Melesef okumuş bulunduğum saçma sapan bi kitap. Beynimde işgal ettiği yere üzülüyorum
Detaylarıyla şoka uğradığım ve zekasından ve piskopatlığindan bir kez daha emin olduğum bir Grange romanı daha. Grange... Grange.... Bu adam tuğlerimi diken diken ediyor. Kitaplarına bayılıyorum hatta bazen kendimde piskoljik bozukluk varmış gibi hissediyorum. Ama emin olduğum bir konu var; sizde Grange okurken onun bazen katil olduğunu düşünmüyor musunuz. Yani bazen öyle anlar oluyor ki bu adam kesinlikle bu yazdıklarını yapmış tır yada bunun hayaliyle yaşıyordur diyorum kendi kendime. Neyse Siyah Kan a gelirsek bazı yerlerde midemin bulandığını itiraf etmeliyim, her paragrafıyla süper bir kurgu süper bir kitaptı ama sonu için malesefki aynı şeyleri söyliyemicem gazeteci adama bağlanmıştım ben. Sevmiştim onu. Bıyıkları, hafif depresif hali, ne biliyim hoşuma gitmişti işte. Katilden kadın karaktere kadar bütün karakterler ayri ayrı birer bütün ve bu bütünlükleri kitabın en temel hatlarını oluşturmuş. Sonu bu kadar aceleci bitmiş hissi vermeseydi daha iyi olurdu