Guguk Kuşu

10 puan

Her insana ayrı hitap eden benliğini tüm kişiliğini bire bir örtüştürdüğün üzerine titrediğin ve hiçbir şeye asla değişmeyeceğin 'kendi' filmin olmalı...işte benimkisi 'guguk kuşu'.hayatta bir tek şeyde saplandım,beni benden alan bir tek şeye bağlandım,insanin kendini bulduğu bir insana rastlamasi..onun gibi olmak, onunla aynı havayı teneffüs etmek..onun gibi konuşmak ..hayatın değişir bir anda karanlık bir odanın içinde yaşadığını sanarsın bunca yıl..onu ararsın her daim, o hep yerindedir ya,sen yoksundur ortalıkta aslinda, oda yoktur bir noktada, hayalenin vardır yanı başinda ve yıllardır aradığın şey 'guguk kuşu'filmdeki Jack Nicholson,olduğunu hatırlarsın...beynin kimliğini örtbas eden..simyaci gibi her dokunduğunda bir iz bırakan..bakişlar altına gizlenmiş ruhlar yığını andıran renk cümbüşü olmuş "kişilik"..vurdumduymaz ve yarı çatlak bir insan..alaycı ve felsefik bir karakter..bir deliyi bile ikna eden unutulmaz sahneler...konuşmayan bir adama can veren dostluklar..basketbolun hiç var olmayan hâli....bir bakmişsiniz dünyanin en akıllı insani birde bakmişsiniz ki dünyada eşi ve benzeri olmayan ahmaklıklar..bir delinin unutulmaz öyküsü...
Guguk Kuşu asla unutulmaz bir seyirlik, bu filmdeki en çok sevdiğim sahne jakc nicholsun nun,"o lanet olası fiskiye taşıni" kaldıramıcağını bildiği halde defalarca kaldırmak için uğraşması; bu duygu paha biçilemez gerçekten.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »