"Madem ki zenginlik ve medeniyette barbarlık ve yoksulluk kadar çok savaşlara yol açıyor, mademki insanların ahmaklık ve günahkarlığı iyileştirilemez, o zaman yapılacak bir tek iyi hareket kalıyor geriye. Bilge insan bu gezegeni havaya uçurmak için yeterince dinamit toplamalı. Parçaları uzaya saçıldığında , evrende belli belirsiz bir iyileşme olur ve evrensel bilinç rahat eder. Zaten evrensel bilincin de varlığı belli değil."
"Zaman geçmekte olan dakikayla değil, gelecek olan dakikayla ilgilenir. Yeni başlayan dakika güçlüdür, neşelidir, bağrında ebediyeti taşıdığını sanır; ama getirdiği tek şey ölümdür ve o da kendinden öncekiler gibi yok olur gider"
--Yüreğin, uzun yağmurlarla taşan ırmaklara döner. Yeryüzündeki tüm işaretler o selin altında kalmış, karanlık bir yerlere sürüklenmiştir. Yağmursa, o taşan ırmağın üzerine yağmaya devam eder. Böylesi sel manzaralarını televizyon haberlerinde her görüşünde aklına geliverir. "Evet, aynen böyle, benim yüreğim de böyle işte" dersin.--
"Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz. Maddi şartları iyileşen insan, gözünü daha yükseklere diker, bir zamanlar rüyasında bile göremeyeceği güç ve mülke burun kıvırmaya başlar. Dış dünya onlara her şeyi sunmuş olsa bile, insanların akıllarındaki sorular ve kalplerindeki özlem susmak bilmez."