Dr. Ali Şeriati, kendi kullandığı terim ile ifade edecek olursak, ''Safevi Şiiliği'' mensubu bir bilim adamı değildir. rnŞeriati, 1977'de 44 yaşında iken dünya hayatı son bulmuş genç ve heyecanlı bir bilim adamıdır. Onun dini eğitim ve inancının sağlamlığı, istisnasız bütün eserlerinde görülür. O, genç yaşında şehid edileceğini biliyormuşcasına, söylenmemiş bir şey kalmasın diye coşku içinde, bütün düşüncelerini heyecanlı bir uslup ve tevhidi bir anlayışla aktarmaktadır.rnŞeriati'nin düşünceleri temelde doğru ve istisnasız iyi niyetle ileri sürülmüş düşüncelerdir. Ne var ki bazı değerlendirmeleri ilk bakışta sarsıcı gelebilir. Böyle bir değerlendirme ile karşılaşıldığında derhal yazar hakkında kötü zanna sahip olunacak yerde; yazının, kitabın veya konuşmanın bütünü değerlendirilirse, yazarın yanlış anlamaları önlemek için sık sık yaptığı açıklamalarla, aynı düşünceye okuyucuyu alıştırdığı ve bu değerlendirmenin ''belki de'' yanlış olmadığı görülecektir.rnYazar, elinizdeki konuşma metninde ''Din Halk Yığınlarının Afyonudur'' sloganını ele almakta ve İslami açıdan eleştirisini yaparak doğru sonuca varabilmenin metod ve yollarını göstermeye çalışmaktadır.rnDr. Şeriati'yi rahmetle anıyor, bu çevirinin de üzerinde düşünülmeye değer bulunacağını ümid ediyoruz.
Dr. Ali Şeriati, kendi kullandığı terim ile ifade edecek olursak, ''Safevi Şiiliği'' mensubu bir bilim adamı değildir. rnŞeriati, 1977'de 44 yaşında iken dünya hayatı son bulmuş genç ve heyecanlı bir bilim adamıdır. Onun dini eğitim ve inancının sağlamlığı, istisnasız bütün eserlerinde görülür. O, genç yaşında şehid edileceğini biliyormuşcasına, söylenmemiş bir şey kalmasın diye coşku içinde, bütün düşüncelerini heyecanlı bir uslup ve tevhidi bir anlayışla aktarmaktadır.rnŞeriati'nin düşünceleri temelde doğru ve istisnasız iyi niyetle ileri sürülmüş düşüncelerdir. Ne var ki bazı değerlendirmeleri ilk bakışta sarsıcı gelebilir. Böyle bir değerlendirme ile karşılaşıldığında derhal yazar hakkında kötü zanna sahip olunacak yerde; yazının, kitabın veya konuşmanın bütünü değerlendirilirse, yazarın yanlış anlamaları önlemek için sık sık yaptığı açıklamalarla, aynı düşünceye okuyucuyu alıştırdığı ve bu değerlendirmenin ''belki de'' yanlış olmadığı görülecektir.rnYazar, elinizdeki konuşma metninde ''Din Halk Yığınlarının Afyonudur'' sloganını ele almakta ve İslami açıdan eleştirisini yaparak doğru sonuca varabilmenin metod ve yollarını göstermeye çalışmaktadır.rnDr. Şeriati'yi rahmetle anıyor, bu çevirinin de üzerinde düşünülmeye değer bulunacağını ümid ediyoruz.
İnancı ne olursa olsun her insanın mutlaka okuması gereken bir kitap.
Ali Şeriati,bu eserinde hepimizin sık sık duymuş olduğu dindar ile dinsizin savaşı, dindar ile dinsizin mücadelesi düşüncesine karşı çıkmaktadır. Ona göre asıl savaş ve asıl mücadele dinler arasında oluyor. Çünkü yazara göre hiçbir insan ve hiçbir toplum dinsiz değildir ve dinsiz olamaz. Bunun için yapılan mücadeleler yapılan savaşlar dindar-dinsiz arasında değil dindarlar arasında olmuştur. Çünkü hazreti Muhammet (SAV) ile mücadele eden müşriklerin de bir dini vardı. Aynı şekilde toplumlar arasında yapılan diğer savaşlarında tarafların dinleri farklı da olsa dinsiz değillerdir. Asıl önemli olan bu dini inancın doğruluğu ve yanlışlığıdır.
klasik bir şii anlayışı üzerinde devam etmektedir. sevenleri tarafından ne ehli sünnet ne de iran tarafından beğenilmediği söylense de, düşünce biçimi olarak imamiye şia'sının benzer özelliklerini üzerinde barındırmaktadır. mesela sahabe inancı imamiye şia'sının aynıdır, kitap bunu açıkça göstermektedir. altını çizerken sayfaları yırtacak kadar beni sinirlendirmesinin başka bir izahı olamaz zaten. sahabeye düşman bir adamın ehli sünnet tarafından dışarda tutulmasını zaten başka türlü izah edemeyiz ama nedense kendine ehli sünnetim diyen kişiler bu adamı göklere çıkarmaktadır. halbuki layığını bularak da ölmüştür. ali şeriati sadece sosyoloji ve felsefe üzerine yazıp bıraksaydı, böyle saçma sapan fikirleri aynı zaman islam sosyolojisi üzerine bina etmesi onu diğer şii'lerden ayırt edecek bir özelliği değildir.
eksi olsa -1000 vermek isterdim.
Kitabı tek cümlede özetlemek gerekirse: "Gerçek Islam bu değil." cümlesini kurmak gerekir. Devamlı dalga geçilen, alay etmenin zeka belirtisi sayıldığı günümüzde, bu cümle de o istihzalardan epey bir nasibini alıyor malumunuz. "Ne ulan bu gerçek Islam? O değil, bu değil, hangisi o zaman?" diye soruluyor ya, cevabın bir ucu da bu eser işte!
Ali Şeriati'nin bir konferans sırasında sunduğu konuşmanın metni olan bu eser, dini hak din ve şirk dini (bence din değil inanış.) olarak ikiye ayırıyor. Şirk dinini ise baş edilmesi kolay bir din olarak tanımlıyor. Baş edilmesi zor olan ise mızrağının ucuna Kur'an'ı takmış olanların savunduğu gizli şirk imiş. Ne kadar doğru. Birbiriyle savaş halinde olanlar dinsizler ile dindarlar değil hak dinine inananlar ile şirk dinine inananlar. Çünkü dinsiz olan kimseler tarih boyunca hiçbir topluluk kuramamışlar; ekonomik, sosyal hiçbir oluşum gerçekleştirememişler. Tarih boyunca insanlar öyle ya da böyle bir şeye inanmışlar. Evet doğru.
Kitabın genel fikrine katılmakla birlikte çevirmenin düştüğü bazı notlar Ali Şeriati hakkındaki olumlu görüşüme gölge düşürdü diyebilirim. Çünkü bazı ayet ve hadisleri çok farklı ve alakasız şekilde dayatmaya çalıştığı çevirmenin notlarıyla anlaşılıyor. Kesin kanaat sahibi olmam için hakkında çok şeyler okumam gerekiyor.
Kitabı okumaktan gayet memnunum. Kendisini iyice tanımak için istek oluşturdu bende. Tavsiye ederim.
Karton Cilt, 95 sayfa
2005 tarihinde, İşaret Yayınları tarafından yayınlandı