1919da Torinoda doğan Primo Levi, bu kentin küçük Yahudi topluluğu içinde büyüdü. Torino Üniversitesinde kimya eğitimi gördü. İkinci Dünya Savaşı sırasında Kuzey İtalyada faşizme karşı direnişe geçen arkadaşlarına katıldı, sonra tutuklanarak Auschwitz Toplama Kampına gönderildi. Onca eziyete karşın hayatta kalabildi. Savaş bitince yine Torinoya döndü. Can Yayınları arasında yayınladığımız Boğulanlar, Kurtulanlar adlı kitabını yazıp bitirdikten birkaç ay sonra 11 Nisan 1987de intihar ederek yaşamına son verdi. Bunlar da mı İnsan (1947), onun en tanınmış kitaplarından biri. Bu kitapta Primo Levi, Nazi toplama kamplarında yaşadıklarını, gördüklerini, olağanüstü bir nesnellikle anlatıyor.
1919da Torinoda doğan Primo Levi, bu kentin küçük Yahudi topluluğu içinde büyüdü. Torino Üniversitesinde kimya eğitimi gördü. İkinci Dünya Savaşı sırasında Kuzey İtalyada faşizme karşı direnişe geçen arkadaşlarına katıldı, sonra tutuklanarak Auschwitz Toplama Kampına gönderildi. Onca eziyete karşın hayatta kalabildi. Savaş bitince yine Torinoya döndü. Can Yayınları arasında yayınladığımız Boğulanlar, Kurtulanlar adlı kitabını yazıp bitirdikten birkaç ay sonra 11 Nisan 1987de intihar ederek yaşamına son verdi. Bunlar da mı İnsan (1947), onun en tanınmış kitaplarından biri. Bu kitapta Primo Levi, Nazi toplama kamplarında yaşadıklarını, gördüklerini, olağanüstü bir nesnellikle anlatıyor.
Primo Levi ( 1919 - 1987 ) Yahudi asıllı İtalya kimyager ve yazar.
Levi aslında sonradan yazmaya başlamış. Yaşamı boyuncada 4 veya 5 kitap yazmıştır. Bunlar Da mı insan ilk romanı olup 1986 yılında yazdığı son kitap olan Boğulanlar, Kurtulanları yazdıktan hemen sonra 1987 yılında intihar etmiştir
Yazarın bu kitabına bir anı roman olarak baktığımız gibi bir Nazizm incelemesi gözüylede bakabiliriz.Kitap oldukça kısa 206 Sh ve bunun son 31 Sh sı yazarın çeşitli okul ve konferanslarda kendisine sıkça sorulan sorulara verdiği cevaplara ayrılmış ve oldukça bilgilendirici.
Kısaca levi'n 1943 ılında Auschewitz toplama kampında yaşadıklarını orda gizlice tutmuş olduğu notları anılarında kalanları karıştırarak oldukça sade ve tarafsız yazmış.Zaten kitabın bir yerindede yazarken yargıç olmadığını fırınlara, gaz odalarına ve işkencelere yer vermediğini yazıyor.
Ben çok severek demeye elim varmıyor hüzünle okudum.Her insanda biraz da olsa var olan milliyetçilik duygusunun kendini üstün ırk görmesiyle ne boyutlara geldiğini insanları nasıl canavarlaştırdığını düşünmeden edemiyor insan okurken.Birde ben okudukta sonra yaratılanlar içinde en dayanıklı olanın insan olduğunu bir kez daha anladım.
208 sayfa
1996 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı