Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Nedir bu sınırlar?
Tartışma sitesi değil se böyle bir konunun ne işi var? Baştan kuralları net bir şekilde koyarsınız, "Kitaplar dışında konuların yeri burası değil," diye. Kitaplar dışında tartışma konusu açılmaz ona göre.
Sınırmış? Kimseye hakaret etmeden (besbelli ki eleştiriyi hakaret sayıyorsunuz) yazıyorum konunun gidişatına göre, varsa bir cevabınız konuyla ilgili yazın ya da görmezden gelin, benim ne yayıp yapmayacağımı söyleyeceğinize.
Haddinizi bilin biraz ya!
@Son_Silahsor
Tartışmaya dahil olmak istemem, ancak bir fikrimi belirtmeyi gerekli görüyorum.
Bahsettiğiniz terörist örgütler, İslam'ı değil; Siyasal İslam'ı kullananlardır. Bunların temel amacının İslami Cihad değil, başka zümrelerin medyaya sunduğu İslam figürü olmak olarak görüyorum. Ki temellerini oluşturan cihat fikri, İslam'a ters bir durumdur.
İslam ve diğer dinler, yıllar içinde çoğu konuya ve zümreye malzeme olmuşlardır. Bu inançları kendilerine göre yorumlayan, kendi arzularına göre değiştiren ve böyle kabul ettirenler; en sonunda bunları bir zorunlulukmuş gibi gösterip, inancın orjinaline mal etmişlerdir.
Bu sebeple tüm cemaatler, tarikatlar ve diğer zümreler; rant sağlamak amacıyla oluşturulan zararlı topluluklardır.
Namazın tarifi ile ilgili bir şeyler söylediğini gördüm, bu konu kişisel yorum gerektirir.
Şu an İslam'a mal olmuş namaz anlayışı, eski kabilelerin putperest ibadetleri ile aynıdır. Yani büyük bir reform getirdiği söylenen İslam, bu konuda yanılgıya düşmüştür. Eğer Kuran'da namazın geçtiğini kabul edersek, İslam'ın çelişkisini de onaylamış oluruz.
Ancak şöyle bir ihtimal vardır ki, bahsedilen putperest ibadet şekline bakarak; İslam'ın namaz tarifinin ve şu anda uygulanan ritüelin farklı olduğu sonucuna da varabiliriz. Fakat realist bir bakış açısı ile, böyle bir reformu kimse onaylamaz.
Bu sebeple, inançların kişisel yargılara dayandığı bir kez daha ortaya çıkar.
Hararet hardadır sac da değil.
Keramet baştadır taç da değil.
Her ne arar isen kendinde ara.
Kudüs'de Mekke'de Hacda değil. HACI BEKTAŞ-İ VELİ
@mvsyrsln,
İslam'da insan öldüren birinin dinden çıkacağı ile ilgili bir hüküm yok. Adam Müslümansa, kendine öyle diyorsa, ne yapmış olursa olsun bu konuda yargılamak kimseye düşmez. Böyle bir şey yapmış adam, İslam'a göre, büyük bir günah işlemiş olur, dinden çıkmaz. Allah'a inanan birine düşen "En iyisini Allah bilir, cezasını Allah verir," demektir. Adamın yaptığını İslamla bağdaştıramayıp "Bu adam Müslüman değildir," deyip Müslüman olup olmadığına karar vermek Allah'a şirk koşmaktır. (Elbette yaşadığı coğrafyada yargılanması vs. farklı bir konu.)
@Jin,
Kesinlikle aynı fiirdeyim. El-Kaide örneği, yorum farkı ile ilgili bir örnekti ve sorularımın, insanların kendi çıkarımlarına, yorumlarına dayanarak cevaplandırılamayacağını belirtmekti amacım. Çünkü bu gibi örneklere dayanarak görülüyor ki biri bir ayetten iyilik, güzellik getiren bir şey çıkabilirken diğeri tam tersi bir şey çıkarabiliyor.
Her şeyin bir sebebi vardır,bu bilim içinde geçerlidir,galaksilerin çarpışması,big bang vs. gibi bilimsel olayları zamansız mekansız bağımsız bir gücün başlatması gerekir.Bunu inanan bilim adamları söylüyor.
Bigbang olduğunda sadece katı maddeler değil protonlar,nötronlar,elektronlar ve süper enerjik ışık huzmeleri de ortaya çıktı,bu ışık huzmeleri sonunda yaşamı oluşturdudu.
Nötronlar protonlar elektronlar bir araya geldi ve hidrojeni ve helyumu oluşturdu binlerce adım ve birbirini takip eden birbirinden ağır elementlerin birleşimi sonucu yaşam elementleri meydana geldi vs. evren meydana geldi
Güneş ne hikmetse merkezde konumlandı,merkür venüs ve dünya belli yörüngelere geçti,ısı is suyun dünyada kalabilmesi için belli bir dengede kaldı,çok sıcak olsa buharlaşma,soğuk olsa buz olurdu.
....En temelinde ışık huzmeleri ,nasıl sevinen üzülen aşık olan ,6.hissi olan bir şeye dönüşebilir ? Elbette herşeyin bilimsel açıklaması var,açıklanmayanlarda gün gelecek bulunacak..
Evrenin bilim yapmaya musait bir yapisinin olması Tanrı ile daha iyi açıklanıyor.
Galaksilerin çarpışmasını bir yaratıcının olamayacağına delil değildir kesinlikle,dünyanın konumu büyüklüğü jüpiterin dünyaya yakınlığı , güneşe karşı konumu,uydumuzun bize olan uzaklığı gibi 1 milim oynarsa herşeyin altüst olacağı ince ayarın dünyada canlı yaşamının mümkün kılınması için “yapıldığını “ispatlar.
Tanrının olmadığına hiçbir şekilde delil olamayacak şeyleri delil gösteriyorsunuz..Ateist olunca direkt bilim adamı olmuyosunuz yani. Bilim tekelinizdeymiş gibi konuşmanız hoş değil ,
Delil için yazdığınız şeyler sizin içinde geçerdi,taraflı argümanlarla anlaşıldıki bi yere varılamaz, saygı ve edep şart
BU TARTIŞMALAR BİLİM ADAMLARI DÜZEYİNDEDE YAPILIYOR birşeyi kanıtlamaya yada karşı tarafı ikna etmeye çalışmıyoruz,sadece neden inandığımı yazdım,ilk başta yazan arkadaşlar gibi.
Burada konu neden inanmıyorsunuz ve ya neden inanıyorsunuz,inanmak için ve ya inanmamak için sebepler..bu doğrultuda yazılar yazdık ama bazı arkadaşlar terbiyezsizce seviyesiz şeyler yazmış,anladım ki boş bidona vuruyorum
ngt_psy arkadaşın dediği gibi,uzar gider bu tartışmalar,iyi özetlemiş,işin üstadı bilim adamları bile ikiye ayrılmış bu konuda.Saygı ve sevgiyle...
Din karşıtı olabilirsiniz, kendi hayatınız, kendi inançlarınız kimse sizi yargılamaya kalkamaz.
Ama konuşmalarınız kışkırtıcı. Burada inandıkları şeyleri savunuyorlar, üslubunuzdan dolayı.
İnanca bir açıklık getirilir, getirilmez, kanıt vardır ya da yoktur ama burada bir tartışma çıkıyorsa sizin sert üslubunuzla ilgilidir.
Bi zahmet konunun başlığına göre yorum yaz , tartışma sitesi değil demiş bak inanıyosan inandığın ölçüde yaz inanmıyosan inanmadığın ölçüde sınırlarını aşmadan yaz.
Bu konu çok canlar yakar baştan diyim ama bir iki kelime etmek gerekirse eğer; inançlı insanların ana argümanı mükemmeliyet(insan, gezegenler, kar tanesi vs.) üstünde temellenirken, inanmayanlar tesadüf ekseninde tartışmaya giriyorlar. Tabi bu kadar basit bir genelleme işin özünü asla açıklamaya yetmez ama benim gözlemlerim bu yönde olmuştur çoğu zaman. İnananlar mükemmel olanın göreceli olamayacağını(inanmayanlara göre mükemmelliğin genel geçer bir tanımı yok, aynı estetiğin olmadığı gibi) ve tek bir damlanın bile büyük bir varlığın tasarımı sonucu meydana geldiğini, inanmayanlar ise bir yaratıcıya gerek olmadan da bunların oluşabileceğini belirtiyor. Ben de hiçbir dini benimsemesem de bir yaratıcının olduğuna ya da bu türden bir tek olanın varlığına inanıyorum. Tabi bununla ilgili tartışmalara girerken hem konu üstüne çok okumalı ve araştırmalı hem de açık bir zihinle her şeyi tartarak tartışılmalı. Yoksa iş birbirini suçlamaktan öteye geçmez.
Tanrı vardır ama sadece kavramsal olarak ; o da insanların kendi beyinlerinin içinde yaşar.
Gerçekte bu tanrı kavramının akla uygun hiç bir yanı olmadığı gibi son derece de gülünçtür.
İnançların bir ispatı olmaz. Eğer ispatlanabilir durumda olsalar idi, inanç olmaktan çıkar; bir realiteye dönüşürlerdi.
İnanmanın ve inanç duygusunun temelinde de, bilinmezlik vardır. İnanç, ''evet'' ve ''hayır'' arasındaki seçim olduğundan dolayı; iki seçeneğe dair her zaman tartışmalar olacaktır. Bu açıdan; tanrının varlığı da, yokluğu da birçok yönden ispatlanabilir.
Tartışılması gereken tanrının meşruiyeti değil, tanrı fikrinin gerekliliğidir.
Bu konu üzerinden baktığımız vakit; öznel ifademle, inanç içgüdüsünün tatmini açısından tanrı fikrinin gerekliliğini savunabilirim.
Ancak diğer türlü bir tartışma, boşa vakit kaybı olacaktır.