Asgari bir zekaya ve yine aynı ölçüde bir kitap okuma alışkanlığınız varsa kitabın öyle hayatın sırrını veren yada bazı satıları okuduğunuzda İngiliz Premier Lig seyircilerinin müthiş bir şuttan sonra çıkarttırdığı o uğultulu şaşkınlık ve heycan belirtisini göstereceğiniz bir kitap değil. Bunu bilmeniz lazım. Bunun yanında tek düze bir okuma alışkanlığınız varsa, ülkemizde böyle şeyler, bu biçimde romanlarda yazılıyormuş, bazı kesimlerce de "pek beğeniliyormuş." Diyeceğiniz bir tarz kitaptır kendisi. Daha iyi bir seçimin varsa onu seç derim.
Eğer benim gibi çay seviyorsanız ve hele bir de işten çok sıkıldığınız için evde okumak yerine bir yerlere kaçıp kitap okumayı sevdiğiniz zamanlardayken siz de benim gibi bir kafe yerine çayı güzel ve çaya ederi kadar para ödeyip bir de sobanın sıcaklığı ile okuyorsanız dikkat ! Yandan bir göz sizin gözlerinizle aynı satıra ilişirse sizi pezevenk, pornocu, ırz düşamnı sanabilir. Ama içinizden " gözlerini s**yim, idrak yollarına çığ düşmüş zihniyetini tükürdüğüm kitabı ben yazmadım adam yazmış okuyoruz işte." Der okumaya devam eder ve bir süre kitaptaki karaktere dönüşür penisinizi elinize alıp tüm kahvehaneyi sulayıp; ben değil ama "s**im" boğuldu yardım edin ve onu sevin ! Yeraltı lan burası göstermelik toplumsal edebinizin iliklerini açıp gerçekte çırılçıplak kalan benliğiniz marula benziyor bayım der ve büsbütün tüm manası ile içinde düzen ve düzülenlerin düzenbaz oyunlarının yazılı olduğu sayfaları bir kalçaya şaplak atarcasına kitabın iki yanağını birbirine yapıştırır ve ... Her neyse kitaba dair her şeyi de yazacak değiliz ya çok merak ettiysen git oku işte. Ayrıca sizi s*kmedikleri sürece seks güzel şeydir azizim. Bağımlısı değil ülkece tüm taraflarca yoksunuyuz. Kendinize dair biraz eksik, biraz fazla şeyler bulursunuz. Kitaptaki karakterle eşitlenmek gibi bir derdiniz varsa şayet yanınızda merdiven bulundurup denkliği sağlayanız. Tövbe çekeceğiniz yere gelende siz merdivende tüneye durum kitabı ise imana davet edip takvanızın çatı katından "Veyl" vadisine atın yansın günahkar pezevenk ! Siz ise navigasyonunuzdan en yakın Cami'yi işaretleyip yürüyünüz. Öyle ya ne de olsa siz Victor Mancini değilsiniz !
Ne diyeyim bilemedim. Aslında epey zaman önce okuduğumu belirtmiş olayım. Zamana yenik düşüp kısmen olay örgüsünü de anımsamadığımı da bilmenizi isterim. Özetle demem o ki eğer aklınızda illa bu kitabı okumak yoksa daha iyi bir seçim edinmeye çalışın. Aksi durum için bir şey demem ise manasız olacağından kolay gelsin demekle yetinmek sanırım en doğrusu olur. ;)
Büyük bir savaşın korkak bir "kahramanı" ile yüzleşeceksiniz ve o kahramanın iç hesaplşamları çerçevesinde Afganistan, Amerika arasında hem siyasal hem de toplumsal bir yaşam profili ile karşılaşacaksınız. Söz konusu karakterlerden biri olan ve olayı anlatan Emir'in vicdanını temize çıkartıp çıkartamadığına uçurtmanın peşinden koşarken karar verebilirsiniz. Çok mu büyük roman derseniz. Hayır olması gerekenin ötesinde bir hürmet saygı verildiğini düşünüyorum. Fakat bunu kitabı küçük gördüğümden değil, sadece o kadar da büyük roman olmadığını ama asla kötü bir roman olmadığını da bilmenizi isterim. Okunur mu ? Kesinlikle. Sana arayıp durduğun bir hayatın kapısını açar mı ? Bilemem. Ama şunu biliyorum " Ulan nereden aldım bu kitabı." Dedirtmez.
Öncelikle kitabın 3 tl. gibi cüz-i bir fiyatının olduğu ve basım kalitesinin de bu doğrultuda olduğunu söylemek gerek. Bundan bir yıl evvel kadar bir Kadir gecesi münasebeti ile arkadaşlarımdan birinden almıştım ve yayıncı kuruluşunda D.İ.B.'lığı olduğunu da bilmeniz lazım. Gel gelelim yazana ve yazılana: Açıkçası yazanın bir üslup tarzını dert edinmediğini söylemek lazım ama yine de kitabın dip not olarak verdiği kaynaklar da bir o kadar eleştirilmesi zor insanlar tarafından verilmiştir. Böyle de bir ciddiyeti var. Ha neyi anlatır, neyi anlatmaz derseniz: Yüzeysel bir anlatım göreceksiniz zaten burada asıl derdim hem ola ki gözünüze ilişir okumakta tereddüt edersiniz hem de asıl okumanızı tavsiye edeceğim kişi elbette bir siyerden bahsediyorsak; bu mutlak suretle Prof.dr. Muhammed Hamidullah'ın İslam Peygamber'i adlı devasa ve hacimli kitabı olmalıdır. Ki ilk başta da ifade ettiğim kitapta kaynak olarak Muhammed Hamidullah'ın bu kitabına yer verilmiştir. Bu sebeple söz konusu bir siyer ise Muhammed Hamidullah'ın İslam Peygamberi'ni okumanız olmalıdır. Genelde pek böyle değerlendirmeler yapan biri değilimdir ama uzun uzadıya yazma zahmetim tamamen konu edinilen şahsiyete ( Hz. Peygamber'e ) verdiğim önemden ötürü bu sebeple eğer imkanınız varsa veyahut ilk defa bir "siyer" okuyacaksanız hem 20 yıllık bir emeğin hem de bir çok başarıya değer görülmüş olan " M. Hamidullah'ın İslam Peygamber'ini" okumanızı tavsiye ederim. Eser normalde iki ciltliktir ve yanılmıyorsam 40 tl.'ye yakın da bir ederi vardır. Şayet yazının boyutunu dert edinmiyor veya kitabın üzerine not alma alışkanlığınız yok ise; yine aynı eseri ciltsiz olarak, bütün bir şekilde basımını da 25 tl. gibi bir eder ile edinmeniz mümkün. Hülasa demem o ki: Onunla tanışmanız ümidiyle...
Bilinen mamanın çok ötesinde çok daha mücadeleci, daha suya sabuna dokunur bir "savaşçı aydın" tanımı yapmıştır. Ve fakat kitabın bazı yerlerinde bazı kabulleri reddederken, bazı yerlerinde ise; millet ve dini devamlılıkların olabileceğini söylemiştir. Kitapta yer yer katılmadığın kendisi ile çeliştiğini düşündüğüm kısımlar olsa da bahse konu edilen " entelektüel" dinlenmeyi, kendisine dinleyici olmayı, korunmayı (aslında pekte korunmayı isteyecek kadar zayıf bir tanımı da yapılmamıştır entelektüelin.) fazlası ile hak eden toplum ve iktidarlar için elzem bir hakem konumundadır. Ama söz konusu hakemlik sadece düdüğü çalan kişi olarak kalmıyor tuhaf bir şekilde topa vuran, faul yapan biridir. Ve hatta hakemi olduğu maçtan sürgün edilmiş ama sürgün edildiği yerde oyunculuktan/entelektüellikten vazgeçmemiş marjinal bir aydın/oyunca varlığıyla ve tanımıyla karşı karşıya kalıyorsunuz.