Güneş buluttan sıyrılıkten Koleranın âlemci kadınları bir omuz darbesinde yıkılacakmış gibi duran evlerinin önünde oto tamircileriyle, marangozlarla, tornacılarla aslanlar gibi muhabbete koyuldular. Bir yandan da kaynak yaparken elleri titreyen ustalara esrarı daha kallavi içmeleri için zıvana hazırlamaya başladılar. Köylü kadınlar, kocalarının mahalle hakkında anlattıkları korku hikâyelerinden tırstıklarından mahkûmlar gibi camdan bakıyorlardı.
******
Metin Kaçan, ülkemizde her türlü karşıtlığın en yoğun biçimde yaşandığı İstanbul kentine özgü zenginlikte bir toplumsal mozayiği yansıtıyor... Bu alışılmamış romanın en çarpıcı yönü, kuşkusuz dili.YILDIZ ECEVİTGünümüz argosunun birçok sözcük ve deyimini ilk kez yazıya geçiren Metin Kaçanı yalnızca edebiyat açısından değil, sözlükçülük açısından da kutlamak isterim.HULKİ AKTUNÇBana öyle geldi ki Ağır Roman şu yaşanan şizofrenik rüyanın şimdilik tek yazılı belgesi. İşitebilenler için siren sesleri... Yaşamın daha ilk anda yalnızca ölüme koşullandığı bir dünya; ölüm, cinayet, yangın, karanlık, serserilikler, bitirimlik, uyuşturucu ve bilinemeyecek bir sevgi. Öyle bir sevgiyi dile getirmek herhalde kolay değildi. Yazar, apaçık bir ustalıkla başarmış. SELİM İLERİ
******
Güneş buluttan sıyrılıkten Koleranın âlemci kadınları bir omuz darbesinde yıkılacakmış gibi duran evlerinin önünde oto tamircileriyle, marangozlarla, tornacılarla aslanlar gibi muhabbete koyuldular. Bir yandan da kaynak yaparken elleri titreyen ustalara esrarı daha kallavi içmeleri için zıvana hazırlamaya başladılar. Köylü kadınlar, kocalarının mahalle hakkında anlattıkları korku hikâyelerinden tırstıklarından mahkûmlar gibi camdan bakıyorlardı.
******
Metin Kaçan, ülkemizde her türlü karşıtlığın en yoğun biçimde yaşandığı İstanbul kentine özgü zenginlikte bir toplumsal mozayiği yansıtıyor... Bu alışılmamış romanın en çarpıcı yönü, kuşkusuz dili.YILDIZ ECEVİTGünümüz argosunun birçok sözcük ve deyimini ilk kez yazıya geçiren Metin Kaçanı yalnızca edebiyat açısından değil, sözlükçülük açısından da kutlamak isterim.HULKİ AKTUNÇBana öyle geldi ki Ağır Roman şu yaşanan şizofrenik rüyanın şimdilik tek yazılı belgesi. İşitebilenler için siren sesleri... Yaşamın daha ilk anda yalnızca ölüme koşullandığı bir dünya; ölüm, cinayet, yangın, karanlık, serserilikler, bitirimlik, uyuşturucu ve bilinemeyecek bir sevgi. Öyle bir sevgiyi dile getirmek herhalde kolay değildi. Yazar, apaçık bir ustalıkla başarmış. SELİM İLERİ
******
Bir günde okunacak kadar akıcı ve sade bir kitap. Çok özgün ve özgün olduğu kadar da hoş bir dili var. Sistemin, olduklarından daha farklı olmalarına asla izin vermeyeceği insanların, sistem safralarının(sistem safrası tanımını bir kitapta görmüştüm) bir hikayesi. Müthiş bir dram ve elbette o dramı yaratan büyük bir aşk. Sevip de kavuşamamak üzerine kurgulanan sayısız aşk hikayesine inat, kavuşup da ayrılamamak üzerine bir aşk hikayesi var kitapta bana kalırsa.
Filmi de güzeldir lakin o kitabın filmi bu değil, sanırım o yüzden rahmetli Metin Kaçan' ın filmden nefret ettiği söylenir.
Kitaptan bağımsız olarak düşündüğümüzde müzikleriyle, yaratılan atmosferle ve oyunculuklarıyla çok başarılıdır, ama ben genel kanının aksine ben Okan Bayülgen' in bitirim olduktan sonraki halini pek tutmadım. Belki yüzüne ekranlardan fazla aşina olduğumuzdan dolayı, belki de kitaptaki Salih' in daha oturaklı bir karakter olmasından dolayı Okan Bayülgen bana bitirim biri gibi değil de bitirirm birini taklit eden biri gibi geldi.
zamanı kim okşayabilir ki?(kitap bu satırlarla başlar)
+ dün gece kolyeni bende unutmuşsun
- yangında düşürdüm sanıyordum
+ yangın sayılır
eşek kadar adam tıbı, gözyaşlarını karların üzerine saça saça berber ali'nin mekanına doğru süzüldü. sağ omzundaki melekler defterlerini çıkarıp tıbı'nın hayatındaki mutsuz günlerinin en babasını yaşayacağını not ettiler
- o günden sonra kısa bir pazarlık neticesinde şakaklarını kahkaha tanrısına kiraya verdi..
-her yaşamın bi ağırlığı vardır, seninki kaça tartıyor
http://ebediyenedebiyat.blogspot.com/2011/09/agr-roman-metin-kacan.html
Kolera Sokağı'nın korkulan, yanaşmaya çekinilen ama bir şekilde hep merak edilen yaşamının var olan tek anlatısı... Evet edebi bir şaheser değil belki ama anlattıklarıyla burnumuzun ucundaki "öteki"leri konu alan yeri doldurulamaz bir eser.
Ayrıntılı incelemesi;
http://atalante86.blogspot.com/2013/05/zorba-dunyann-oykusu-agr-roman.html
Çok farklı bir roman, yer yer Gabriel Garcia Marquez ya da İhsan Oktay Anar tadı veriyor. Tam bir varoş ağzıyla, argo deyimlerle yazılmış olması çok enteresan bir hava katıyor. Ama sahi Tarlabaşı'nda hayatlar bu kadar dejenere midir?
roman tekniği açısından baktığında zayıf kalabilir ama cümleler..anlatım..benzetmeler..argolar harika..
zamanı kim okşayabilir ki diyen adamı alkışlamak gerek...
romanda gıli gıli salih intihar girişiminde bulunuyor ama başarısız...gılı gıli salih karekterine can veren kişi metin kaçanın kendisidir..ve intiharla biten bir hayat....agır roman..mutlaka okunmalı...hele de ıstanbulu da yaşayanlar....
mükemmel bir kitap türkiyede bir çağı kapatıp yeni bir çağ açan yeraltı edebiyatı akımını başaltan bir eser,yalnız kitabın sonunu bağlama kısmını beğenmedim.
Metin Kaçan'dan Tarlabaşı'nın arka sokaklarını, gözardı ettiklerimizi, eroinmanları, esrarkeşleri, yaptığı cansız mankenle sevişenleri tüm gerçeklikleriyle anlatan başyapıt. Ayrıca Gılı Gılı Salih ile konsomatris Tina'nın aşkı Leylâ ile Mecnun'un aşkıyla ölümüne kapışır.
Dilini çok başarılı buldum.Bana İhsan Oktay Anar'ın Suskunlar isimli romanını anımsattı niyeyse.Olayları yaşar gibi, romanın geçtiği yerler gözümde canlana canlana okuduğumu söyleyebilirim.
153 sayfa