Genç yaşında bizden ayrılan bu koca yürekli, matrak, derin kadın için hala yas tutuyorum. Onun kaleminin kalbimi çalan ruhunu ömrümün sonuna dek özleyeceğim...
İlyada ve Odysseia'yı bambaşka bir ruhla yenilemiş, kendi ruhunu üfleyip yeniden yazmış gibi. Gülerek, ağlayarak, kızarak ve gönülden severek çevirdim her bir sayfasını...
İnsanların tuhaf hikayelere duyduğu merakın hakkını çok mizahi bir dil ve nefis ince eleştirilerle veriyor. Bir nefeste, sadece arada kıkırdamak için soluklanarak okudum.
Antonio Orejudo Trenle Seyahatin Faydaları Kısacık bir kitap ve psikiyatri üzerine kısa öykülerle dolu. Bazı öyküler epey rahatsız edici detaylar içerse de meraklılarının beğenisini azaltmayacaktır sanıyorum. Kitabın filmi de çekilmiş, henüz izlemedim ama ilk fırsatta izleyeceğim.
Her zamanki lezzetine büyüleyen öyküler. Hakan Bıçakçı, ilk sayfasına başladığınız an bir solukta kendisini size tükettiren bir dille yazıyor. Bir film şeridi gibi geçiyor gözünüzün önünden her şey, dokunabileceğiniz kadar yakın, neredeyse kokusu gelecek kadar gerçek. Ama bir yandan da bir okuma terbiyesi istiyor, bir bakış değiştirme alışkanlığı. Elinizden tutup sizi sürüklerken önünüzdeki çalı çırpıya takılmayasınız diye. Picasso'nun, "sen beceriksiz bir adamsın o yüzden böyle abuk sabuk şeyler çiziyorsun" diyen eleştirmene, o anda yere çizdiği buğday tanelerine gelen tavukları gösterken söylediği gibi. -Peki bu kadar iyi çizebiliyorsun, neden böyle çizmiyorsun? -Çünkü ben tavuklara resim yapmıyorum.
Felsefe hakikaten hiç bu kadar keyifli olmamıştı. 4 yıllık lisans bölümünü bitirdiğimde kendimi binbir pencere önünde şaşkınlık içerisinde bulmuşken Warburton'un anlatımıyla her şey muhteşem bir lezzete büründü. Felsefe okumak istiyorum ama nereden başlayacağımı bilemiyorum diyenler için çok lezetli bir başlangıç...
Çok büyük bir zevkle okudum, birbirinden epey farklı 8 filozofun, insanı hayrete düşüren hayat hikayeleri ve hayatlarının, düşünce yapılarına olan etkileri nefis bir dille anlatılmış. Meraklısına mutlulukla tavsiye ederim.