Sezgin Kaymaz ile Türkçenin merkezine yolculuk!
Matrak lakin vefakar, hırpani ve fakat cefakar, en hararetli yerinden, helalinden öyküler, mektuplar!
Derdi günü, işi gücü dil olan bir yazardan hallere, duygulara, insana, hayvanata dair bir edebiyat ziyafeti.
Cayır cayır evler, köpür köpür Hülya'lar, sinmiş ufacık olmuş önlüklü bebeler, koca koca kararları eline yüzüne patlayan biçareler...
Halk ağzından derlemelerle, icat sözcük ve deyimlerle, bitmeyen enerji ve sürprizlerle bakın bugün size kim geldi!
Sezgin Kaymaz ile Türkçenin merkezine yolculuk!
Matrak lakin vefakar, hırpani ve fakat cefakar, en hararetli yerinden, helalinden öyküler, mektuplar!
Derdi günü, işi gücü dil olan bir yazardan hallere, duygulara, insana, hayvanata dair bir edebiyat ziyafeti.
Cayır cayır evler, köpür köpür Hülya'lar, sinmiş ufacık olmuş önlüklü bebeler, koca koca kararları eline yüzüne patlayan biçareler...
Halk ağzından derlemelerle, icat sözcük ve deyimlerle, bitmeyen enerji ve sürprizlerle bakın bugün size kim geldi!
İlk defa okuduğum bir yazar. Birbirinden hem farklı, hem de birbiriyle bağlantılı sekiz hikayeden oluşan okuması son derece keyifli bir kitap oldu benim için. Anlatım dili öyle samimi ki sırf anlatımın sempatikliği ve gerçekçiliği nedeniyle bile zevkle okunur.Kişinin kendiyle ve çevresiyle barışık olmasını, olduğu gibi kabullenip yadırgamamayı ,hayvan sevgisini öyle güzel anlatmış ki hayran kalmamak mümkün değil. Sezgin Kaymaz'ın okumuş olduğum ilk , ama son olmayacak bu güzel kitabını herkese tavsiye ederim.
Sezgin Kaymaz yine dilini konuşturmuş.
Argo kelimeler rahatsız etmedi hiç okurken.
Öyküden ziyade güzel bir anı kitabı. Pek neşemin olmadığı zamanlarda okumaya başladım ve zaman zaman sesli gülmekten alamadım kendimi. “Tercüme sanattır” ve “Sokakta köpekler evlenir” kısımları özellikle mükemmeldi. Düşündükçe bile gülüyorum. Sonunda da karnıma yumruk yemiş gibi bitirdim. Yazarın diğer kitaplarını okumaya devam edeceğim.
181 sayfa
April tarafından yayınlandı