Aşk Üzerine

Alain de Botton, insanoğlunun yaşadığı en yoğun duygunun haritasını Aristo, Marx, Nietzsche, Wittgenstein, Tolstoy ve Stendhalın rehberliğinde çıkartıyor. Yazarın hınzır, duyarlı, gerçekçi ve bilge kaleminden aşkın tetiklediği ruh halleri birer birer dökülüyor. Bize çok tanıdık gelen bu ruh halleri, derinlikleri, çelişkileri ve sırları ile karşımıza çıkıp aşka dair söylenen, düşünülen ve yaşanan her şeyi aydınlatıyor.Seyahat etmenin inceliklerinden sonra sıra aşık olmanın zorlu, ancak bir o kadar da keyifli anları ile tanışmaya geldi.

Edebiyat dünyasının genç yeteneği Alain de Botton, elinizde tuttuğunuz bu kitapta yüzyılımızı, aşklarımızı, yenilgilerimizi, ihtiraslarımızı tam da Ah, ben de öyle düşünmüştüm / hissetmiştim / yapmıştım dediğimiz yerden yakalıyor. İçinde yaşadığımız dünyanın aşk diye adlandırdığı şeyin, doğumgünü hediyelerinden, hafta sonu kaçamaklarından, yılbaşı partilerini beraber geçirmekten başka bir şey olduğunu -hala- düşünenler için. TADIMLIKAşk, gereksinimlerimizi görülmemiş hız ve özelliklerle yeniden belirler. Gümrük ritüelindeki sabırsızlığım, daha birkaç saat önce varlığından bile habersiz olduğum Chloeye artık şiddetli bir arzu duyduğumu ortaya koyuyordu. Belirtilerini zaman içinde hissettiren, sözgelimi yemek saatlerinde yoklayan açlık duygusu gibi de değildi bu. Salonun öteki tarafında onu bulamazsam -yaşamıma o sabah saat on bir buçukta giren birisi uğruna- ölecekmişim gibi hissediyordum. 13. Böylesi bir hızla âşık olunuyorsa, bunun nedeni belki âşık olmak arzusunun, âşık olunan kişiden önce gelmesidir - gereksinim, kendi sonucunu doğurmuştur. Âşığın ortaya çıkması önceden duyulan (ama hemen bütünüyle bilinçaltında yatan), birisine âşık olmak gereksiniminin ikinci bir evresidir yalnızca - aşk açlığımız o birisinin özelliklerini şekillendirir, arzularımız onun üzerinde billurlaşır. (Ne var ki dürüst yanımız, bu yanılsamaya meydan okumaktan geri kalmaz. Âşığın, gerçekten de hayalimizdeki gibi olup olmadığı, aşksızlık çekmemek için kaçınılmaz olarak yarattığımız bir halüsinasyon mu olduğu yolundaki şüpheler yoklar bizi an an.)

Alain de Botton, insanoğlunun yaşadığı en yoğun duygunun haritasını Aristo, Marx, Nietzsche, Wittgenstein, Tolstoy ve Stendhalın rehberliğinde çıkartıyor. Yazarın hınzır, duyarlı, gerçekçi ve bilge kaleminden aşkın tetiklediği ruh halleri birer birer dökülüyor. Bize çok tanıdık gelen bu ruh halleri, derinlikleri, çelişkileri ve sırları ile karşımıza çıkıp aşka dair söylenen, düşünülen ve yaşanan her şeyi aydınlatıyor.Seyahat etmenin inceliklerinden sonra sıra aşık olmanın zorlu, ancak bir o kadar da keyifli anları ile tanışmaya geldi.

Edebiyat dünyasının genç yeteneği Alain de Botton, elinizde tuttuğunuz bu kitapta yüzyılımızı, aşklarımızı, yenilgilerimizi, ihtiraslarımızı tam da Ah, ben de öyle düşünmüştüm / hissetmiştim / yapmıştım dediğimiz yerden yakalıyor. İçinde yaşadığımız dünyanın aşk diye adlandırdığı şeyin, doğumgünü hediyelerinden, hafta sonu kaçamaklarından, yılbaşı partilerini beraber geçirmekten başka bir şey olduğunu -hala- düşünenler için. TADIMLIKAşk, gereksinimlerimizi görülmemiş hız ve özelliklerle yeniden belirler. Gümrük ritüelindeki sabırsızlığım, daha birkaç saat önce varlığından bile habersiz olduğum Chloeye artık şiddetli bir arzu duyduğumu ortaya koyuyordu. Belirtilerini zaman içinde hissettiren, sözgelimi yemek saatlerinde yoklayan açlık duygusu gibi de değildi bu. Salonun öteki tarafında onu bulamazsam -yaşamıma o sabah saat on bir buçukta giren birisi uğruna- ölecekmişim gibi hissediyordum. 13. Böylesi bir hızla âşık olunuyorsa, bunun nedeni be... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
7 puan

aşk üzerine yazılmış en "mantıklı" kitap.

Profil Resmi
7 puan

aşk üzerine yazılmış en "mantıklı" kitap.

10 puan

OKUDUĞUM EN GÜZEL KİTAP AŞKIN FELSEFESİNİ PİSKOLOJİSİNİ ANLATAN BİR KİTAP TABİKİ YAZAN KİŞİDE FİLOZOF OLUNCA BÖYLE OLMASI NORMAL :))

7 puan

“İnsanın 'sosyal bir yaratık' olması ne demek? İnsanların, yumuşakçalardan ya da solucanlardan farklı olarak kendilerini tanımlayabilmeleri ve bilinçlenmeleri için birbirlerine gereksinim duymaları anlamına mı geliyor? Etrafımızda bizim nerede bitip, başkalarının nerede başladığını gösterecek birileri olmadığı sürece kendi benliğimizi tümüyle kavrayamayız. "İnsan yalnızlık içinde yaşadığında bir karakter dışında her şeyi kendi kendine edinebilir," diye yazmış Stendhal,karakter oluşumunu başkalarının kişiye gösterdiği tepkilerle açıklamaya çalışarak. "Ben" bütünüyle bağımsız bir yapı olmadığı için, başkalarına gereksinim duyar. Kişisel tarihimi özümseyebilmem için beni iyi tanıyan, hatta bazen kendimden bile iyi tanıyan bir başkasına gereksinimim vardır.”
(Alain de Botton, "Ben "in Onaylanması" Aşk Üzerine)


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 225 sayfa
Sel tarafından yayınlandı


ISBN
9755701826

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

cg
1 kişi

Okumuşlar

eacı dudaklarimkilitli özelbil mrvilhn Mavi'nin Sesi
82 kişi

Okumak İsteyenler

fatma yetim sourtimes Kekligün çikolatalıkahkaha cigdemo
25 kişi

Takas Verenler

matalar
1 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski