Bu seriyi çok sevdim. Ama ilk kitaptan ziyade ikincisi daha fazla ilgimi çekti. Tatlı Düşman kitabında gördüğümüz Lord Derick Aveline bu kitapta son görevine çıkmıştır. Ve bu son görevi eski anılarıyla dolu, büyüdüğü yerdedir. Ama o anılar iyi şeylerle dolu değil. Anlayacağınız geçmişi pek parlak olmayanlardan. Gittiği yerde bir hain var ve bu haini bulmak onun için zorlu bir görev. Çünkü görevi için her şeyi yapabilecek bir potansiyele sahip olan casusumuz bu sefer o kadar da acımasız olamayacak. Konusu ilk kitapla benzerlik taşısa da karakterler farklıydı. Bu sefer ki karakterlerden Derick, duvarlarını yıkmakta çok zorlandı. Emma ise aşkı için tavizler verdi. İstemem yan cebime hareketleri sergileyen Derick, bazen sinirlerimi bozsa da çabuk toparlandı.
Yazar, kadınları ve zekâlarını ön plana çıkarmayı seviyor anlaşılan. Çünkü Liliana gibi Emma da zekâsı ile beni etkiledi. Olayların aydınlatılmasında gayet iyi tespitler yaptı. Ve ben yazarın ve serinin bu özelliğini çok sevdim. Kendi ayakları üstünde durabilen eski çağ kadınları… Diğer ve çok güldüğüm bir farklılık ise Emma’nın deyimleri sürekli yanlış söylemesiydi. Bakınız;
Emma, “eğer kaya gediğine oturuyorsa” der gibi omuz silkti.
Can çıkmadan huy çıkmıyordu.
"...Seni görmek istiyorum. Ne de olsa, göze göz kaşa kaş, değil mi?” diye mırıldandı.
Gibi :)
Seriyi tavsiye ediyorum ancak bir sorun var. Buna da değinmek istiyorum. Tarihi-aşk kategorisine yayın evleri çok önem vermiyor gibi. Çünkü yavaş ve çok uzun aralıklarla piyasaya sürüyorlar. Ama diğer türlerde bu durum biraz daha farklı. Umarım bu serzenişimizi duyarlar da diğer türlerde ki sıklıkları, bu tarzda da görürüz.
Serimiz 3 kitaplık bildiğim kadarıyla. Sonuncusunun yakında çıkması dileğimle, keyifli okumalar.
“Yetişkinlik hayatımın tümünde başka biriymiş gibi davrandım, Emma,” diye mırıldandı, boğazındaki ani acıya karşı yutkunarak. “Sana artık gerçekte kim olduğumu söyleyemem.”
http://satellitebook.blogspot.com.tr/2016/02/yorum-tatl-intikam-heather-snow.html