İlk sayfasından sizi içine çekecek ve kitabın son sayfasını okuyana kadar o dünyanın içinden çıkamayacaksınız. Son bölümlere kadar karakterle birlikte yaşadığın hayatın hangisi gerçek hangisi hayal siz de anlayamayacaksınız. Kitap 1962 yılında geçmesine rağmen olaylara kendinizi kaptırıp yılın kesinlikle farkında olmayacak ama o dönemin popüler müzik ve kitaplarının yer yer verilmesinden ayrı bir tat alacaksınız. Bir de başladınız mı bitirmek isteyeceksiniz. Bol vaktinizin olduğu bir zamanda başlamanızı tavsiye ederim.
Müthiş bir mücadele. İlham verici ve hüzün dolu... Asla başaramayacak demiştim okurken ama yaşlı adamın yılmadan savaşması beni oldukça etkiledi. Küçük bir alıntı; "İnsan yenilmek için yaratılmadı. Ademoğlu mahvolur ama yenilmez."
Kitabı okudum. Okurken düşündüm, bitirdikten sonra düşündüm. Araştırdım. Kitabı okuyanlardan çeşitli yorumlar okudum. Ve sonuç olarak kitabı tam olarak anlamlandıramadığıma karar verdim. Kitaba ilk başladığımda Saramago'nun kendine özgü dilinin hoşuma gittiğini, mizahıyla beni eğlendirdiğini bile söyleyebilirim. Ancak kitap ilerledikçe, kitaptan beklediğimi alamadım. Ya da sadece Saramago'nun düşünceleri ile benim düşüncelerimin uyuşmaması benim öyle düşünmeme neden oldu. Beklediğim soruların yanıtlarını ben bulamadım. Hak verdiğim yer de oldu, hak vermediğimde. Çok anlamlı bulduğum yerlerde oldu, ne saçmalıyor bu dediğim yerlerde. Anlayacağınız üzere bu kitap beni oldukça karıştırdı. Kitabı bitirmeme son iki bölüm kala belki de bir kez daha okumalıyım dedim. Ancak kesinlikle bu kitabı bir daha okumak istemiyorum. Tavsiye eder miyim? Sanırım etmem. Küçük bir alıntı; "Nedensiz sonuç olmadığı ve sonuçsuz da neden olmadığı söylenir; öyle gözüküyor ki, bir şeyle bir başkası arasındaki ilişkiler her an yalnızca aşikar olmakla kalmayacak ama -olaylar önce gelsin ister sonra- her açıdan anlaşılır da olacaktır.
Kitap bittiğinde bana yarım kalmış gibi geldi. Holly'e ne olduğu, nerede olduğu, başına neler geldiği, neler yaşamış olduğu... Bunlar benim merak ettiğim ve kesinlikle kendi hayal gücümle izini süremeyeceğim sorular. Araştırıp bulma isteği içerisinde ki bunun imkansızlığını bilerek kitabı bitirdim. Holly bir süre aklımı meşgul edeceğe benziyor.
Hayatımda asla yapmadığım bir şeydir; kitap almadan evden çıkmak. Okumak için vaktimin olmayacağını bildiğim yerlere bile mutlaka kitabımı götürüyorum. Arkadaşlarım ve ailem gözlerini devirerek, elimdeki kitaba baksa bile, zamanla beni olduğum gibi kabul etmeyi öğrendiler. İşte bu kitap, o asla yapmadığım şeyi yaptığım zaman, yani kitabımı evde bıraktığım ve okumak için zamanımın olduğu bir anda arkadaşımdan ödünç alıp başladığım ve içinde binbir çeşit mucizeler bulduğum bir kitap. Böyle bir olay başıma gelmeseydi, bu kitabı okumayacaktım ve kaç gündür beni düşündüren, hayatım için beni aydınlatan bu karakterlerle tanışmayacak, bu kitabın hayatımdaki rolünden eksik kalacaktım. Kitabı tavsiye ederim dememe gerek yok sanırım :) Küçük bir alıntı: "İnsanlar nasıl bilge olur, biliyor musun? Dışarıya çıkıp dünyaya karıştıklarında, yaşamaktan korkmadıklarında... Bilgelik deneyimle kazanılır. Her günü bir armağan olarak görüp sevinç ve şükürle karşılarsan eğer, gerçekten yaşar ve deneyim kazanırsın. Sen onlarca kitap okuyorsun, kitapların zekanı geliştirdiği şüphesiz bir gerçek. Ancak ne kadar çok okursan oku, kitaplarda yazan bilgiler seni asla bilge biri yapmaz."
Bu kitabı oldukça yavaş okumama rağmen çok sevdim. Çoğu yerinde keşke bu kadar uzatmasa dedim, itiraf ediyorum ama hikaye bir o kadar da kendine bağlayıcıydı. Konusu oldukça dikkat çekici. Özellikle de Doğal Tarih Müzesi, arkeoloji ve gizemli medeniyetler ile olaylar zaten oldum olası benim dikkatimi çekiyor. Bir de bunları bir kitapta bulmak oldukça zevkliydi benim için. Sonunda iki yere oldukça şaşırdım. Hiç beklemediğim iki şey oldu. Biri, kitabı okuyanlar için sürpriz olsun, diğeri zaten benim kadar dikkatsiz değilse okuyucunun farkına varacağı bir şey. Bu kitabın bir serinin ilk kitabı olması. İkinci kitabı okumak için sabırsızlanıyorum.