu çok iyi bir polisiye 8 yıldızı hak ederken Dan Brown vasat bir sonla bile en azından 7 yıldızı alır. Konularını gerçek hayattan alıp, tabu addedilen şeylerin üzerine gitmesi elbette ki takdiri hak ediyor. Bu kitap da finaline kadar bir macera/gerilim kitabından beklediğiniz hemen heme her şeyi veriyor. Her çözümün aslıdna yeni bir bulmaca ortaya çıkarması bir yerden sonra sıkıcı gelmişti gerçi ama bir şekilde merak ve tempoyu üst seviyelerde tutmayı başarıyor Dan Brown. Yalnız o ne salakça bir sondur be abi!? Kitabın finalini okuduğumda kandırılmış gibi hissettim kendimi. Sanki sadece Hristiyan Alemi ile arasını düzeltmek için yazmış bu kitabı Dan Brown. Yani sanki tepkilerden korkmasa 'sevgi içimizde' yazıp bitirecekmiş kitabı. Detayına hiç girmeden özet geçiyorum; Da Vinci Şifresi ile arasını açtığı herkesle arasını düzeltmiş bu kitapla Dan Brown. Artık isteyerek mi yaptı yoksa yapmak zorunda mı kaldı bilemem. İyi bir finalle 8' i zorlayacak kitap 6' yı zor aldı finali yüzünden.

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)

9

1984, 1948 yılında yazılmış bir kitaptır ki adı da buradan gelir. Bilinen en meşhur distopyalardan biridir. Pek çok kişi kendine göre yorumlamıştır bu kitabı. Kimileri diktatörlüğün, içinde bulunduğumuz mevcut düzenlerin bir eleştirisi olarak yorumlarken, kimileri de (ben bu gruba dahilim) sağlam bir komünizm eleştirisi olduğunu iddia ederler. Anti-komünist bir yazardır Orwell. Hayvan Çiftliği ile muhteşem bir dönem eleştirisi (Stalin) yapmıştır. O kitaptan 2-3 yıl sonra da bu kitabı yazmıştır. Dolayısıyla sosyalist çevrelerce pek de sevilmez kendisi. Bu iddiamın ne kadar doğru olduğunu internet üzerinden yapacağınız ufak bir araştırmayla görebilirsiniz. Komünizmi savunan pek çok kişiye göre kalitesiz(!) bir yazardır Orwell. At gözlüğüyle yapılan böyle bir yorumu benim kabul etmem mümkün değil elbette. 1948 yılından bakıp da 2000' leri görmek üstelik bu kadar net görmek bile başlı başına bir takdir unsuruyken bir de bunun üzerine müthiş göndermelerle dolu bir roman yazmak, söz konusu yorumların ne kadar yanlı ve objektiflikten uzak olduğunu kanıtlamaya yeter sanırım. Özetle Orwell kitap boyunca bir toplumun nasıl yönetildiğini ve dahası nasıl bunun farkında olmayacak bir hale getirildiğini anlatıyor. Yani tam olarak günümüzü anlatıyor. Bireyler tamamen toplumun ve düzenin devamı için varlar kitapta. Aslında günümüzde de öyleler bir bakıma. Dolayısıyla kitabı salt bir komünizm eleştirisi olarak görmek de kitaba büyük bir haksızlık olur. Yönetim şekli ne olursa olsun bireyin asli görevi, mevcut düzenin devamını sağlamaktır ve birey bu görevin kendisine yüklendiğinin farkında bile değildir günümüzde. Hayvan Çiftliği' ni de göz önüne aldığımızda elbette ki Orwell' ın çıkış noktası komünizm ancak komünizmden yola çıkıp müthiş bir sistem eleştirisi yapıyor Orwell. Hangi sistemi mi eleştiriyor? Bireyler tarafından var edilmiş olan devletin, bireylere bunu unutturmak üzerine kurduğu her sistemi. Dipnot: Orwell' ın Troçkizm görüşünü desteklediği bilinir. Bu görüşe göre sosyalizm tek bir ülkede değil tüm dünyada bir anda egemen olmalıdır. Dolayısıyla Orwell' ın komünizme değil de sadece Stalin dönemine, onun komünizm anlayışına karşı olduğu söylenebilir rahatlıkla. Yine de benim kitaptan anladığım yukarıda yazanlardır.

Unutulan Sesler (Harry Bosch, #12)
Kurtlar İmparatorluğu
Hollywood