1830 civarlarında İspanya'nın Sevilla şehrinde geçer. Eserin baş kadını çok güzel ve ateşli bir tabiatı olan ve bir tütün fabrikasında işçi olarak çalışan bir çingene genç kız olan Carmen'dir. Aşkını kullanmada çok serbest olan Carmen, aşk alanında hiç tecrübesiz bir asker olan onbaşı Don José'yi kandırır. Bu ilişki yüzünden Don José eski nişanlısını bırakır. Birliğindeki üst rütbedeki subayların emirlerine karşı gelip askerlikten kaçar. Bir kaçakcı ekibinin üyesi olur. Carmen kendinden bıkıp boğa güreşçisi Escamillo ile aşk hayatına başlayınca kıskançlığından Carmen'i öldürür.
1830 civarlarında İspanya'nın Sevilla şehrinde geçer. Eserin baş kadını çok güzel ve ateşli bir tabiatı olan ve bir tütün fabrikasında işçi olarak çalışan bir çingene genç kız olan Carmen'dir. Aşkını kullanmada çok serbest olan Carmen, aşk alanında hiç tecrübesiz bir asker olan onbaşı Don José'yi kandırır. Bu ilişki yüzünden Don José eski nişanlısını bırakır. Birliğindeki üst rütbedeki subayların emirlerine karşı gelip askerlikten kaçar. Bir kaçakcı ekibinin üyesi olur. Carmen kendinden bıkıp boğa güreşçisi Escamillo ile aşk hayatına başlayınca kıskançlığından Carmen'i öldürür.
Carmen ve Jose'nin hikâyesinin ya da en azından sonunun bir benzerini Maksim Gorki'nin bir öyküsünde de okumuştum. Galiba Makar Çudra idi bu öykü.
Çingenelerde erkek ve kadınların davranış tarzı demek ki böyle.
Kitapta Çingene tarihinden, bazı fiziksel ve davranışsal özelliklerinden ve dillerinden de bahsediliyor. Ayrıca güzel çingenece deyişler ve atasözleri de öğrenebiliyoruz. Hem trajedik hem de didaktik.
241 sayfa
1972 tarihinde, Hayat Yayınevi tarafından yayınlandı