Yayımlandığı anda çoksatan listelerine giren, Hugo, Nebula, Locus, Bram Stoker ve SFX gibi ödülleri kazanarak zoru başaran Amerikan Tanrıları, bu kez yazarın tercih ettiği metinle karşınızda. Kitabın onuncu yılı için hazırlanan bu özel çalışma, sadece yeni önsöz ve sonsözlerle değil, metne yapılan eklemelerle de genişletildi ve Neil Gaiman’ın hayal gücünü gözler önüne seren bu başyapıtın benzersiz bir edisyonu ortaya çıktı. Gölge son üç yılını hapishanede geçirmiştir ve tahliyesine iki gün kala karısının ölüm haberini alır. Cenazeye katılmak için uçağa biner. Yanına en masum tanımla “esrarengiz” denilebilecek Bay Çarşamba oturur. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. “Artık Gölge on yaş daha yaşlı. Amerika da öyle. Ve Tanrılar beklemede.”
(Tanıtım Bülteninden)
Yayımlandığı anda çoksatan listelerine giren, Hugo, Nebula, Locus, Bram Stoker ve SFX gibi ödülleri kazanarak zoru başaran Amerikan Tanrıları, bu kez yazarın tercih ettiği metinle karşınızda. Kitabın onuncu yılı için hazırlanan bu özel çalışma, sadece yeni önsöz ve sonsözlerle değil, metne yapılan eklemelerle de genişletildi ve Neil Gaiman’ın hayal gücünü gözler önüne seren bu başyapıtın benzersiz bir edisyonu ortaya çıktı. Gölge son üç yılını hapishanede geçirmiştir ve tahliyesine iki gün kala karısının ölüm haberini alır. Cenazeye katılmak için uçağa biner. Yanına en masum tanımla “esrarengiz” denilebilecek Bay Çarşamba oturur. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. “Artık Gölge on yaş daha yaşlı. Amerika da öyle. Ve Tanrılar beklemede.”
(Tanıtım Bülteninden)
Başarılı olmaya çok yaklaşan, ama malesef kopuk anlatım tarzı nedeniyle ve gereksiz yere uzatılmış öyküsüyle yer yer çok canımı sıkan bir kitap oldu, Amerikan Tanrıları. Ana hatlarıyla çok ilgi çekici bulmuş olmama rağmen, hikayenin gelişim aşamasının çok tekdüze olması, finale gelindiğinde büyük bir heyecan yaşamanıza engel oluyor. Yine de dahice düşünülmüş karakterler ve esprili bir dile sahip olan diyaloglarla gülümseyerek okuduğum bir kitap oldu. Finalinden de tatmin oldum diyebiliriz.
http://kitaphayvaniningunlugu.blogspot.com/2012/06/kitap-yorumu-amerikan-tanrlar-neil.html
Art arda Neil Gaiman'ı okumanın verdiği keyfi size kelimelerle anlatamam. Evet, 5 kitabını, seriymişçesine, birbiri ardına okudum. Ama öyle hızla değil. Sindire sindire. Kelimeleri içime çeke çeke.
Öncelikle beni bu yazarı okumam için sürekli iteleyip, moral ve gaz veren birtanecik "türdeşim"e sonsuz teşekkür etmeliyim. Birlikte Cağaloğlu'ndaki İthaki Yayınları'nın dağıtım yerini bulduğumuz için de ayrı olarak mutluyum. Bu sayede tüm Neil kitaplarıma neredeyse yarı fiyatına sahip oldum.
Neil Gaiman, gerçekten eşsiz bir yazar. Sırayla Mezarlık Kitabı, Yokyer, Koralin: Gizli Dünya ve Yıldız Tozu'nu okudum, ki hepsi birbirinden güzel kitaplardı. Ve yine türdeşimin tavsiyesi sayesinde bu sırayla okuduğum için Gaiman'ın ne kadar değişip aynı zamanda aynı kalabileceğini fark ettim. Ve yine bu sayede Amerikan Tanrıları'nı sona bırakıp finali muhteşem bir şekilde yaptım.
Dediğim gibi, kitap hakkında söylenecek çok şey var. Öncelikle mitoloji delilerinin bile kafasını karıştıracak cinsten bir Tanrı kalabalığı olduğunu belirtmeliyim. İskandinav tanrılarından, Mısır tanrılarına, Haiti tanrılarına kadar sayamayacağım kadar çok mitoloji iç içe geçmişti. Bu çoğu zaman kafa karıştırıcı olsa da o kafa karışıklığını yaşamak bile ayrı bir keyif veriyor. Fakat kitapta kesinlikle bir anlaşılmazlık, sıkıntı söz konusu değil. Aksine heyecan ve merak unsurları her daim zirvede.
Ana karakterimiz Gölge, bir hırsızlık vak'asına karışmasının ardından 3 sene hapis cezasına çarptırılmıştır ve cezası bitmek üzeredir. Tam nasıl eski yaşamına dönüp sıradan şeyler yapacağını düşlerken, cezaevi müdürü tarafından çağrılır. Gölge, sessiz sedasız çektiği cezasında kesinlikle bir kusur bulup süreyi uzatacaklarını düşünürken çok daha farklı bir haber alır: Karısı Laura ölmüştür. Bu haberle beraber Gölge'nin erken tahliyesine karar verilir. O ise ne yapacağını bilmez bir şekilde daha önce Laura'nın ayırttığı uçak biletleriyle kendi şehrine gitmek üzere uçağa biner. Ve uçakta hayatını alt üst edecek, adının Çarşamba olduğunu söyleyen, adamla tanışır.
Kitapta Gölge vasıtasıyla Amerika'yı eyaletlerinden tutun küçük kasabalarına kadar dolaşıyoruz. Ve her gittiğimiz yerde farklı biriyle, daha doğrusu tanrıyla karşılaşıyoruz. Karakter çeşitliliği bol olan bu kitapta benim en çok ilgimi çeken İskandinav mitolojisinin ürünlerinden sabahı, akşamüzerini ve geceyi temsil eden, Zorya Utrennyaya, Zorya Vechernyaya ve Zorya Polunochnaya oldu.
Amerikan Tanrıları'nın üzerinde çok zaman harcandığı ve emek sarf edildiği her satırında kendini belli ediyor. Gerçekten ince işlenmiş cümleler ve kendini müthiş bir şekilde gizlemiş hikayeler mevcut kitapta. Açıkça söylemek gerekirse, pek çok kişinin de belirttiği gibi Neil Gaiman'ın başyapıtı niteliğinde Amerikan Tanrıları. Diğer kitaplarından çok daha yetişkin işi ve tüm uzunluğuna rağmen son derece akılda kalıcı.
Fantastikseverlerin, hatta sevmeyenlerin bile kesinlikle okuması gereken bir kitap!
Neil Gaiman'ın hayal gücüne hayran kalmamak elde değil. Bana sadece: "Sen yaz, biz okuyalım." demek kalıyor.
Keyifli okumalar.
Fazla Amerikan ve bir türlü ilgi çekici hale gelemedi. Çok fazla gereksiz ayrıntı ile uzatılmış.
200 sayfalık kitap vardır, gereksiz yere uzatılmıştır, sıkar. 1000 sayfalık kitap vardır, her kelimesinin hakkı verilmiştir ve hiçbir fazlalığı yoktur. Amerikan Tanrıları ise 600 sayfalık orta kalınlıkta bir kitap olmasına rağmen içinde fazla detay, fazla kopukluk barındıran bir kitap. İlk başladığımda üç günde biter bu diye düşündüğüm, ama bir haftaya uzayan, arada bir yerde takıldığım ve iki gün boyunca okumayı canımın çekmediği bir eser.
Kötü mü? Değil. Hatta sırf birikimi nedeniyle okunmalı. O kadar şey araştırılmış ki, kitaptaki emek sayfalardan damlıyor, sırıtıyor okura. Buna rağmen arada alaka kuramadığım bölümler var. Keşke bu kadar uzatılmasaymış da aldığı yorumları daha çok hak etseymiş.
Neil Gaiman' ın Türkçeye çevrilmiş en başarılı kitabıdır. eski tanrılar, yeni tanrılar, insanlar.. tavsiye ederim.
Bu kitap beni tatlı bir bunalıma sokuyor. Ara sıra tekrardan okumak istiyorum.
Harika bir eser , bence herkes okumalı.
Tanrılar unutulursa ve inananları kalmazsa ne olur? Bu sorunun fantastik ve gizemli hikayesi. Yazarın diğer kitaplarından farklı ama ben sevdim, tavsiye ederim.
http://www.kontesce.com/2013/03/amerikan-tanrlar-neil-gaiman.html
Birkaç bölümlük dizi izlemişim gibi hissettirdi bu kitap bana. Belki konusu belki yazarın anlatım tarzından dolayı bilmiyorum. Bir süre ara vermek zorunda kalmama rağmen hikayeden hiç kopmadım. Gerek karakter zenginliği gerekse konunun orijinalliği olsun bayıldım ben bu kitaba. Neil Gaiman zaten hiç ön araştırma bile yapmadan kitaplarını aldığım bir yazar, Amerikan Tanrıları'nda da ustalığını çok iyi sergilemiş.
Karton Cilt, 712 sayfa
2017 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı