Flora Tristán, sosyalist feminizmin kurucularından biridir, yaşamını kadınlar ve işçilerin temel haklarının kazanılmasına adamıştır. Floranın gözünde cinsellik, erkeklerin kadınlardan intikam almak için kullandıkları bir şiddet türüdür. Paul Gauguin, bir borsa simsarıyken resim tutkusuna yakalanmış, Kilise ve burjuva yaşamıyla iğdiş edilmemiş, saf ve ilkel bir dünyanın peşinde Tahitiye gitmiştir. Gauguinin gözünde yasaksız, hazzın doruklarında gezinen bir cinsellik yaratıcılığın kaynağıdır. Latin Amerika edebiyatının ustalarından Mario Vargas Llosa, 19. yüzyılın bu iki karşıt karakterini buluşturduğu Cennet Başka Yerdede, Gauguin ile hiç görmediği anneannesi Floranın ortak özlemini yakalıyor: İnsanoğlu için mutluluğun mümkün olduğu bir cennet. Florayla Perudaki yoksulluğun, Londradaki ezici kapitalizmin, Paris varoşlarının dalgalı sularına sürükleniyor okur; Gauguinle zincirlerinden boşanmış bir cinselliğin, yepyeni bir sanatın azgın sularına. Llosa, cenneti arayanların cehennemini anlatıyor okurlarına.
Flora Tristán, sosyalist feminizmin kurucularından biridir, yaşamını kadınlar ve işçilerin temel haklarının kazanılmasına adamıştır. Floranın gözünde cinsellik, erkeklerin kadınlardan intikam almak için kullandıkları bir şiddet türüdür. Paul Gauguin, bir borsa simsarıyken resim tutkusuna yakalanmış, Kilise ve burjuva yaşamıyla iğdiş edilmemiş, saf ve ilkel bir dünyanın peşinde Tahitiye gitmiştir. Gauguinin gözünde yasaksız, hazzın doruklarında gezinen bir cinsellik yaratıcılığın kaynağıdır. Latin Amerika edebiyatının ustalarından Mario Vargas Llosa, 19. yüzyılın bu iki karşıt karakterini buluşturduğu Cennet Başka Yerdede, Gauguin ile hiç görmediği anneannesi Floranın ortak özlemini yakalıyor: İnsanoğlu için mutluluğun mümkün olduğu bir cennet. Florayla Perudaki yoksulluğun, Londradaki ezici kapitalizmin, Paris varoşlarının dalgalı sularına sürükleniyor okur; Gauguinle zincirlerinden boşanmış bir cinselliğin, yepyeni bir sanatın azgın sularına. Llosa, cenneti arayanların cehennemini anlatıyor okurlarına.
Llosa'nın dökümanter romanlarından biri.ünlü ressam Paul Gauguin ve büyük annesi feminist ve devrimci Floran Tristan'ın hayatında bir bakış.
Llosa tarzı okuyanlar bilir çok akıcıdır yine nefis betimlemeler nefis karakterler ve yine gerçekle kurguyu çok güzel harmanlamış. Tahiti betimlemeleri harika resmen geziyorsunuz. Paul Gauguin müthiş aykırı bir tip sanatçı biraz kaçık olur derler ya aynen öyle çok sıradışı .Tavsiye ederim çok güzel bir roman.