Hayatımda okuduğum en güzel üç kitaptan birisi Suç ve Ceza. Karakteri yazmakla kalmamış, bildiğin kanlı canlı hafızamıza yerleştirmiş Dostoyevski. Bu yıl içerisinde tekrar okumayı düşünüyorum. Hatta ömrüm boyunca tekrar tekrar okumayı düşünüyorum. Çünkü her okuduğumda daha da farklı bir keyif alacakmışım gibi bir hisse sahibim.
Bana tuhaf gelense adamlar bu kitaba da beş yıldız veriyorlar, Alacakaranlık (Twilight) serisine de. Farklı olabilirler, evet ama yine de hiç içime sinmiyor. (:
Mustafa, "Suç ve Ceza"için düşüncelerimi aşağıda yazdım. Bu kitabı benim gibi edebiyatı zayıf birisinin yorumlaması olmaz. Sen bunu bloğunda yorumladın değil mi? Ancak senin gibi, Tankut gibi edebiyatı çok iyi olanlar yorumlamalı. İnalımaz bir kitap. Bu kadar çok etkileneceğimi ve yazara hayranlığımın kat kat artacağını düşünememiştim.
Suç ve Ceza'yı okuduğum dönemde blog sahibi değildim henüz, onun için bir yazısı yok. Bu yıl tüm Dostoyevski kitaplarını baştan başlayıp okuma kararı aldım. İnsancıklar'ı okudum, toplanmış Öyküler'ini okudum. Sırayla gideceğim ve elbet bir gün sıra tekrar Suç ve Ceza'ya da gelecek.
Bu arada bu güzel iltifatı hak ettiğimden şüpheli olsam da çok hoşuma gittiğini itiraf etmeliyim. Teşekkür ederim.
Senin kitap değerlendirmelerini ve de blogunda yazmış olduğun diğer yorumları okurken kalemine hayran kalıyorum. Zaten sizler yüzünden artık blogumda kitap değerlendirmeyecek oldu mu da bil :(( Sizlerin yanında yazmak zor be kardeşim.=) Yazdıklarımdan utanmam neden oluyorsunuz.=((( Sen ve Tankut.
Bu arada şaka bir yana, iyi ki sizleri tanıdım. Sizler sayesinde kitapları çok daha iyi değerlendirebiliyorum. Blogum sayesinde bu gerçekleşti. İyi ki blogu açmışım diyorum.
Aman diyeyim, öyle bir şey olmasın. Tankut benden daha sade ve öz yazıyor. Bende biraz laf kalabalığı var, karakter meselesi sanırım. Ben de blog sayesinde birbirinden güzel insanlar tanıdım ama hani benim yüzümden birileri yazmayı bırakacak fikri hem korkunç, hem gereksiz, hem de çok gereksiz yani. Ben kimim ki? Lütfen. :)
Ben açıkçası çok hayıflanıyorum, bilseymişim de ta lise zamanımdan başlasaymışım yazmaya diye. O zamanki görüşlerimi ve ifadelerimi okuyabilirdim şimdi. Geç oldu, güç olmasın diyerek devam ediyorum. Olmuş bir kere.
Türkiye'de gerçekten kaliteli okur olan seçkin bir azınlık var. Keşke hepsini tanıma fırsatımız olsa. İçlerinde en kötüsü ben olsam da gam yemem. Konuyu da dağıttım sanırım yine. Benim de böyle kusurlarım var işte. :)
Sizdeki laf kalabalığı demiş olduğunuz cümleler beni keyiflendiriyor. Bunlar kusursa kusurlarınızın başımızın üzerinde hep yeri olacaktır.
Çok haklısınız, Türkiye'de çok kaliteli okuyucular var. Özellikle erkek okurlar daha iyi. itiraf ettim mi ne =)) Ben böyle diyence oğlum "Anne deme böyle, kızlar buna alınıyorlar" demekte. Ama gerçek bu. Erkek okurlar daha kaliteli okurlar. Benim oğlumda sizin gibi çok iyi okur.
Erkekler daha iyi okumak 'zorunda'. Kızların okumaya ihtiyacı bizimkinden daha az; oldum olası kız milletinin bizden daha zeki olduğunu düşünmüşümdür. Biraz da tarih boyu kendini açıklamak zorunda kalan tarafın çoğunlukla erkek tarafı olması bunda etken yine bence. Ne çektik arkadaş şu kızlardan... :)))
Oğlunuzun da yazdığı bir ortam varsa bilmek isterim, yoksa da bence yazsa süper olur. Hatta yazsın. Annesi olarak biraz psikolojik baskı yapmanızda bir sakınca görmüyorum. :))
İyi günler ben kitabi internet üzerinden nasıl okuyabilirim araştırdım bulamadım siteden yardımcı olursanız teşekkür ederim.
Şöyle bir yer buldum. İster dinleyin, ister pdf olarak açıp okuyun. İki seçenek de mevcut.
http://ceyhungrup.jimdo.com/bodrum/su%C3%A7-ve-ceza-oku-dinle/