Steve Hamılton harikalar yaratıyor!! Gerçekten.. Çok çok güzeldi. Bu yazarın diğer kitaplarını da heyecanla bekliyorumm..
Mükemmeldi diyebilirim. Fantastik olarak okuduğum en iyi kitaplardandı.Kitabı anlatacak olursak 2 bölümden oluşuyor ve bu iki bölümün ikiside birbirinden güzel.Dili o kadar güzel, o kadar akıcı ki elinizden bırakamıyorsunuz. Kanlı Annwly : cesur ve bi o kadar da güzel bir kadın. Fearghus : Bizim yakışıklı ejderhamız. Hiç beklenmedik bir anda karşılaşırlar ve Fearghus, Annwly’nin sadakatini kazanır bir şekilde. Tabii bir tek sadakatini değil… Kitap o kadar heyecanlıydı ki hani çabuk çabuk sayfaları çevirdim. Ve hani sayfaları çabucak çevirirken de bitmesin istedim.. Resmen böyle bir duygunun içindeydim. Hem hızlı okuyorum meraktan hemde bitmesin istiyorum… Her karakteri kitapta öyle bi anlatmışlar ki hani hayal edemeden duramıyorsunuz. O sahneler gerçekçi gibi resmen, gözünüzün önüne geliyor gibi oluyor. Bu konuda o kadar beğendim ki.Ve ve ve söylemeden geçemeyeceğim Fearghus canım yaa. Çok ama çok beğendim onu. 2.bölümde Bercelak ve Rhiannonun hikayesi var. Ah zor kadın! Bu bölümde ciddi anlamda güldüm.Ve cidden bu bölüm en can alıcı bölümdü diyebilirim. Ah Annwly iyi kurtulmuşsun zincir olayında. :D Okuyup görmelisiniz bence… Bu kitabı alıp okumalısınız,asla pişman olmasınız..Bu fantastik,diğer okuduklarımdan çok çok farklıydı.
Söylemeyeceğine Söz Ver bitti. Allah'ımm nefesimi tuta tuta okudum resmen..Her sayfasında ayrı bi gerilim,ayrı bir tad... Bayıldımm. Favorilerim arasına girdi resmen. Öncelikle şöyle başlamak istiyorum : PATATES KIZ'ı hafife almayın!! Patates Kız kim derseniz o Del'imiz. Resmen hani kitabı okurken sürekli arkama bakıp durdum. O kadar ki etkileyiciydi. Katemiz var bizim bir de. Çöl gülümüz. Aslında bazı şeylerden habersiz ilk başlarda. Sonra her şey ortaya çıkıyor tabii. Ve öyle bi şaşırdım ki anlatamam.. Bide bizim Mikemiz var. Dilsiz Mike. Katenin işi zor. Çünkü annesi alzhemir hastası ama annesi değil. Annesi ama değil. Artık siz düşünün burasını. Jean garip bir kadın. Alzhemir hastası ama farklı. O farklılığı okuyup görün... Ölüler suçlayabilir. Aslında doğrularınız yanlış olabilir. Aslında size zarar veren gibi gözükenler sizi kurtarabilir. Bu kitap harika. Çok ama çok etkileyici. Kurgusu müthiş. Öyle bir yerden bağlanıyor ki size mest oluyorsunuz. Kesinlikle okuyun,kesinlikle. ''Bir patates,iki patates,üç patates,dört. Artık senin peşinde,en iyisi kapıyı ört''
Bitti bitti bitti! Bitmesinn :( Ay nasıl bekletirim ben bu kitabı kitaplığımda!! Okuduğum en güzel historical türden kitaptı. Şuan tüm yaz bu kadını okuyamayacağım büyük eksiklik! Okul başlar başlamaz alacağım kitaplarını. Öncelikle Bridgerton ailesiyle tanıştım sonunda. ( Coliin <3 ) Erkekleriyle tanışmaktan daha bi memnunum orası ayrı. :D Gerçi en merak ettiğim en komikleri Hyacinthti. :D Ay bu beni baya güldürdü yahu. Zaten kitabı okurken yüzümde kocaman aptal sırıtış vardı. 32 diş misali... Neyse. Olay şöyle başlıyor ; Eski dük'ün evliliği aşk üzerine kurulu değildi ama birbirlerine saygılıydı karısıyla. Ve karısının çocuğu olmuyordu ve hep eksik görüyordu.Hamile olduğunda ya ölü doğuyorlardı yada düşüyorlardı. En son hamilelğinde başarılı bi doğum yapmıştı ama kendisi hayata elveda demişti. Simonumuz doğdu ve artık Dük ünvanını korumak için bir erkek evlada sahipti. Taa ki Simon'un konuşamadığını öğrenene kadar. Evet Simon 4 yaşına kadar konuşamadı ve babası reddetti. Öldü dedi. 4 yaşından sonra kekeme olarak konuştu ve inatçılığı ile bunu yendi. Daha sonra babası öldüğünde ne kadar ortalıkta görülmek istemesede bi ortama girdiğinde çekiciliği yüzünden birdaha çıkamadı. Gerçi ilk girişi biraz olaylı oldu. :D Bu Simon -yakışıklı dükümüz- Bridgerton erkeklerinden Anthony'nin en yakın arkadaşı. Ve kız kardeş Daphne <3 Aşk,tutku,komedi,hüzün ne ararsan.. :) Çok çok çok güzeldi. Çok beğendim. Kesinlikle okuyun derim :) Ben geç tanıştım bu yazarla ama geç olsun güç olmasın. :)
AŞKA ŞANS VER bitti. Daha kitabın yarısında iken demiştim ki bu kitap favorilerim arasına girecek diye. Şimdi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim kitabı okudum bitirdim ve bayıldıım. Kesinlikle harika bir kitap. Öncelikle konu Abby'nin annesi Megan çok önceden Abby ve kardeşlerini terkedip Chesapeakeden ayrılıp New York'a yerleşmişti. Megan'ın gidişine haliyle tüm kardeşler ve Mick yani babaları üzülmüştü fakat en çok etkilenen,terkedildiklerinde daha yedi yaşında olan Jess idi. Abby'nin o zamanlar Trace ile ilişkisi vardı ve o zamanlar hiç konuşmadan ondan kaçıp New York'a yerleşmişti. Trace aşknın peşinden gitmişti ama geç kalmıştı. 2 çocuğu olan Abby bir iş için yeniden Chesapeake ye geldiğinde yıldırımlar çakar ve aşktan kaçış yoktur. Abby'nin Chesapeake de kaldığı süreçlerde bir çok şey olur. Bu olayları ben üzülerek,yeri geldi sevinerek okudum. Tam bir duygu fırtınası yaşattı ama bu duygular yerli yerinde idi. Kitabı sevmeme yardım etti. Kesinlikle okunması gereken kitaplardan birisi diyorum ve 2.kitabı merakla bekliyorum. Bir alıntı ; Sevinçten hayavaya sıçradı ve ardında kapıya yöneldi. ''Planı tasarladıktan sonra sana ulaşacağım.'' Trace sızlandı. ''Tanrım bana yardım et.'' ''Tanrı'nın senin aşk hayatınla bir ilgisi yok.'' diyerek sırıttı Jess.''Şanslısın ki ben ilgileniyorum.''
Ne diyeceğimi bilmiyorum. Sadece elime alıp yazar hakkında fikir edineyim diye 1-2 sayfa okumak için açmıştım. Sonra bi bakmışım kitap bitmiş! Ayy ne güzeldii. Tam dizi tadında.. Bayıldımm! Olaylar hızlı geliyordu. Bence bu özelliği güzeldi. Sıkmıyordu insanı.Konuya gelecek olursam ; Billie çöl fırtınasında kalır ve o sırada yanında biri daha vardır. Bizimm yakışıklı mı yakışıklı David'imiz. Tabii bizim kızımızın cipi de yarım mil ötede. Kum fırtınası geçer gider,kızımız Davidle birlikte gider ve başlasın eğlence dolu dakikalar. Allahım hala bu kitabı bu kadar beklettiğime inanamıyorum. Harikaydı... Lisan'ı -David'i- çok beğendim. Yasminn ah bu kadına bayıldım..Ne acılar atlatmış canım... Karim bu adamm çok sert! ama bi okadar da iyi... Size bir alıntı : ''Eğer sadece bir şans verirsen sevgi nereye dikersen dik büyüyecektir.Ama ona bir şans vermen gerekir. Gitmene izin vermezdim,biliyorsun. Peşinden geliyordum.Hayatında bundan önce yer almış kişiler gitmene izin vermiş olabilirler ama ben vermem. Hiç bir zaman. Eğer benimle kalmayacaksan bende seninle gelirim,bir derviş gibi peşine düşerim,sırtımda gitarını taşırım. Napa Vadisinde seninle birlikte üzüm toplarım,Samoa da inci yakalamak için dalarım ya da Nassau da birlikte turistler için hasırdan sepetler yaparız.'' David'in safir gözleri bir akkor gibi sıcacık parıldıyordu. ''Birlikte yaşarız,birlikte çalışırız,birlikte severiz. Ve son ne olur biliyor musun?Bir gün nihayet kök saldığını görürsün dağ lalem. Ben senin köklerin olurum,tıpkı senin de benim köklerim olduğum gibi. Köklerimiz birbirine geçer ve yılla geçtikçe daha da güçlü büyüyüp serpiliriz'' Bu kitap kaçmazz arkadaşlar...Hemencecik okuyun. sakın bekletmeyin... :)
Ah kördüğümm bitti. Ben bu kitaba bayıldımmmm. Ay en baştan sıcacık bir romandı. Çokça güldüm,eğlendim. Ronnie -bizim cici kızımız-, Dylan'dan -yakışıklı erkeğimizden- nefret ediyor ve birbiriyleriyle yarış içindeler Ronnie ve Dylan'ın o çekişmeleri sonucunda en son ki iddia Dylan'ın örgü öğrenmesi idi...Tabi şans o ki özel ders hocası RONNİE! :) Daha ilk baştan okumak istediğim bu kitabı bitirdiğimde yüzümde kocamaaaan bi gülümseme oldu. Ki olmaması elde değildi. Hani kitap öyle akıcı,dili o kadar sade ki insana gel beni oku diyor resmen. Dylana ba-yıl-dııııımmmm. Ronnieye ba-yıl-dıııııııımm. Ve en sevdiğim karakterlerden biriside Charlotte hala. Bu kadın sihirli resmen. Daha doğrusu çıkrık sihirli. Çıkrık ne diye sorarsanız,söylemem. Okuyun ve görün. Çünkü en keyif aldığım ve hiç beklemediğim bir şeydi. Diyaloglar o kadar güzeldi ki okumaktan keyif aldım. Ve okumayanlara tavsiyem hemencecik okuyun.