Bulgakov'un genç bir doktor olarak anılarını anlattığı bu romanın oldukça etkileyici bir öyküsü var. Hikayeye, kendisinden yardım isteyen başka bir genç doktorun hikayesi de eklenince hikaye katman katman yükseliyor. Ben büyük bir keyifle okudum, okumak isteyenlere tavsiye ederim.
Zülfü Livaneli'nin, siyasi karakterine hiç bir gönderme yapmayan, temiz bir dille ve neşeli bir üslupla, hızlı bir şekilde okunabilen, bana göre tatmin edici bir hikayesi olan romanı. Benim okuduğum ilk Livaneli kitabı oldu, diğerlerini de okumak isterim doğrusu. Daha karanlık, politikaya gömülü bir yazı ile karşılaşmaktan ötürü endişeliydim, endişelerimin boşa çıkmasına çok sevindim :)
çok hızlı bir girişi ve çok sıkı bir anlatımı olan şahane bir cep kitap, sayfaları parmaklarıyla değil gözleriyle kovalıyor insan. Sadece sonu ile ilgili biraz aceleye getirilmiş ve biraz da klişelere düşülmüş gibi hissediyorum. Ama dilerim daha nice kitaplarını böyle bir solukta okuruz...
Gerçekten uzun bir yürüyüş oldu ama her sayfasını, her öyküsünü çok beğendim. Onları çok özleyeceğim, onlar benim için yakın dostlardı... Elveda Tengo, Aomeme, Tamaru...
Tek nefeste, bir solukta okudum ve tarif ettiği her bir acıyı, gerilimi kalbimin derinliklerinde hissederek. Yüzlerce sayfa daha olsun, hikaye bambaşka yerlere gitsin isterdim... Çok beğendim.
İç içe geçmiş üç öykünün, her öyküde bir öncekine tutunan, merak uyandırıcı ve etkileyici bir birleşimi. Yazarın okuduğum ilk kitabı, merakla diğerlerine doğru yol alıyorum.
Beni dünyamdan alıp koynunda uyutan bu öykü için minnettarım... Hiç kitap okumaya geri dönemeyeceğimi sandığım bir zamanda bir iksir gibi ruhuma dokundu. Daha niceleri olsun, soluksuz okuyayım...