Dickens bütün eserleri arasında en çok bu romanı severdi. Bu, belki de David Copperfieldin kendi hayatı üzerine kurulmuş bir roman oluşundan ileri geliyordu. Gerçekten ünlü İngiliz romancısı, dehasının en büyük kudretini bu romanında göstermiş, ruhundaki canlılığı, gözlemlerindeki güçlülüğü, tekniğindeki sağlamlığı bu romanında ölümsüzleştirmiştir diyebiliriz. Öyle ki, Dickens denince, ilk önce akla pek haklı olarak şaheseri kabul edilen- bu romanı gelir. Orada, meraklı olanlar başkahramanının çevresinde dönerken, bu arada daha başka kişiler, çeşitli karakterlerin örnekleri olarak yaşamakta, bunların her biri dahi romancının kaleminden aldıkları ışıkla canlanmaktadır.Endüstrinin emekleme çağında, kapitalizmin acımasızlığı altında, günde on altı saate varan çalışma koşullarıyla ezilen işçiler...Dönemin İngilteresinin, üretim mekanizmasının ve toplumun Dickens tarafından ustaca çizilen portresi...
Dickens bütün eserleri arasında en çok bu romanı severdi. Bu, belki de David Copperfieldin kendi hayatı üzerine kurulmuş bir roman oluşundan ileri geliyordu. Gerçekten ünlü İngiliz romancısı, dehasının en büyük kudretini bu romanında göstermiş, ruhundaki canlılığı, gözlemlerindeki güçlülüğü, tekniğindeki sağlamlığı bu romanında ölümsüzleştirmiştir diyebiliriz. Öyle ki, Dickens denince, ilk önce akla pek haklı olarak şaheseri kabul edilen- bu romanı gelir. Orada, meraklı olanlar başkahramanının çevresinde dönerken, bu arada daha başka kişiler, çeşitli karakterlerin örnekleri olarak yaşamakta, bunların her biri dahi romancının kaleminden aldıkları ışıkla canlanmaktadır.Endüstrinin emekleme çağında, kapitalizmin acımasızlığı altında, günde on altı saate varan çalışma koşullarıyla ezilen işçiler...Dönemin İngilteresinin, üretim mekanizmasının ve toplumun Dickens tarafından ustaca çizilen portresi...
Dickens bütün romanları içinde en çok bunu severmiş. Ben de tüm Dickens eserleri arasında en çok bunu beğenirim. David'in maceralarını o ufacık ellerimle nasıl da soluk soluğa okuduğumu dün gibi hatırlarım. Gerçekten de güzel bir eser...
Charles Dickens'ın tam olarak otobiyografisi diyemeyiz ama hikayeleri oldukça benziyor. Dolayısıyla Dickens'ı sevdiğim kadar seviyorum bu kitabı.
Charles Dickens okumaya başladığım güzel kitap, sonrasında pek çok klasik okuduysam da, en güzeli David Copperfield'di galiba.
Copperfield ismi gerisinde yazar kendi yaşamını yansıttığı için aslında otobiyografik bir eser. Bu sebeptendir ki dolu dolu bir yaşanmışlık taşıyor. Bununla birlikte ne kadar gerçek hayattan beslenseler de birbirinden renkli karakterleri de son derece ilgi çekiyor. Haniyse her biri başka romanların başkarakteri olabilecek derinlikte, canlılıkta ve detaylıca. Bazı tabirler ve betimlemeler kitabın orijinal dilinde çok daha lezzetli olacağı hissi verdi. Benim elimdeki bu değerli baskı ise taşralı karakterlere kendince şive yaptırmak suretiyle apayrı bir tat katmış doğrusu.:)
Charles Dickins'ın kendi ifadesiyle en çok beğendiği, yer yer otobiyografik özellikler taşıyan romanı.
Çok keyifli,naif, ince mizahi bir roman. Ben çok severek okudum neticede bir Dickens romanı üzerine ne denilebilirki. Yalnız bir negatif yanı varsa oda yayıncı Alfa kitabın özensiz, son okuması yapılmamış en az yirmi boş sayfa vs. Sanırım yayınevinin acemilik zamanlarına ( 2003 ) denk gelmiş bu güzelim kitabın yayınlanması. Ama tam metin olarakta sanıyorum bu kitap var piyasada o yüzden alın ve okuyun küçük Davy'ye bayılacaksınız...
Karton Cilt, roman, yabancı, 632 sayfa
2000 tarihinde, Engin Yayıncılık tarafından yayınlandı