lorrysossue, 84 adet değerlendirme yapmış.  (4/12)
İnsan Ne İle Yaşar
İnsan Ne İle Yaşar

6

''Bu gece ölebileceğini, bunun gerektiğini düşündü ama ölüm düşüncesini hiç de korkunç bulmadı; çünkü hayattan bir zevk almamış, yaşamı bitmek bilmez bir esaret olmuş, o da bundan bıkmıştı.'' devamında “Günahkârın biriyim ben ama kabahati bende mi? Beni Tanrı böyle yaratmadı mı? Eğer günahkârsam, suç benim mi?” Tolstoy hayatla ve ölümle müstehzi bir dilde kitabı yazmış. İnsanoğlunun çıkmaz sokağı hep benzer. Egzistansiyalist tutumu da beraber götürerek üç hikaye ile bize göstermiş. Dini de hikayelerinde göstermekten kendini alıkoymamış. Kitabı genel mânada beğendim. En etkilendiğim hikaye ''İnsan ne ile yaşar'' oldu. Olay örgüsüyle ve diyaloglarıyla en hoşuma gidense ''Uşak ve Bey'' oldu

Suç ve Ceza
Suç ve Ceza

9

Dostoyevski'nin kalemine bayıldım. Sanki ben yaşıyormuşum da o yazıyormuş gibi. Hele başkahraman ile empati kurmadan edemiyorsunuz, yazanın marifeti sayesinde. Raskolnikov'un yerinde asla olmak istemezdim. Zaten kan dondurucu olay ve sürekli bir yakalanma korkusu. Öyle bir hayata hayat denemez. Rüyamda görsem bile hemen uyanmak isterdim. Bence bu romanın kilit konusu savcı veya yakın arkadaşı Razumihin'in adamın üstüne gelmesi değil. Adamın vicdanının kendi üstüne gelmesi. Vicdandan kaçamazsın.

Troya'da Ölüm Vardı
Troya'da Ölüm Vardı

7

Kitap normal bildiğimiz kitaplar gibi değil. Bu beni hem kitaba çeken hem de kitaptan iten bir hâle soktu. Başta eskiden Sarıkum'da yaşayan kahraman tekrar küçüklüğünü geçirdiği beldeyi ziyaret ediyor. Birtakım anıları anlattıktan sonra yan karakter diye nitelendirebileceğimiz Müşfik adlı çocuğun daha sonra büyümüş halinin öyküsü şekline dönüyor. Araya bambaşka kişiler giriyor ;fakat tekrar Müşfik'e yöneliyor oklar. Bu sırada kişilerin psikanalizleri ağızlarından yazılmaya başlanıyor. Konsantre olmakta zorlandım ilk seferim olduğundan ama zamanla sardı. Beni en çok etkileyen Müşfik'in dostluğa bakış açısı oldu, Rânâ'nın ilişkiye bakışı ve daha da çok Dilâver Hanım'ın düşünceleri. Dilâver Hanım'ın psikanalizi aşırı etkileyiciydi. Bilge Karasu'nun okuduğum ilk kitabıydı. Geçmiş zaman yazarlığından mı ya da ondan bağımsız mı bilmiyorum, kalemi tuhaf geldi bana. Okuması ne zor ne kolay. Bir kitabını daha okumak isterim.

Ermiş
Ermiş

6

Deneme tarzını seviyorum, bu kitap da denemeye yakın bir tarzda yazılmış. Bazı başlıkları pek anlamlandıramadım ama şu başlıklardaki yazılar hoşuma gitti: Evliliğe Dair Adalete Dair Yasalara Dair Duaya Dair Bence okunmalı.

Boynu Bükük Öldüler
Boynu Bükük Öldüler

10

Sanki tüm olaya ben de tanık olmuşum gibi. Aşırı acıklı bir hikaye. Neresinden tutup ne desem bilemiyorum, kitabı da hep bu duygu durumunda okudum. Yılmaz Güney çok başarılı bir eser çıkarmış. Ellerine sağlık.

Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup Yok

8

''Kötü bir durumun en kötü yanı bize yalan söyletmesidir.''

Yeni Dünya
Yeni Dünya

8

''Sürekli tutukluluk tehdidi ve baskılar nedeniyle yurtdışına kaçmaya karar verdi. Kendisine yardım eden Ali Ertekin tarafından öldürüldü.'' Kitabın başındaki yazarı tanıtan metinde bu ifadeyi okumak sonrasında biraz araştırmak insanı büyük bir yeis içinde bırakıyor. Vatanın menfaati(!) için öldürülen ve asla pişman olmadığını söyleyen katilinin toplam sadece 4 yıl ceza alıp 1 sene yattıktan sonra AF ile serbest bırakıldığı büyük şair ve yazar Sabahattin Ali; huzur içinde yat. Şiirlerini ve hikayelerini her zaman saygıyla, kucak dolusu sevgiyle okuyacağız.