Bilim kurgu ve distopya sevenlerin beğenerek okuyacağı bir seri daha. Bu tarz serileri hem hızlı okundukları için hem de beni alıp o dünyaya götürebildikleri, o havayı solumamı sağlayabildikleri için seviyorum. Bize yepyeni, farklı yaşam standartlarına sahip olan ve kaosla çevrilmiş bir dünya sunan yazar, gerçekten de akıcı bir dil kullanmış. Romanın her iki kahramanını da oldukça benimsedim ve sevdim. Kendimi onların yerine koymak, onlarla birlikte sokaklarda koşmak, saklanmak, kaçmak hiç de zor olmadı. Okurken kitabı yaşayacağınızın garantisini verebilirim. Devam kitaplarına hiç ara vermeden başlamak istiyorum.
1970-1980 yılları arasında Türkiye'nin siyasi yapısının anlatıldığı, yazım dili olarak gayet akıcı bir kitap. Siyasi olarak kitabı yorumlamak istemiyorum. Herkesin inancı kendine. Edebi olarak bakarsak oldukça okunaklı, yazar sizi kelimelerinin arasında gezdiriyor adeta. Sonlara doğru biraz boğucu ve bu kadar uzatılmasına gerek yoktu dedirtiyor. Ben bir arkadaşın tavsiyesine uyarak, hatta kitabı incelemeyerek alıp okudum. Konusunu kitabı okurken öğrendim. Bu güne kadar okuduğum ve izlediğim bazı şeylerin tam tersi bir yapısı olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden biraz yadırgadım. Ancak bir görüşe sahip olmak istiyorsanız, inanacağınız veya inanmayacağınız şeyi her yönden incelemek ve öğrenmek adına yardımcı bir kitap olabilir. Küçük bir alıntı; Aynı gece, başka bir fikrin, tamamen ters bir yapının temsilcisi asılmıştı aynı yerde, aynı iple. Aynı mizansenle ve aynı aletler kullanılarak... Ne acı... Sırf tarafsızlık gösterisi adına, bu gece Mustafa da idam edilecek. SF/243
Debbie Macomber birkaç kitabı hariç sevdiğim kitapları olan bir yazar. Ne zaman okuma konusunda tıkansam onun kitapları bana hep yol gösterici olmuştur. Yine beni yanıltmadı ve okuma konusundaki hırsımı kamçıladı. Yeni bir seri, yeni insanlar ve yeni bir şehir... Macomber belki bundan dolayı kendini tekrarlıyormuş gibi gözüküyor ancak ben onun her kitabında kendimden bir şeyler buluyor ve yeni insanlarla tanışıyormuş gibi oluyorum. Deniz Feneri Yoluyla Cedar Cove kasabasının büyülü havasını soluyacak kadar kendinizi kitaba kaptırabileceğinizi söyleyebilirim. 12 kitaplık bir seri olması nedeni ile bu kitabın sonunda bazı şeyler havada kalmış olabilir ama beni rahatsız etmedi, hatta bir sonraki kitabı okuma konusunda beni teşvik etti.
Son sayfasına kadar etkileneceğim, anlam vereceğim bir şey olacak diye okumama rağmen, anlam veremediğim bir olayla son buldu. Kitabın içeriğinden bahsetmeyi pek sevmiyorum. Ancak kısaca bahsetmek gerekirse homoseksüel bir adamın kendini arama ve hayatı tanıma sürecini anlatıyor diyebiliriz. Gayet basit bir dille anlatılmış olması kitabı kolay okunabilir kılıyor ama benim gibi kitapta derin bir konu arıyorsanız bulamayacağınızı söyleyebilirim. En sonundaki bir olay ise beklediğimin tamamen dışında olup, baş karaktere olan, aslında olmayan duygu ve düşüncelerimi tam negatif yöne yöneltmiştir. Daha anlamlı, daha duygulu, daha farklı bir kitap bekliyordum ama ne beklediğimi karşıladı ne de vakit ayırıp okumama değdi.
Serinin ikinci kitabı, heyecan verici bir macera. Sayfalar su gibi akıp gitti. İlk kitapta da hızlı bir kaçma kovalama vardı, bu kitapta da aynı şekilde devam etti. Fantastik olaylara oldukça ağırlık verilmiş. Sonundaki olaylar dışında beni oldukça tatmin eden ve okurken zevk aldığım bir kitap oldu. Ancak son bölüm oldukça sinir bozucuydu. Hatta bu kadar severek okumasam devam kitaplarını okumamayı bile düşünebilirdim. Kitap okurken sinir olmayı hiç sevmediğim için... Yine son bölüm hariç, ben kitap yazacak olsam aynı bu şekilde ilerlemesini isterdim maceramın. Çok severek okudum, fantastik sevenlere tavsiye ederim.
Yazar bu konuda yazılabilecek ne kadar klişe varsa hepsini kullanmış. Kolay okunuyor ancak beklentinizi düşük tutarak okursanız zevk alabilirsiniz. Kitapta herhangi bir sürpriz ya da şaşırtmaca yok. Konunun az çok nasıl gideceğini ve nereye bağlanacağını tahmin edebiliyorsunuz. Kitabın yarısını tutku sahnelerinin oluşturduğunu bilmem söylememe gerek var mı? Bu yazarın sevdiğim tek iyi yönü ise hikayeyi tarihi olayların içine yazması ve gerçek olaylarla karakterlere bağlaması. Bu tarz kitap okumayı sevenler kesinlikle bayılarak okuyacaktır. Beni düşündüren tek bir yer ve cümle oldu; Yanlış zamanda doğru kadın... SF/246
Samed Behrengi, Küçük Kara Balık'tan sonra merakımı oldukça cezbettiği için yine önemli eserlerinden biri olan Bir Şeftali ve Bin Şeftali'yi hemen okudum. Küçük Kara Balık gibi içinde sistemimizi eleştiren, yargılayan ve hafiften isyan eden bir hava sezildiği için yine bir çocuk kitabından çok daha fazlası olduğunu söyleyebilirim. Yazarın genç yaşta şaibeli bir ölümle son bulan kısa hayatı da bunun bir kanıtı gibi. Ayrıca yazım dili bir harika. Bu yazarı keşfetmekten oldukça memnunum. Küçük Kara Balık, kendisine diretilen hayatın dışında farklı bir dünyanın var olduğuna inanıp bilinmezliğine doğru cesurca adım atarken, Bir Şeftali Bin Şeftali tam tersi insanın kendi içine bir yolculuk. Okuyun pişman olmayacaksınız. Okumak isteyenlere; http://anadolusanat.org/cocuk/behrengi3.html Dinlemek isteyenlere; https://www.youtube.com/watch?v=ClI7-jKJQGY https://www.youtube.com/watch?v=OjVBMZHfQMc