Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Bilimin önemi Kuran'ın yüzlerce yerinde geçer. Kur'an ın kapağını dahi açmayarak bu tartışmaya girdiğinizi bu sorduğunuz soru açıkça gösteriyor. Allah kendisinden en çok bilginler ürper diye boşuna demiyor. Çünkü Kur'an sonsuzluğun kitabı olduğundan araştırdığınız her şey, bulduğunuz her bilimsel veri Kuran'ı doğrulayacak ve onu tefsir edecektir. Kur'an da şu an anlayamadığınız bir nokta varsa bu insanlık bilim düzeyinin yeteri kadar gelişmediğini gösterir ki bu gayet normaldir. Çünkü kıyamet kopmazsa bu kitap 2500 yılında da geçer.
Allah'ın oku emri geneldir. Sadece Kuran okumak değil. Okunmaya değer her şey okunacak her şey araştırılacak. Her şey bir ayettir. Kuran dışında ayrıca insan kitabı ve evren kitabı vardır. Bunların da çok iyi araştırılması gerektiğini Allah bize bildiriyor. Bu yüzden islamın temel ibadeti namaz değil, okumaktır. Aklınızda kalmasın diye ilimle ilgili birkaç ayet vereyim.
- İyice araştırıp kavrayan bir topluluk için ayetleri biz tam bir biçimde ayrıntılı kıldık. ( En'am,98)
-Derin derin düşünen bir topluluk için ayetleri böyle ayrıntılı olarak veriyoruz.(Yunus,24)
- Allah aklını işletmeyenlerin üstüne pislik yağdırır.(Yunus, 100)
-O Kur'an kendilerine ilim verilenlerin göğüsleri içinde, akla ve ilme dayalı ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi, zalimlerden başka hiç kimse inkar etmez. (Ankebut,49)
Bu ayetler sadece fragman. Daha neler neler var. Ben sizin islam dinine inanmayışınızı İslam dinini çeşitli sebeplerle doğru öğrenmemiş olmanıza bağlıyorum. Araştırarak çözülmeyecek şeyler değil. Tekrar söylüyorum, her sorunuza açığım.
İlk emrinin "Oku!" olması inanmak için başlıca bir neden değil midir zaten ?
Aslında bir iki şey yazacaktım neden inanmadığım(ız)la ilgili; ama cennete girmenin şartları arasında "bilim ve değer üretmek" dediğinizi görünce vazgeçtim.
Bu Kuran'ın neresinde yazıyor tam olarak?
Arkadaşlar yorumları okuyunca inanın çok şaşırdım ve siz İslam dinini nereden öğrendiniz sorusu geldi aklıma. Hiç Kur'an ı açıp okumadınız mı? Hristiyanlar, yahudiler cennete gidemeyecek te ne demek. Cennete gitmenin kabul edilmiş 3 şartı bulunmaktadır. Allah'a inanmak, ahirete inanmak, bilim ve değer üretmek. Bunları yapan insanın hangi dine inandığının bir önemi yoktur. Ben kendilerine ateist diyen insanların neden Allah'a inanmadıklarını, deist diyenlerinde Allah'a inanıp getirdiği dine neden inanmadıklarını bilmek istiyorum ama kulaktan dolma bilgilerle bana gelmeyiniz. İslam dini ile ilgili kafanıza takılan her soruyu sorun, ben size cevaplamaya çalışacağım.
Bi kere islamı örnek olarak alırsak, ne kadar iyi bir insan olursak olalım müslüman değilsek cehennemlik oluyoruz. Örneğin Van depreminde Japonya'dan Türkiye'ye gelip buradaki insanlara yardım eden daha sonra Van'daki ikinci depremde yıkılan bina altında kalarak ölen 2 Japon vatandaşının cehennemde yanacağını öne süren bir dine inanmak tamamen ahlaka aykırı geliyor bana. Her naneyi yiyen adam namaz kılıp cennete gidecek, hayata hep iyi niyetle yaklaşan kimsenin kötülüğünü istemeyen ama İslam tanrısına inanmayan cehenneme gidecek, yav he hee...
Üzgünüm ama yıllardır bu tartışmaların içinde sıkışıp kalmış bir birey olarak Tanrı kavramını sorgulamayı abes buluyorum.
"İbrahimi Dinler'in Tanrısı"nın varlığını tartışabiliriz, alternatif dinlerin tanrılarını da öyle. Ama "Big Bang'in arkasında bir güç var mıdır?" sorusuna cevap aramanız beyhude olacaktır.
Tartışmada kapsam daraltmasına gitmeniz çok daha akıllıca olacaktır.
Tanrıya inanıp haksız çıkarsanız da bir kaybınız olmaz diyorlar da, ömrünü çarşaflar içinde tanrıları öyle istediği için bir köle gibi yaşayan kadıların hiç kaybı yok mu sizce? Kısıtlanmış bir hayat, tanrıdan korktuğun için yaşayamadığın hayat zaten kaybın kendisidir. Herkesin inancı kendine, tanrının olmadığını söylemiyorum, var olabilir de. Fakat dinlere inanmıyorum. Ne kadar kabul edilmese de çoğu dini inanç anne ve babadan gelir. Hristiyanlara göre müslümanlar, müslümanlara göre hristiyanlar cehenneme gidecek. Hayatında günah işlememiş olsan da dini inancın yüzünden sonsuzluk boyunca yanma tehdidi doğru gelmiyor bana.
evet arkadaşlar, inanan da inanmayan da mevcut, inanan da kendini haklı görmekte inanmayan da. bu noktada söylenecek bir şey yok kimse kimseyi ikna etmekle yükümlü değildir, bu noktada tartışacak başkaca bir şey yoktur. bireysel alana müdahale edilemez. irade sahibi olduğumuz kesin olmakla insanlara düşen saygıdan ibarettir. yüzyıllardır bu mesele var ve tartışılıyor sona değin de sürecek tartışmak iyidir ve lazımdır ancak bence insanları terbiyesiz ve seviyesiz olarak nitelememek gerekir. seviyeye karar veren kim? bilim ne kadar inançsızlar için delil ise inançlılar için de delildir. kaldı ki ibna sinayı, harezmiyi ali kuşçuyu takuyiddini ibni haldunu ve daha bilmediğim hatırlamadığım nice bilgini anmak isterim, müslümanların sonradan yozlaşmaya yüz tuttuğu akıldan uzaklaşarak hurafeler ve gösteriş batağına saplandığı kabulüm, aslında söylemek istediğim bilim bir bayrak yarışıdır, inançlılar veya inançsızların değldir, insanlığın ortak mirasıdır ve insan içindir. ancak elbetteki açıklamalara kaynak göstermek de çok önemli, böyle bir kaynak gösterilmiyorsa ileri sürülenin şahsi fikir olduğu belirtilmeli. bence bilim nedenle de ilgilenir. çünkü sonuç nedenden ileri gelir, nasıl ise nedenden sonuca olan süreci açıklar. anlaşılan dış dünyada hem inananlar hem de inanmayanlar kendileri için pek çok gerekçe ortaya koymakta, peki iç dünyamıza ne demeli oradaki " eşitliği" belki iç dünyamız çözebilir mi?? bu tartışma daha çok su götürür... herkes vicdan, akıl, empati yeteneği, merhamet duygularına ssahip olsun bana yeter :)
Bakinız, yine bilimi inancınıza dayanak gösteriyorsunuz. Bilim insanlarının "Big bang vs. gibi bilimsel olayları zamansız mekansız bağımsız bir gücün başlatması gerekir." gibi gibi bir çıkarımı da sözü de yok. Evrenin bilim yapmaya uygun yapısının olması Tanrı ile daha iyi açıklandığı iddiası inançlıların kendi çıkarımlarından ibaret. (Lütfen kaynak gösteriniz, kişisel deneyimleri ve ya çıkarımları değil.)
Bilim açıklayamadığı soruların yerine kolaya kaçıp Tanrı'yı koymaz; aksine araştırmalarına devam eder.
İnce bir ayar yok, örneğin Dünya'nın eğimi azalıyor, kıtalar yerinden oynuyor, ozon deliniyor, kaynaklar azalıyor, önlem alınmazsa Dünya yaşanmaz bir hale gelecek, ki Ay'a ve Mars'a yerleşim hayal değil. Araştırmalar (Su vs.) sürüyor. Şimdi Mars Güneş'e Dünya'dan daha uzakken ne tür bir Tanrı'nın mm'lik ince ayardan bahsediyorsunuz. Bu senaryoya göre bile İnsan çoktan Tanrı'yı aştı...
Yine 60-70 milyon yıl önce dünyaya çarpan meteordan bahsetmiştim, hani dinozorların tamamını ve canlılığın çok çok büyük bir oranını yok eden... Nasıl ince bir ayarmış ki koskocaman bir meteor çarpıp neredeyse tüm canlılığı yok ediyor.
İkincisi bilim "neden olmuş?" sorusu sormaz. Olanla ilgilenir ve "nasıl olmuş" sorusunu sorar.
Elbette bilim ateistlerin tekelinde değildir; ancak görünen köy de kılavuz istemez. İnançlılar bilimsel gelişmeleri inançlarına alet edip, alakası olmadığı halde inançlarına dayanak gösteriyorlar. Bir de üstüne bir iki kavramdan bahsedip zaman bilimsel olduklarını düşünüyorlar. Yapılacak şey basit: KAYNAK GÖSTERMEK.
Bir şeyin "olmadığına" delil gösterilmez, "olduğuna" gösterilir. (Bu bile neden bilim sözcüğünü ağzınıza almamanız gerektiğini gösteriyor.) Bize Plüton'un hemen alt tarafındaki (atıyorum) Klek isimli tanrının "olmadığını" kanıtlayabilir misiniz? Kanıtlayamazsınız, Plüton'a gidip gözlem, deney yapıp incelemedikçe.
BU TARTIŞMALAR BİLİM ADAMLARI DÜZEYİNDE YAPIL"MI"YOR. BUGÜN BİLİM DÜNYASININ ÇOK BÜYÜK BİR KISMI İNANÇSIZDIR, (Kİ HİÇBİR İNANÇSIZIN BU ORANA RAĞMEN BUNU TANRININ OLMADIĞINA YORDUĞUNU GÖRMEDİM; AMA AKSİNI ÇOK GÖRDÜM.) Kİ BİLİM İNSANLARI TANRI KONUSUYLA İLGİLENMEZ.
Evet, dendiği gibi burada konu "neden inanmıyorsunuz ve ya neden inanıyorsunuz," sorusu. İnsanları terbiyesizlikle, seviyesizlikle suçlamışsınız ki, inanın, bilimin b'sinden anlamadığınız, alakası bile olmadığı halde inançlarınıza dayanak göstermeniz ve bunları yaparken hiçbir bilimsel kanıt sunmamanız daha büyük bir terbiyesizlik, seviyesizlik.
Şöyle bir soru sormak lazım; dünya biz yaşadığımız için mi yaşama elverişli şartlarda , yoksa dünya yaşama elverişli olduğu için mi biz yaşıyoruz ? Hangisi daha mantıklı sizce ?
Milyarlarca galaksi içersinden, kat milyarlarca güneş sistemindeki, kat kat milyarlarca gezegen arasından birinde yaşama elverişli koşullar oluşmuş. Çok mu büyük bir mucizedir bu ?